Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ventimiglia’ya “İtalyan yakışıklısı” dersek abartmış olmayız. Bunun bir sebebi Hollywood yıldızı Milo Ventimiglia ile isim benzerliği de olabilir. En azından benim için öyle...

        Sabahın ilk ışıkları... Nice’ten yola çıktım, yaklaşık 40 dakikada kendimi Ventimiglia’da buldum. Şehrin uyanışı ve hayata başlangıcına tanıklık ettim. Ardından pazara uğradım güzel kahveler içtim. Ve günü yine Ventimiglia’da bitirdim.

        Kimbilir kaç kez niyetlendim Ventimiglia’ya gelmek için ama her seferinde bir şekilde pas geçtim. Otobandan ayrılıp kıvrılarak şehir merkezine inerken aklımdan bunu geçiriyorum. “Sonunda geldim...”

        Günün ilk hareketliliği var; eski şehir ile nispeten yeni bölümü ayıran trafik ışıklarında, şehri ikiye bölen Roia Nehri’nin hemen kıyısındayım. Sağımda tepeye doğru San Michele Arcangelo Kilisesi’ni görüyorum, etrafında renkli eski binalar, aradan gözüken küçük yokuşlar, sokaklar... Şehir merkezine geldiğimde sağımda sebze meyve pazarı kalabalığı var. Limana yakın bir otoparka arabayı park edip Roia Nehri’nin üzerindeki yaya köprüsünü geçerek yukarıya, tarihi kiliseye doğru yürümeye başlıyorum. 30 – 40 dakikalık yürüyüşüm, dar sokaklardan geçerek, arada küçük avlulara da uğrayarak en tepede, San Michele Arcangelo Kilisesi’nin önündeki meydanda son buluyor. Güne erken başladığımdan olsa gerek eski şehrin olduğu sokaklar epey ıssız. Tek tük kapısının önünü süpüren, çamaşır asan insanlar görüyorum. Ama kilisenin hemen karşı sokağındaki iki kafenin önündeki masalar dolu. Günün ilk espressosunu orada içiyorum. Hararetli konuşmalar var etrafımda, biraz takılıp bir başka rotadan aşağıya doğru yürüyerek şehir merkezine dönüyorum. Kapalı pazar yerinde sebze ve meyveler diğer tezgâhlarda duran çiçeklerle yarışacak düzeyde özenle dizilmiş. Pazar yerinde adım atmak imkânsız. Önce Ligurya Denizi’nin Cenova Körfezi’ne açılan kıyılarına gidiyorum, kıyıda birkaç kişi olta ile balık avlıyor. Etraf sakin, henüz plaja gelen yok, biraz ileride denizden çıkan yaşlı bir çift var. Körfeze açılan Roia Nehri’nin kıyısında yürümeye devam ediyorum. Sükûnetten kalabalığa doğru... Böylece iki saat kadar daha yürüyorum aralarda küçük molalar vererek. Şehirde mağazalar, dükkânlar açılmaya başlamış. Üzerine şehrin en hareketli caddelerinden birinde bir caffe latte ve kruvasan molası...

        İTALYAN OLDUĞUNU HİSSETTİRİYOR

        Benim izlenimlerimi bir yana bırakırsak; Cote d’Azur’un son durağı Menton’dan yaklaşık 10 kilometre sonra İtalya’nın ilk beldesi olan Ventimiglia, çok eski bir şehir. Genelde -benim de yukarıda sıkça yaptığım gibiüstünde pek durulmayan, Nice, Monako, San Remo, Portofino güzergâhında uğranan ya da aktarma yapılan bir yer. Oysa artık bu muameleyi hak etmediğini düşünüyorum. Her şeyden önce tarihin önemli figürlerinden olan Cenevizliler için önemli bir kaleymiş hep. Bu tarihsel misyon, şehri kültürel ve mimari açıdan da seçkin bir konuma kavuşturmuş. Kiliseler, vaftizhaneler, Orta Çağ yapıları, tiyatrolar... Adım attığınız andan itibaren de bir İtalyan olduğunu hissettiriyor. Nehrin batısındaki tepeye kurulmuş olan eski şehir güzel ve tipik bir İtalyan Orta Çağ kasabası görünümü sunuyor. Eski şehir, tarihi turistik bir yerden ziyade insanların yaşadığı ve günlük hayatın devam ettiği bir yer izlenimi yaratıyor. Ve tabii ki Ligurya’nın alametifarikası yeşil panjurlar beldenin genelini sıcak bir hale getiriyor!

        Mutlaka görün

        Eski Ventimiglia: Yeni şehre bakan bir tepe üzerine kurulu eski şehir, tarih ve mimari açıdan çok önemli bir bölge. Şehrin DNA’sını oluşturuyor. Orta Çağ’ın tüm görkemine tanıklık etmiş Ventimiglia’da çok daha eskilerden, 2. yüzyıldan kalma amfitiyatro da bulunuyor.

        Ventimiglia Katedrali: Eski bir Antik Roma tapınağı üzerinde yapılmış ve harap olmuş bir Lombard kilisesi yerine Romanesk mimari stiliyle yapılmış, İtalya’nın en eski kiliselerinden biri...

        Hanbury Villası Botanik Bahçesi: La Mortola’da İngiliz Sir Thomas Hanbury tarafından yaptırılmış villa etrafında bulunan botanik bahçesi, İtalya’da bulunan en büyük botanik bahçedir. Beldenin çok ılımlı iklimi dolayısıyla Avrupa’da nadir bulunan tropik ve sub-tropik bitkileri içinde bulunduruyor. Benim yaptığım gibi Ventimiglia pazarına uğrayabilirsiniz; pazarın cuma günleri kurulduğunu da ekleyeyim.

        Diğer Yazılar