Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KUR’AN-ı Kerîm’in dünya semasında parıldadığı ve Efendimiz’in (SAS) sadrına indirildiği, bin aydan hayırlı, mübarek gecedir Kadir Gecesi. Efendimiz (SAS) buyurdular:

        “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan (CC) bekleyerek Kadir Gecesi’ni ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Hadis-i Şerif-Buhari, Müslim)

        Efendimiz (SAS) başka bir hadis-i şeriflerinde ise Kadir Gecesi’nin Ramazan’ın son 7 gecesinde aranması gerektiğini de işaret buyurmuşlardır. Bir sahabe-i kiramın sorusu üzerine de Ramazan’ın son 10 gününü Kadir Gecesi’nin saklı olduğu zaman dilimi olarak işaret etmişlerdir.

        Bu hadis-i şeriflerden anlaşılıyor ki zaten rahmet, mağfiret mevsimi olan Ramazan’ın son günleri ciddiyetle ibadet edilmesi gereken gecelerdir. Din, hürmet ve saygı ister; hürmetsizlik ve saygısızlık kişiyi feyiz ve bereketten alıkoyar. Dine saygı göstermenin de en güzel şekli, Allah (CC) ve Resul’ünün (SAS) tavsiye ettiği şekil üzere hareket etmekten geçer. Efendimiz (SAS) Ramazan’ın son on günü itikafa girerlerdi. Hatta yine ashab-ı kiramın anlattığına göre, son gece -adeta durmaksızın- çok ciddi bir şekilde

        Efendimiz’in (SAS) ibadetle meşgul olduğunu beyan ederler. Dolayısıyla bu günleri çok dikkatlice geçirmek icap eder.

        - Milyonlarca mü’minin ittifak ederek ibadet ettikleri gecede elbette Kadir Gecesi’nin feyzinden ikram edilir.

        Milyarla ifade edebileceğimiz Müslümanlar, Ramazan’ın 27. gecesinin yani bu gecenin Kadir Gecesi olduğu hususunda hüsn-i zan etmişlerdir. Elbet bu kadar müminin “âmin” diyerek gözyaşları döktüğü gecede eller boş çevrilmez, muhakkak Kadir Gecesi’nin feyzinden ikram edilir. Kadir Gecesi’nin berekâtını ibadet tâatla kazanmak mümkündür.

        - Bu gece neler yapmalıyız?

        Evet, herkes bu soruyu sorar, bir formül bulmaya çalışır. Kadir Gecesi yapılabilecek şeyleri anlatmaya kalksak bir aylık yazı dizisi hazırlamamız icap eder. Biz burada en mühimlerini zikredelim.

        Bir insan Kadir Gecesi’yle ihya olmak istiyorsa ve bugüne kadar düzenli namaz kılmamışsa bu geceyle tövbe edip, Allah Teâlâ’ya boynunu büküp namaza başlar, Allah Teâlâ’ya söz verirse, işte o zaman bin aydan hayırlı bir geceye erişmiş olur.

        Namazına ve orucuna dikkat edenler için Kadir Gecesi bulunmaz bir fırsattır. Şayet bugüne kadar hiç oruç tutmadıysa, mazereti olmadığı halde oruçtan uzak kaldıysa, bu gece onun için bir fırsattır. Cenâb-ı Hakk’a tövbe-istiğfar eder, yalvarır, yakarır, günahlarının affını ister, oruçla namaza başlamak için Rabb’inden yardım ister ve söz verirse, bin aydan hayırlı Kadir Gecesi’ne erişmiş demektir.

        Namazını kılıyor, orucunu tutabiliyor ise bu gece her zamanki gibi teravih namazını kılar, kaza namazı varsa hiç olmazsa bir günlük kaza namazı kılar, ömründe kılmadığı namazları tamamlayacak şekilde Cenâb-ı Hakk’a söz verir, dua ve zikirle bu geceyi geçirebilirse, Cenâb-ı Hakk’ın elbet rahmetine ve selamına erişir.

        Yukarıda anlatılanların yanında ayrıca akrabasından veya arkadaşlarından küs olduğu kişileri arar, onlarla buluşur, helallik alabilirse üzerindeki kul haklarını telafi etmek için bir karar verir ve bu geceden itibaren onu yerine getirmek için çalışırsa, yine bu kişi Kadir Gecesi’ni ihya edenlerden sayılır.

        - Kur’an-ı Kerîm’siz Kadir Gecesi olmaz.

        Cenâb-ı Hakk, Kadir Gecesi’nin büyüklüğünü beyan ederken, bu şerefin Kur’an-ı Kerîm’den olduğunu ayet-i kerimede açıkça zikretmiştir. Kur’an-ı Kerim’le ülfet etmeyen, Kur’an-ı Kerîm’le alışverişi olmayan kişinin Kadir Gecesi’nden haberdar olması çok ama çok zordur.

        Hiç Kur’an-ı Kerîm bilmeyen bir kişi eğer hâlâ öğrenme imkânı varsa bu gece Kur’an-ı Kerîm okumaya başlayacağına söz verir, hatta bildiği sureleri Kur’an-ı Kerîm’den açıp hem yüzünden okumaya çalışır hem de ezberinden sureleri tekrar tekrar okursa, elbette Kadir Gecesi’nin bereketinden nasiptar olur. Bu gece Kur’an okuyanların daha fazla okumaya gayret etmeleri, boş sözlerle vakit kaybetmeyip bildikleri sureleri bile olsa çokça okumaları, istifadeleri için çok iyi olacaktır.

        Kur’an-ı Kerîm okuyan hafızlara, Kur’an kursu talebelerine, Kur’an öğreten âlimlere, hocalara ihsan ve ikramda bulunmak, Kadir Gecesi’nin temsil ettiği makama uygun bir hareket olacaktır. Efendimiz (SAS) Uhud’da şehitleri defnederken hepsini büyükçe açılmış bir kabre yerleştirdiler ve içlerinde en çok Kur’an-ı Kerîm okuyanı öne yani kıbleye yakın yere koydular.

        Demek ki Kur’an-ı Kerîm’i bilmenin hususi bir şerefi vardır ve yine bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz (SAS) mealen, ahiret gününde mümin kişilere, “Kur’an oku ve yüksel, Kur’an oku ve yüksel” denilerek “Onun dünyada okuduğu Kur’anlar hatırlatılacak ve kişi okuduğu ayetler miktarınca derece derece yükseltilecektir” buyurmuşlardır.

        Dostlar! Dost acı söyler. Aslında hakikati söyler, bize acı gelir. Hakikat baldan tatlıdır. Ama kişinin mizacı bozulursa balı bile zehir zanneder. Kur’an’la alakası olmayan kişinin Kadir Gecesi’yle alakası yoktur. Bu sebepten bu gece Allah Teâlâ’ya yalvarmalı, “Ya Rabb’i! Beni Kur’an’la buluştur, Kur’an-ı Kerîm’den beni mahrum etme” diyerek gözyaşı dökmelidir. Belki böylece Kur’an-ı Kerim’le buluşur ve bu vesile ile Kur’an-ı Kerîm’den de, bu geceden de nasiptar olur.

        - Kaza namazı ve nafile namazlar için bu geceler en güzel mevsimdir.

        Hazret-i Ali’den (RA) gelen rivayetle, bu geceye mahsus Kadir Gecesi namazı olduğunu biliyoruz. Yine Efendimiz’in (SAS) tesbih namazını tavsiye ettiğini de bilmekteyiz. Kaza namazı, Kadir Gecesi namazı, tesbih namazı ve diğer nafile namazlar bu gece kılınabilir.

        Ama kelime-i tevhid çekmek, Kur’an-ı Kerîm okumak, salavat-ı şerifler getirmek ve Efendimiz’in (SAS) bu gece tavsiye ettiği “Allahumme inneke afuvvün kerimün tuhibbul affe fa’fü anni” yani “Ya Rabb’i! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affeyle” veyahut “Hepimizi affeyle” diye dua etmek, bu gecenin ihyası için bir vesiledir.

        Son bir hatırlatmada bulunalım. Lütfen cami cami dolaşmaktansa, ciddiyetle ibadet edebileceğiniz bir mekânda yahut camide, sükûnetle ve ibadetle vaktinizi geçiriniz, dolaşarak, gezi yaparak bu kıymetli vakitleri heba etmeyiniz.

        SORDUM ÖĞRENDİM

        - Bu gece hakikaten Kadir Gecesi midir?

        Evet, hadîs-i şerîflere baktığımızda kendimizi bu soruyu sormaktan alamayız. Çünkü Efendimiz (SAS) Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son 10 gününde aramamızı bizlere haber vermiştir. Bununla beraber 27. Gecesi hakkında da müstakil hadîs-i şerîf vardır. (Zübdetü’l Buhârî-Müellif: Ömer Ziyaeddin Dağıstânî)

        Ama âlimler hususi olarak belirtilen gecelerin; o senenin Kadir Gecesi’ni müjdelediği için böyle bir kayıt bulunduğuna dikkat çekmişlerdir. İmam Şa’rânî Hazretleri’nin bu hususta tespit ettiği bir formülden de bahsedilir. Ramazan’ın ilk orucundaki gün hesabına dayanarak, bazı hesaplamalar yapılmıştır.

        - Peki biz hepsini göz önünde bulundurarak nasıl bir neticeye varmalıyız?

        Şöyle özetleyebiliriz: Ramazan’ın her gününü değerlendirmek için dikkat edilmeli. Hani derler ya “Her gördüğünü Hızır, her geceyi Kadir bil” diye...

        Senenin diğer gecelerinde bunu yapamıyor olsak bile en azından Ramazan’daki her gecenin “Kadir” gibi değerlendirilmesi icap etmektedir. Nitekim Efendimiz (SAS) bu mübarek ayın son 10 gününde evine bile gitmemiş, daima mescidde ibâdet, Kur’ân-ı Kerîm ve ashâbın irşadıyla meşgul olmuştur.

        Biz bu geceyi Kadir Gecesi olarak düşünüp ona göre hareket edelim ama muhakkak arefe gecesine kadar bize fırsat olarak bahşedilen bu muhteşem vakitlerin değerlendirilmesine gayret edelim.

        HADİS-İ ŞERİFLER

        HAZRET-i Ayşe (RA), Efendimiz’e (SAS) “Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl duâ edeyim?” diye sordu. Efendimiz (SAS) bu hususta şöyle buyurdu: “Allahümme inneke afuvvun tuhibbul afve fa’fu annî” (Allah’ım (CC)! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni bağışla!” diye duâ et.

        (Hadîs-i Şerîf-Tirmizî)

        Hazret-i Ayşe’nin (RA) şöyle dediği nakledilmiştir:

        “Resulullah (SAS) Ramazan’ın son on gününde i’tikâf yaparlardı. Bu durum rıhletine kadar bu şekilde devam etmiştir. Daha sonra Efendimiz’in (SAS) zevceleri i’tikâfı sürdürmüşlerdir.”

        (Hadîs-i Şerîf-Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Ahmed ibn-i Hanbel-Müsned)

        KADR SÛRESİ

        BİZ onu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrail (AS) o gecede Rabb’lerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir.

        Diğer Yazılar