Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Allah (CC) yolunda katlolunanlara “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler ancak siz bunu bilemezsiniz.

        Bakara-154

        Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı (CC) anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?

        Mâide-90/91

        İman ve İslam asla ayrılık, nifak, bölücülük, insanlara ve canlılara zulüm hareketini doğurmaz. İman ve İslam asla merhametsizlik, haksızlık, yalan, birbirini aldatma, kumpas, düzen, insanları küçük görmek, onlarla alay etmek, hakaret etmek hareketini desteklemez... Hatta önünü keser, kökünü kurutur...

        İman ve İslam asla vatana, millete, bayrağa hakareti tasvip etmez, etmemiştir ve bunları alçaklık olarak nitelemiştir. İman ve İslam müşriklerle yapılan antlaşmalara bile sadık olma düsturunu koymuşken vatana ihanet, millete zulmet, müminlere kin ve nefreti asla ve kat’a dinle izaha çalışmak mümkün değildir, muhaldir, dine iftiradır.

        Şeytan daima nifak, fitne, fesat, kin, nefret tohumları saçar... İçimizde bunu bilmeyen var mı? Hepimiz biliriz, duyarız. Kur’ân-ı Kerîm’de içki, kumar günahlarını anlatırken yüce Mevlâ’nın “Şeytan bunlar vesilesi ile aranızda husumet kargaşa ve dövüş çıkarır” meâlindeki ikazını düşünürseniz bu durumu daha iyi anlamış olursunuz. Yani ancak günahlar, şirk ve şeytan menşeli hareket ve niyetler fitne ve fesat çıkartır.

        Meyvesi Ebû Cehil karpuzu olan bir ağaca artık gül fidanı denir mi? Ama dikkat ederseniz şeytan hiçbir zaman “Gel Allah’a (CC) şirk koş!” demez, “Puta tapın, yoldan çık!” diye fısıldamaz...

        Ya günahlarla yoldan çıkarır ya da kendisini hak ve hakikat göstererek insanları ayartır. İnsan bunun üstesinden nasıl gelir, gelebilir? Nasıl bu hıyaneti anlayabilir? Başından anlayamazsan sonundaki meyvesinden anla! Âyet-i kerimede buyurulduğu gibi seslenmek istiyorum:

        “Artık vazgeçtiniz değil mi?”

        NUTUK

        Hocaefendi

        Dinle bu pendi

        Ömrün tükendi

        Rıhlet (yolculuk) yakındır

        Yok ölüm sandın

        Nefse aldandın

        Câha (makama) güvendin

        Rıhlet yakındır

        Duydum azmışsın

        Kuyu kazmışsın

        Sıdkı bozmuşsun

        Rıhlet yakındır

        Etmedin ikrâr

        Eyledin inkâr

        Eyle istiğfâr

        Rıhlet yakındır

        Çok cefâ kıldın

        Ettiğin buldun

        Bil şimdi noldun

        Rıhlet yakındır

        Bu cihân fâni

        Mahdûd zamânı

        Bil böyle anı

        Rıhlet yakındır

        Hoş muhib (dost) iken

        Oldun çü düşman

        Hâzır ol var sen

        Rıhlet yakındır

        Azmayınca kul

        Olur mu ma’zûl

        Oldu güşâd yol

        Rıhlet yakındır

        Uşşâka kardaş

        Niçin attın taş

        Gidiyor cân baş

        Rıhlet yakındır

        Koyuban hayrı

        İşledin şerri

        Eyle sen seyri

        Rıhlet yakındır

        Kuddûsî’yi hak

        Bil etti muntak

        Hâzır ol fakfâk

        Rıhlet yakındır

        NUTUK

        Gaflet uykusundan, yatar uyanmaz,

        Can gözü kapalı gafilan çoktur,

        Hak sözü dinlemez, asla inanmaz,

        Kalbi çürük fesat cahilan çoktur.

        Nefs atına binmiş, gezer boşuna,

        Haksız olanların Hakk’ta işi ne (!)

        İblis gibi düşmüş halkın peşine,

        Şeytan dolabına aldanan çoktur.

        Genc Abdal herkesi mest olur sanma,

        Her kurban derisin post olur sanma,

        Her yüze güleni dost olur sanma,

        İçi kafir dışı Müslüman çoktur.

        Sahtekâr hocalara, namus, şereften mahrum sırtında cübbeleri olanlara, gönlü Allah (CC) ve Resul (SAS) muhabbetine kanamamış, milletin kanına girmiş, adı kanaat önderi olanlara ithaf olunur...

        AYET-İ KERİMELER

        Ey iman edenler! Allah’a (CC) itaat edin. Peygamber’e (SAS) ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, Allah’a (CC) ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah’a (CC) ve Resûl’e (SAS) götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.

        Nisâ-59

        Âyet-i kerimedeki “ülül emri minküm” tâbiri çok dikkat çekicidir ve üzerinde iyi düşünmek lazımdır. Çünkü herhangi bir idareciden bahsedilmiyor. İşaretlerden anlıyoruz ki “bizim gibi mü’min olan, ayrımcılık yapmayan ‘bizden’ ‘seçtiğimiz’ idareci” olarak nazarımıza veriliyor. O halde bu günlerde meydana çıkmak, imkân ve durumu müsait olanlar için yerine getirilmesi gereken önemli bir vecibedir. İhmal etmemek icap eder. Aksi halde hem itaatsizlik hem de fitneye sebebiyet vebali ile karşı karşıya kalınabilir.

        HADİS-İ ŞERİF

        “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların zarar görmediği kimsedir.”

        Hadîs-i Şerîf - Buhârî

        “Ayrılık çıkaran bizden değildir.”

        Hadîs-i Şerîf -

        Feth’ül Kebir

        Diğer Yazılar