Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ali Kazma, bilmeden ve tabii çok önceden, sanki Türkiye'de meydanlarda yaşananları hissederek buldu başlığı ve 24 Kasım'a kadar sürecek Venedik Bienali'ndeki eserine taşıdı: Rezistans (Direniş). Umarım bizdeki, Venedik'teki kadar uzun sürmez.

        Ejderha dövmesi yaptıran gencin vücudundan akan kanlar ve acı çeken yüzü; ameliyat sırasında göze giren şırınganın hissettirdiği ürperti; iplerle tavana asılan bir kadının bir düğüm haline getirilirkenki çaresizliği; kadavra başındaki tıp öğrencilerinin deri kadavradan sıyrılırken ve kaslar açılırken kapıldığı ruh hali; vücutçu erkeklerin bedenlerini şekilden şekile sokarak şişirirken yaşadığı rekabet... Hiçbiri polisin sıktığı biber gazına direnen veya fışkırtılan suya göğsünü siper eden kadın kadar çarpıcı değil belki. Ama o görüntüler Venedik Bienali'nde, diğerleri ise Türkiye'de çok revaçtaydı. Ve ikisine de aynı ad veriliyor: Rezistans yani direniş.

        1 Haziran'da başlayan ve 24 Kasım'a kadar sürecek olan Venedik Bienali 55'inci Uluslararası Sanat Sergisi'nde, Massimiliano Gioni küratörlüğündeki "Ansiklopedik Saray" başlıklı ana serginin yanı sıra 88 ülkenin pavyonu var. Bunlardan biri de, Ali Kazma'nın "Rezistans" başlıklı yeni video serisinin yer aldığı Türkiye Pavyonu. İşte, başta bahsettiklerim Türkiye Pavyonu'ndaki 5 ekrandan sanatseverlerin ilgiyle izledikleri görüntüler. Çalışmanın küratörü Emre Baykal, Türkiye Pavyonu'nun sponsoru ise Fiat ve dolayısıyla Tofaş.

        İSTANBUL'DA OKUL VE AMELİYATHANE

        Ali Kazma, "Rezistans" için bir yıl boyunca dünyanın çeşitli yerlerinde farklı mekânlar ve öznelerle çekimler gerçekleştirdi. Mesela Paris'te bir film setinde, Sakarya'da bir hapishanede, İstanbul'da bir okul ve ameliyathanede, Berlin'de robot üretim ve deneylerinin yapıldığı bir üniversitede, Lozan'da bir genetik araştırma laboratuvarında ve Londra'da bir dövme stüdyosunda... Kazma'nın amacı, insanın kendi bedeninin toplumsal, kültürel, fiziksel ve genetik kodlarını kırmaya çalışıp onu kusursuzlaştırma çabasının yanı sıra bedenin müdahaleler yoluyla nasıl yeni sembollerin ve anlamların taşıyıcısı haline geldiğini göstermek. Anlayacağınız gibi bu son cümle küratöre ait; ne demek istediğini ben başta anlatmaya çalıştım.

        ARSENALE'DEN TOPÇU KIŞLASI'NA

        Bizim diye söylemiyorum; Kazma'nın çalışması gerçekten de ilgi görüyor. Bienali takip etmek için farklı ülkelerden gelenlerin açılıştaki meraklı gözleri ve Türkiye Pavyonu'nda geçirdikleri süre bunun kanıtı.

        Kaderin garip cilvesi, Türkiye Pavyonu, Venedik Bienali'nin ana mekânlarından biri olan Arsenale'nin Artiglieri binasında. Arsenale, bildiğiniz "Tophane". aslında şu an hâlâ İtalyan Savunma Bakanlığı'na bağlı olan bu yapıda 500 yıl önce Osmanlı'yla verilen mücadelede kullanılan toplar dökülmüş, gemiler hazırlanmış. Şimdi ise muazzam bir kültürel buluşma mekânı burası. Tıpkı 150 yıl önce yapılan Taksim'deki Topçu Kışlası'nın alanında bugün olduğu gibi.

        Arsenale tarihe ve zamana direnmiş; kazanmış. Topçu Kışlası tarihe ve siyasete kaybetmiş, yıkılmış. Ancak şimdi, onun yerinde bir başka eser yükseliyor sanki...

        SULU NOTLAR

        - Venedik ve İstanbul aslında kardeş şehir; 1993'te olmuşlar.

        - Venedik'te yürünmeyeceği hurafe. 170 kanal ve 400 köprünün neredeyse yarısını geçtim ve toplam 8 saatte Venedik'i gondolsuz gezdim. Yürünmesini istemeyenler düşünsün.

        - 700 yıllık San Marco Meydanı'nı su basması ihtimali Tokyo'da deprem ihtimali kadar yüksek. Ve izlemek çok keyifli.

        - Aynı meydandaki Cafe Florian, İtalya'nın en eski kahvehanesi (1720). Orada içmek gerçekten bir gün yasaklanmamalı. Yazık olur.

        - Kendime pazardan 20 Euro'ya üç tişört aldım; faturaya baktım, tezgâh sahibi Harun İbrahim çıktı. Diyeceğim başka bir şey: Bu veba kentinde bile Harun İbrahim'lere "defol" diyen duvar yazıları gördüm.

        - 1600'lerde Türk tüccarların ticaret merkezi olarak kullandığı "Fondaco dei Turchi" kentin en güzel saraylarından.

        - Son not: Venedik'in de İstanbul'un da havasına güven olmaz...

        ÇILGIN PROJE

        Tofaş CEO'su Kamil Başaran'ın da katıldığı bir yemekte İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Bülent Eczacıbaşı açıkladı. Yıllardır göçebe olan Türk pavyonu yakında Venedik Bienali'nde yerleşik hayata geçiyor. Arsenale'de 500 metrekarelik bir bina kiralandı, restorasyon ve diğer işlemler için gerekli olan 2.4 milyon Euro'yu 20 sanatsever ve kurum karşılıyor. Bu isimler ve detaylar yakında açıklanacak.

        Diğer Yazılar