Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KÜRŞAD OĞUZ / HABERTURK.COM

        koguz@haberturk.com

        15 yıldan fazla süredir kitap dünyasıyla, yayıncılarla, yazarlarla haşır neşirim; pekçok şişirilmiş kitap, yazmayan yazar, resmi kurumlar veya şirketlerden nasıl destek aldığını anlamadığım "kolpa" kitap gördüm.

        Hatta bir tanesi de şu an elimde duruyor; Fransız Kültür, Fransa Dışişleri Bakanlığı, Fransa Büyükelçiliği destekli şimdi adını vermeyeceğim bir kitap. Nasıl yayınlandığını anlamadığım bu amorf çeviri kitabı da yakında yazacağım.

        Bütün bunları şunun için söylüyorum. "Yeşilçam'dan Serpintiler" bunların yanında solda sıfır kalır. Ama bütün bu süreçte çok önemli bir şey ortaya çıkıyor: Bu tür kitaplara verilen resmi desteklerin kıstası belli değil, denetimi de yapılmıyor.

        Kültür Bakanı Ertuğrul Günay' ın ''Maalesef güvenden kaynaklanan bir aksaklık oldu. Bundan sonra bize gelen destek taleplerini çok daha dikkatli denetleyeceğiz'' sözleri şu durumu özetiyor: Takke düştü kel göründü!

        ANDIÇ MI?

        Hatırlayacağınız üzere "Yeşilçam'dan Serpintiler" kitabıyla ilgili ilk haber perşembe günü "Yeşilçam Andıcı" başlığıyla yayımlandı.

        Zira habere göre kitapta Yeşilçam'ın yıldızlarıyla ilgili adaba mugayir, fişlemeyi andıran sözler kullanılmıştı.

        Mesela Tarık Akan için "Sinema oyunculuğunun yanında siyasi olarak 'sol' görüşe yakınlığıyla tanınmaktadır;" İbrahim Tatlıses için "Gerçek adı İbrahim Tatlı'dır. Arap ve Kürt asıllı Türk ses sanatçısı, besteci, yapımcı, sinema oyuncusu ve TV programcısıdır;" İlyas Salman için "Uzun yıllardır oynadığı 'Kürt' tipi rolleri yüzünden Kürt olarak kabul edildi. Ancak 2007 yılında kendi yazısında ve kitabında 'Türkmen Alevisi' olduğunu belirtti. Kendisi sol görüşlüdür. TKP'nin Kartal'da yaptığı 1 Mayıs mitingine katılmıştır. Şu anda Türksolu Dergisi'nde yazmaktadır" denmişti.

        Sevtap Parman "Çerkezler'e özgü bir özellik olan çıkık poposundan dolayı 'Bayan Popo' lakabını aldı" olmuştu; Ahu Tuğba "Genellikle fahişe, uyuşturucu bağımlısı ama kalbi temiz karakterleri canlandırdı. Erkekçe Dergisi'ne pozlar verdi..."

        Tahmin edebileceğiniz gibi Nuri Alço ve Aydemir Akbaş'ın da 80'lerde oynadıkları erotik filmler vurgulanmıştı...

        Kültür Bakanlığı'nın desteği ve logosuyla çıkarılan kitap Ferdi Merter Fosforoğlu, Nilüfer Aydan, Kıvanç Terzioğlu, Vedat Akdamar ve Bengü Akdamar tarafından kaleme alınmış, projeyi Filmsan Vakfı yürütmüş ama kitabı Artshop Yayıncılık basmıştı...

        "BİLGİMİZ OLMADAN EKLEMİŞLER"

        Haberin ardından ilk açıklamayı Filmsan Vakfı Başkanı, kitaba da imza atan Ferdi Merter Fosforoğlu yaptı. Önce kitapta yazılanların normal olduğunu söyledi, sonra Bakanlık karşısında duyacağı sıkıntının mahcubiyetiyle topu kitabı yayınlayan Artshop Yayıncılık'a attı.

        "Sinema kitapları, internet ve gazete arşivlerinden yararlandık. Artshop Yayınevi, bilgimiz olmadan internetten alıntı yapıp kitaba eklemiş. Denetleme şansımız olmadığı için kitap bu şekilde çıktı" dedi. Hatta "Öz annem Muazzez Arçay da bir sinema sanatçısıdır. Resmini ben vermiştim, onu bile yanlış basmışlar. Bülent Ersoy, eski fotoğraflarının kitapta yer almamasını istedi. Yeni fotoğrafını yayınevine gönderdik, eskisini koymuşlar" diyerek işin içinden tamamen sıyrılmaya çalıştı...

        Kültür Bakanlığı ise bir süre sessiz kaldı... Ne diyeceklerdi ki? Kitabın girişinde bakan Günay'ın bir övgü yazısı ve koca koca imzası duruyordu:

        "Yeşilçam'dan Serpintiler kitabı esasen bir tarih çalışması olarak değil, Yeşilçam’a bir vefa çabası olarak da ele alınmalıdır, Yeşilçam sineması çalışanlarını set işçisinden yönetmenine kadar kapsayan ve bu insanlara olan vefa borcunu ödemeyi amaç edinen bu çalışma, sinema emekçilerine bir saygı duruşu niteliğindedir. Büyük bir titizlikle hazırlanan ve sinema sektörü içerisinde her kademede çalışan sanatçıları ve emekçileri içine alacak şekilde hazırlanan bu çalışmanın Yeşilçam’a gönül veren sanatçı ve çalışanların eserlerini ve emeklerini gelecek kuşaklara aktarma işlevi göreceğine inanıyorum."

        OKUMADIK İTİRAFI

        Dikkatli olanlar; kültürlü bir bakanın aynı cümlede aynı yüklemi iki kere kullanmayacağını ve okumuş olduğu bir kitap için bu kadar beylik ve "okumadım" diyen cümleler kullanmayacağını anlar aslında...

        Nitekim daha sonra Günay tarafından yapılan açıklama da bunu; kitabın Kültür Bakanı bir yana Kültür Bakanlığı'nın herhangi bir yetkilisi tarafından bile okunmadığını ortaya koyuyordu:

        ''Bakanlık olarak kültür ve sanata vermekte olduğumuz destek çerçevesinde bu alanda faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşunun yürütmekte olduğu kitap çalışması için talep ettiği önsöz isteğine iyi niyetle karşılık verdik. Ama maalesef güvenden kaynaklanan bir aksaklık oldu. Bundan sonra bize gelen destek taleplerini çok daha dikkatli denetleyeceğiz.''

        SESSİZ YAYINEVİ'NDEN İLK AÇIKLAMA: BİZ YAZMADIK

        Bu süreçte en sessiz kalan kurum ise kitabı yayımlayan Artshop Yayıncılık oldu. Dün, yayınevinin sahibi Şenay Akdamar'ı aradım ve olayı onların ağzından dinledim.

        Bir kere Şenay Hanım da, Ferdi Merter Fosforoğlu gibi kitapta yer alan sanatçılarla ilgili ifadelerin rahatsız edici olmadığını düşünüyor. Ayrıca haberdeki ifadelerin kitaptan cımbızla çekildiğini, kimsenin kitabın bütününü okumadığını vurguluyor.

        Asıl önemli olansa Şenay Hanım'ın Fosforoğlu'na cevabı. Fosforoğlu'nun iddiasının aksine şöyle diyor: "Bilgiler bize Filmsan'dan hazır geldi. Sadece kitabın bilgisayar girişini ve dizaynını biz yaptık. Gelen bilgilere hiçbir ekleme yapmadık!"

        "BAKANLIĞIN OKUDUĞUNU SANMIYORUM"

        Kendisine Kültür Bakanlığı'nın kitap için ne kadar destek verdiğini de sordum. "Öyle kayda değer bir para değil, zaten Kültür Bakanlığı'nın desteği sınırlıdır. Belli bir miktarda yardım eder gerisini siz tamamlarsınız. Kendisinin uygun gördüğü belli bir rakamı öder. Büyük bir meblağ değil ama. Zaten o para da henüz bize gelmedi."

        Peki ona göre Bakan Günay ya da Bakanlık yetkilileri kitabı gördü mü? En azından kitap basılmadan önce bir göz attılar mı? "Bu işler Filmsan aracılığıyla yürütüldü. Bakanlık kitabın içeriğiyle ilgili bilgilendirildi. Ama kitap ellerine ulaşmadı. Kitabı görmedi zaten bakanlık. Ertuğrul Günay'ın da o kitabı gördüğünü sanmıyorum. Son açıklamayı yapmadan önce bile..."

        BİR DE TOPLATILSAYDI...

        Neresinden tutsanız elinizde kalacak bir süreç. Kitabı yazan sahiplenmiyor, para veren neye para verdiğini bilmiyor, üstelik bu fırtınada kitabın tamamını bırakın okumayı, gören de yok.

        Hatta bir ara "o kitap toplatıldı" bile dendi. Şenay Hanım'a sordum, "Yok öyle bir şey, düzeltip yeni baskısını yapacağız" dedi. Düşünsenize, bu kitap toplatılmış olsa Cumhuriyet tarihinde toplatılmış bakanlık logolu ilk kitap olacaktı!

        Bakan Günay, "artık daha dikkatli davranacağız" diyor.

        Yetmez. Bence Kültür Bakanlığı bugüne kadar hangi yayına ne kadar destek verdiğini, bu desteği verirken kıstaslarının ne olduğunu açıklamalı. Sonra aynı şeyi diğer bakanlıklar, belediyeler ve şirketler de yapmalı...

        Ki biz de, bazı kitaplar neden bu kadar kolay basılıyor anlayalım...

        Diğer Yazılar