Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Depremin üzerinden neredeyse 3 hafta geçti fakat çadır talebi hâlâ tam olarak karşılanabilmiş değil.

        Özellikle kırsal alanda hayvancılıkla uğraşanlar çadır kentlere gidemiyor. Evi yıkılmayıp hırsızlık tehlikesinden korkanlar da kendilerine ait çadır talep ediyor.

        Peki bu talepler neden karşılanamıyor? Stoklar mı yetersiz? Yurtdışından tedarik mümkün değil mi? Veya organizasyon sorunu mu var?

        Türkiye’de yıllarca çadır denilince akla Kızılay gelirdi. Beyaz çadırlar üzerindeki kırmızı hilal logosu hafızalarımızdaki yerini koruyor.

        Fakat bilinen aksine afet kanunu değiştiğinden bu yana çadır dağıtımından Kızılay değil AFAD sorumlu.

        Kızılay şu an sadece kan bağışı topluyor ve yemek dağıtıyor.

        Çadır kısmında ise kısmi üretim yapıyor.

        Çadır meselesinin tüm boyutlarını Kızılay Başkanı Kerem Kınık’a sordum. Yanıtları şöyle:

        Kerem Bey depremzedelerin çadır talebi devam ediyor. Bu eksiklik neden tam olarak giderilemedi?

        Sahaya 326 bin adet çadır dağıtıldı. Yaklaşık 110 bin adet de AFAD tarafından bize ve yurt içi-yurt dışı çadır üreticilerine sipariş verildi. Kızılay olarak bizim Malatya ve Erzincan’da kendi çadır fabrikalarımız var. Günlük bin adet çadır üretebiliyoruz. Her gün 6-7 tır çıkararak fabrikalardan AFAD’a teslimat yapıyoruz. Sadece bizden değil farklı üreticilerden de tedarik sağlanıyor.

        REKLAM

        Ben sürekli sahadayım. Çok sayıda çadırkent kuruldu. Örneğin depremden en çok etkilenen noktalardan biri olan Samandağ’ın 125 bin nüfusu var. İlçedeki spor stadında büyük bir çadırkent kuruldu. Günlük 15 bin kişiye yemek dağıtıyoruz. Bu da bize nüfusun büyük bölümünün gittiğini gösteriyor. Peki "Neden çadır talebi devam ediyor?" diye soracak olursanız, insanlar evlerinin yanında çadır istiyor. Evleri yıkılmamış, ağır hasarlı da değil ama girmeye korkuyorlar. Bu şekilde baktığımızda tüm bölgedeki talep 2 milyona çıkıyor. Bu da karşılanması kolay bir oran değil.

        Kırsal kesimde hayvancılıkla uğraşanlar hayvanlarını bırakıp gidemeyeceği için çadır talep ediyor. Bu çok anlaşılır ve haklı bir talep değil mi?

        AFAD bu hafta muhtarlara belli oranda dağıtım yaptı. Muhtarlar onları ihtiyaç sahiplerine vermeye başladı. Fakat genel anlamda evi yıkılanlar şu an dışarıda kalmış değil. Bunu dikkatle söylüyorum çünkü sizin yayınınıza bağlandığımda “Ulaşılamayan yer yok” sözlerim de yanlış anlaşılmıştı. Ben onu yıkılan bina sayısının dronelarla tespit edilmesi anlamında söylemiştim. Burada da evi yıkılmış insanlardan bahsediyorum. Yoksa evi yıkılmadığı halde talep edip de alamayan çok insan var.

        Uzmanlar İstanbul başta olmak üzere farklı bölgelerde deprem riskinin yüksek olduğunu söylüyor. Genel anlamda Türkiye’nin çadır stok kapasitesi nasıl? Bu süreçten bir ders çıkarılmalı mı sizce?

        Bu afetteki yaraları sardıktan ve talepleri karşıladıktan sonra acilen Türkiye’nin tüm stoklarını doldurmamız ve kapasitesini arttırmamız gerekiyor. Bunun yanı sıra, vatandaşlarımız konteyner kentlere geçince dağıtılan çadırların büyük bölümü alınıp temizlik ve bakımı yapıldıktan sonra tekrar milli afet kapasitesi olarak depolanacak.

        AFET BÖLGESİNDE YAKLAŞIK 2.5 MİLYON KİŞİ BARINMAYA ÇALIŞIYOR!

        Kızılay Başkanı Kerem Kınık konuşmamızın ardından son istatistikleri de paylaştı. Aralarında daha önce açıklanmayan çok önemli bilgiler var:

        Bölgeden tahliye edilen toplam afetzede sayısı: 496.299

        REKLAM

        Kurulan çadır sayısı: 326.182

        Planlanan çadır sayısı: 435.610

        Çadırda barınan kişi sayısı: 1.304.728

        Kurulan konteynır sayısı: 6.561

        Konteynırda barınan kişi sayısı: 26.244

        Afet bölgesinde barındırılan kişi toplamı: 1.598.554

        Afet bölgesi dışında barındırılan kişi toplamı: 322.972

        Kendi imkânları ile barınan veya valiliğe başvuran kişi sayısı: 956.330

        Planlanan konteynır sayısı: 103.684

        Bu tablodan ve Kerem Kınık'ın sözlerinden de anlıyoruz ki Türkiye'nin çadır stoğu 10 ili kapsayan, milyonlarca insanı evinden eden depremler karşısında yeterli değilmiş. Allah korusun yakın zamanda bir afet daha meydana gelse daha büyük bir kâbusla karşılaşabiliriz. Bu yaşananlardan ders çıkararak acilen hazırlık yapmamız şart.

        Öte yandan bölgede 2.5 milyon insanın barınmaya çalıştığını da unutmamalıyız. Bunların, 1 milyon 304 bini bu soğukta çadırda uyumaya çalışıyor. 956 bin kişi ise kendi imkânlarıyla varoluş mücadelesi veriyor.

        Planlanan 103 bin konteyner hızla kurulsa bile yeterli olmayacak.

        Dolayısıyla "Evim Yuvan Olsun" kampanyasına imkânı olan herkes destek vermeli, boşta konutu olanlar kaymakamlıklara başvurarak depremzedelere yardım etmeli.

        Balkona çıkmaya bile korktuğumuz şu buz gibi havada 2.5 milyon kişinin geceyi soğuk çadırlarda veya sokakta geçirmesine göz yumamayız.

        REKLAM

        Diğer Yazılar