Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2010'un en önemli ismiydi. Yüzyıl sonunda, yüzyılın en önemli isimlerinden biri olarak anılacağından da eminim. Sadece sızdırdığı belgeler değil onu bu kadar etkili ve önemli kılan; dünyada muhalif olma fikrine kattığı yeni anlam ve bu amaçla kullandığı yöntem ve araç, şimdiden köklü dönüşümlerin habercisi olmaya başladı bile.

        Yine de kimi için bir "devrimci" kimi için de bir "sahtekâr" veya "ajan" Julian Assange. Eğer aklınızda soru işaretleri varsa, onun "onaylanmamış" otobiyografisi Türkçe'de yayınlandı (Alfa Yayınları). Alıp merakınızı giderin ve hangi süreçlerden geçip bu noktaya geldiğini ve dünyayı sarsarken kendi içinde neler yaşadığını öğrenin.

        "ONAYLANMAMASI" BİR OYUN MU?

        Afgan Savaşı Günlükleri, Irak Savaşı Günlükleri ve Cablegate'i (telgraf sızmaları) yayınladıktan sonra 2011'de Nobel Barış Ödülü'ne de aday gösterilen Julian Assange 2010 Aralıkı'nda, ertesi yıl yayımlanmak üzere Canongate Books'la -kısmen hatırat, kısmen manifesto olacak- bir kitap anlaşması imzaladı.

        Kitap, ev hapsinde yaşadığı Norfolk'taki Ellingham Hall'da, kendisiyle yapılan 50 saati aşkın teybe kaydedilmiş söyleşiye dayanıyordu. Ancak iddia edilen o ki Assange, bir otobiyografi yayımlama düşüncesinden git gide bunalmaya başladı ve Mart sonunda teslim edilen kitabın ilk taslağını okuduktan sonra şöyle dedi: "Hatırat tepeden tırnağa saçmalık."

        7 Haziran 2011'de, Assange kitabı yayımlamaya hazırlanan dünyanın her yerindeki 38 yayınevine kitap sözleşmesini feshettiğini bildirdi.

        Bugün Türkçe'de raflardaki yerini alan "Onaylanmamış Otobiyografi"nin önsözünde Canongate Books editörü ise şöyle diyor: Biz Julian'ın kitap hakkındaki değerlendirmesine katılmıyoruz. Julian anlaşmayı feshetmek istemesinden önce, avukatlarına olan borçların ödenmesi için bir de avans anlaşması imzalamıştı. Dolayısıyla sözleşme hâlâ geçerli. Biz de bu sözleşmeye bağlı kalmaya ve kitabı yayımlamaya karar verdik."

        Başka bir iddiayı da ben size anlatayım. Buna göre kitabın "onaylanmadan" piyasaya çıkması sadece bir oyun. Assange aslında bu kitabı yayımlamakta çok istekliydi. Sadece ve sadece ilerde doğabilecek hukuksal problemlerden dolayı kitaba "onaylanmamış" şerhi koydurdu...

        TECAVÜZ DAVASI HAKKINDAKİ YORUMU...

        Neyse, yönteme çok takılmayalım.

        Kitapta çok sürükleyici ve heyecan verici bir portre çıkıyor karşımıza. Assange kitaba, son tutuklanışıyla başlıyor. Cezaevi aracında insanlar ona tezahürat ederken neler hissettiği, hücre yaşamı, aldığı mektuplar, kefaletle tahliye oluşuyla ilk bölüm bitiyor.

        Bu bölümde, onu çok sarsan tecavüz skandalıyla ilgili ilk ve son cümlesini söylüyor Assange: "İsveç olayının bedelleri ve nedenleri üzerinde de durup düşündüm. O kadınların telefonlarına cevap vermemekle gerçekten de benden nefret etmeleri için açık kapı mı bırakmıştım?.."

        Ardından çocukluğu, anne ve babası-üvey babasıyla ilişkileri, sürekli taşınmaları ve okul değiştirmesi geliyor. "Hiçbir zaman en parlak öğrenci olmadım ama öğrenmeye ve gerçeklere açtım ve sistem çok yavaş işliyordu... On altı yaşıma geldiğimde, bilgisayar bilincim haline gelmişti" sözleri, onun sırrını ortaya çıkarıyor herhalde.

        İlk bilgisayarı, ilk hackleri, ilk yakalanışı gerçekten ilginç. "Arkadaşlarım arasında sınırsız yaratıcılıkta hacker'lar vardı: Phoenix, Trax ve Prime Suspect bunlardandı. Son ikisiyle, Uluslararası Yıkıcılar diye bir grup kurmuştuk. Kanada telekom şirketi Nortel'e, NASA'ya ve Pentagon'a gece baskınları düzenliyorduk."

        Ardından sizin yakından bildiğiniz Assange geliyor. WikiLeaks'in doğuşu, belgelerin nasıl sızdırıldığı, sonrasında yaşananlar... Bir de gazetecilerle ilgili tespiti: "Bir gazetecinin kendini beğenmesi, bir fahişenin sıktığı parfüme benzer; her ikisi de bunu kendilerindeki kötü bir kokuyu bastırmak için kullanır..."

        GÜL, OBAMA'DAN NE İSTEDİ?

        "Onaylanmamış Otobiyografi"de, farklı ülkelere ait sızdırılmış belgeler de yer alıyor. Burada haliyle Türkiye'yle ilgili olanın üzerinde duracağız.

        Sözkonusu iki belge, Türkiye'deki Amerikan Büyükelçiliği'nden gönderilmiş, Türk Havayolları'na Boeing uçağının satışıyla ilgili iki telgraf. İkinci telgrafta özetle, ABD büyükelçisi James Jeffrey'nin, Amerika bir Türk astronotunun uzaya gönderilmesi konusunda yardımcı olursa, Türk Havayolları'nın Boeing uçağı alma konusunda daha istekli davranacağını ima ettiği iddia ediliyor.

        Bu iddiaların asıl ilginç bölümüyse Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ABD Başkanı Barack Obama'dan talebiyle ilgili olanlar ve Türkiye'nin "uzay çalışmalarından" söz edilen bölümler...

        İşte kitapta yer aldığı haliyle o bölümler...

        04 ANKARA 2680

        Telgraf tarihi: 12 Mayıs 2004 12:22

        KONU: BOEING TÜRK PİYASASINDA BASKI HİSSEDİYOR

        (C) Özet: ...Boeing, halihazırda, Türk Havayolları'nın (THY) filosunu genişletmek için almayı planladığı 19 adet dar ve geniş gövdeli uçağın muhtemel satışı için EADS – Airbus ile yarışıyor. THY, 19 uçağın alımına ve sekiz B737-400 uçağı için kiralama opsiyonlarının uzatılmasına ek olarak, gelecekteki talebi karşılayabilmek için 35 ilave uçağa ihtiyaç duyacağını öngörüyor...

        Türkiye'nin en büyük havayolu şirketi olan devlete ait THY, filosunu genişletmek için 19 uçak alımıyla ilgileniyor. THY filosunu genişletmenin yanı sıra sekiz adet Boeing 737-400 uçağıyla ilgili olarak 2006'da biten kira süresini de uzatmaya çalışıyor. THY gelecekteki uçuş talebini karşılamak üzere 35 ilave uçağa ihtiyacı olacağını tahmin ediyor. 2.9 milyar dolardan fazla bir değeri olan bu proje, Türkiye'nin son yıllardaki en büyük projelerinden biridir. Alman Şansölyesi ve Fransız Cumhurbaşkanı, Başbakan Erdoğan'la yaptıkları görüşmelerde THY'nin yaklaşan alımları konusunu gündeme getirerek Airbus'a verilmesini dile getirdiler.

        (C) Yorum: Büyükelçilik, üst düzey AB yetkilileri ile Almanya ve Fransa'nın devlet başkanlarının Airbus lehine yoğun lobi yapmasından endişe duymaya devam etmektedir. Maliye Bakanı'nın bu hafta Paris'te Airbus'la görüşme yapması planlanıyor. Büyükelçilik, Washington'daki kuruluşların Türk hükümetindeki muhataplarını, THY'nin alımlarında şeffaflığa verdiğimiz önem konusunda etkilemek için ellerindeki bütün olanakları kullanmalarını tavsiye etmektedir. Büyükelçilik, Boeing adına aktif destek girişimlerini sürdürecektir.

        10 ANKARA74

        Telgraf tarihi: 19 Ocak 2010 05:39

        KONU: BÜYÜKELÇİ BOEING SATIŞINI ULAŞTIRMA BAKANIYLA GÖRÜŞTÜ

        REF: İstanbul 17

        (C) Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, THY'nin Boeing uçakları alımında şimdiki tıkanma noktasının fiyat olduğunu Büyükelçi Jeffrey'ye teyit etti. Ancak Yıldırım, fiyatın tek unsur olmadığını ve THY'nin, uzun dönemli ortaklığın ve taahhüdün kanıtı olabilecek başka ilgili koşullara da baktığını vurguladı. Türk hükümetinin FAA (Amerikan Federal Havacılık İdaresi) ile daha ileri bir düzeyde sivil havacılık işbirliği yapmayı umduğunu ve bu cephede bir gelişme sağlanmasının Boeing açısından da ortamı iyileştireceğini sözlerine ekledi. Son olarak, Cumhurbaşkanı Gül'ün Başkan Obama'ya yaptığı, bir Türk astronotunun uzaya gönderilmesi talebini yineledi ve Türkiye'nin ticari işleriyle ilgili değerlendirmelerinin bununla da ilintili olduğunun işaretini verdi. Büyükelçi, Boeing'in Türkiye'de uzun bir işbirliği ve yatırım geçmişi olduğuna, bunun da sadece yerel şirketlerle kurulan ortaklıklar üzerinden değil, aynı zamanda şirketin sosyal sorumluluk programları kapsamında yaptığı toplumsal yatırımlarla gerçekleştiğine dikkat çekti. Büyükelçi ayrıca, FAA ile işbirliği olanaklarını tartışma ve NASA'nın Türk uzay programını kolaylaştırmaya yardımcı olup olmayacağını araştırma sözü verdi.

        (SBU) Büyükelçi Jeffrey, Ticari Ataşe ve İktisadi Müsteşarla birlikte, THY filosu için yeni uçak alımında Boeing'e destek vermek üzere, 14 Ocak'ta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'la görüştü. THY kısa bir süre önce 20 adet tek koridorlu Airbus uçağını, 10 uçak daha alma opsiyonuyla satın alacağını açıkladı. Boeing'le benzer sayıda 737 üzerine pazarlıklar ise devam ediyor. Bu satışın değeri yaklaşık 3.4 milyar dolar.

        (C) Yıldırım, FAA desteğine ek olarak, dolaylı biçimde, Türkiye'nin uzaya bir astronot gönderme arzusunun da -bu arzu Cumhurbaşkanı Gül'ün Başkan Obama'ya yazdığı mektupta dile getirilmişti- ticari anlaşmaları ilgilendirdiğini ima etti ve NASA'nın Türkiye'nin yeni oluşmaya başlayan uzay programının ayaklarının üzerinde durmasına yardımcı olmasının olumlu karşılanacağını belirtti. Büyükelçi Jeffrey, bir Türk astronotunun önümüzdeki görevlerden birinde de yer almasını takvime bağlamanın son derece zor olacağını fakat NASA'nın Türkiye'nin uzay programını kurmasına destek olmasının mümkün olabileceğini belirtti.

        Diğer Yazılar