Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cenâb-I Hakk’ın emaneti ve tecelli makamı olan kul; hakkını Hakk’tan alır. Yani bizler her şeyi ve insanlığı Hakk’ın yarattığı düşüncesiyle, hak ve hukuka riayet etme mecburiyetinde olduğumuzu biliriz. Hakk’ı yani Allah’ı (CC) tanımayan bir insan kul hakkını gözetiyor gibi gözükse de asla muvaffak olamaz ve mânevî terazide samimiyet imtihanından geçemez.

        “Ben insanlara iyi davranayım ki insanlar da bana iyi davransın” mantığı, hayvanların kendi aralarındaki geçimini andıran menfaat ilişkisine benzeyen ve bu dünya ile sınırlı bir düşüncenin eseridir. Bu düşünce cemiyete faydalı olacak insan yetiştirmez, olsa olsa uzun ömürlü canlı yetiştirebilir.

        “Yaptığım iyiliğin de kötülüğün de tesirini kul bilmez ise Allah (CC) bilir” diyerek hareket etmek ve başkasının hakkına tecavüz etmemeye çalışmak; kişiyi ulvi âlemlere yükseltir. Bununla beraber “Ben tek başıma yaşamıyorum, bütün insanların ve canlıların da yaşadığım bu hayatta hakları vardır, onlara saygı göstermem gerekir” şeklinde düşünmek, insan olmanın ilk basamağıdır. Dinimizin bize gösterdiği kul hakkı anlayışıysa kişiyi meleklerden üstün bir noktaya çıkarır.

        MEŞRU OLMAYAN İŞLERDE KUL HAKKI ÖNE SÜRÜLEMEZ

        Allah Teâlâ’nın razı olmadığı bir işte kul hakkını öne sürmek ve dikkate almak doğru değildir. Mesela bir anne-babanın çocuğuna “İçki içmezsen hakkımı sana haram ederim!” veya “Tesettürden çıkmazsan sütümü sana haram ederim!”, “Namaz kılarsan Allah (CC) senin belanı versin!”, “Oruç tutarsan sana verdiğim emekler zehir zıkkım olsun!” gibi sözleri aslında o kulu tehdit değil, doğrudan Hazret-i Allah’ı (CC) tehdit etmektir.

        İnsan bilmeden, cahilce bu sözleri sarf etmiş olabilir fakat doğrusunu öğrendikten sonra şayet hâlâ yanlış konuşmaya devam ederse, karşıdakini kul hakkıyla tehdit ederken kendisi dinin dışına çoktan çıkmış olur. Annebaba hakkı, arkadaşlık ve kul hakkı hep Allah Teâlâ’nın bizlere bahşettiği haklardır. Cenâb-ı Hakk’a iman etmeden hak aramak ve hakla tehdit etmek beyhudedir.

        KUL HAKKI DENİLİNCE NELER AKLIMIZA GELMELİ?

        Cenâb-ı Hakk’ın peygamberlerine indirdiği kitap ve sahifelerde beyan ettiği en önemli kaidelerden biri de şudur:

        “Kendin için istediğini bir başkası için de isteyeceksin. Kendin için istemediğini başkası için de istemeyeceksin.”

        Bu söz binlerce maddeyi içine alabilecek genişlikte ve insafla düşünüldüğünde pek çok mevzuyu açıklayabilecek hükümdedir. Bununla beraber toplumda çokça görülen bazı hareketleri hem düşündürmek hem de sizleri tebessüm ettirmek için yazalım.

        Gürültüyle komşusunu rahatsız etmek, arabayla giderken camdan çöp atmak, kendi evinde bile olsa insanlara kokusu erişecek şekilde sigara içmek, içki satın almak, ahlaksızlığı yayan, kötülüğü teşvik eden kurum, kuruluş ve yayınları desteklemek, piknik yaptığı yerleri pis bırakmak, fazla su harcamak, ihtiyacından fazla tüketmek, sinyal vermeden trafikte sollama yapmak...

        Dostlar! Şayet Allah (CC) adaletiyle muamele eder de bizleri hesaba çekerse kul hakkından hemen hemen hiç kimse yakayı kurtaramaz. Peki, ne yapacağız? Siz okurlarımıza çok basit bir formül verelim de yüzlerce tartışmanın ve vaazın neticesini siz birkaç cümlede alıverin.

        KUL HAKKINDAN KURTULMANIN BÜYÜK FORMÜLÜ

        Bir insan kalbiyle, aklıyla ve ruhuyla Allah Teâlâ’nın hukukuna riayet eder, gerçekten ondan samimiyetle çekinirse bu kişinin kul hakkına tecavüz etmesi imkânsızdır. Bilmeden yaptığı hatalar var ise Allah Teâlâ ona tövbe, telafi ve bir çıkış kapısı ihsan eder.

        Allah Teâlâ’yla muhabbette, Rabb’iyle barışık bir kalp asla başka bir kalbi kıramaz. Kendi kalbi de kırılmaz.

        Kulların ona hukuk ve haklarını hatırlatmaya gerek bile duyulmaz; çünkü o zaten Allah’ın (CC) kullarını Hakk’ın yardımıyla görüp gözetir ve asla hukuklarına riayetsizlik etmez.

        Kul hakkından çekinenler! Kur’an-ı Kerim’in ve hadis-i şeriflerin ışığında sizlere sesleniyorum!

        Allah (CC) ve Resûl’ünün (SAS) hukukunu, sizden istediği teslimiyeti samimiyetle hayatınıza tatbik edin. Göreceksiniz, Allah (CC) sizi kul hakkına maruz kalmaktan muhafaza edecektir.

        AYET-İ KERİMELER

        Hakk’ı batılla karıştırıp da, bile bile hakkı gizlemeyin.

        Bakara - 42

        O halde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah’ın (CC) rızasını isteyenler için bu daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.

        Rûm - 38

        HADİS-İ ŞERİFLER

        “Mazlumun bedduasından sakınınız. Çünkü onun duasıyla Allah (CC) arasında perde yoktur.”

        Hadis-i şerif - Buhârî

        “Ümmetimden müflis odur ki, kıyamet günü namaz ve zekâtla gelir. Ama, bu arada sövdüğü, dövdüğü kimseler de gelir. Bunun üzerine kendisinin hasenatından onlara verilir. Üzerindeki haklar bitmeden kendi hasenatı tükenirse, o zaman onların hatalarından, günahlarından alınır, kendisine yüklenir. Daha sonra da cehenneme atılır.”

        Hadis-i şerif - Müslim

        Diğer Yazılar