Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gençlik ve Spor Bakanlığı, iki ayrı bakanlıkla iki önemli ortak çalışma yaptı... Milli Eğitim Bakanlığı ile spor, İçişleri Bakanlığı ile de şiddet çalışması... Biriyle spor yaptırma, diğeriyle şiddeti önleme çalışması... Milli Eğitim’i detaylıca ele alacağız...

        Irkçılıkla sorunu olmayan, ancak, şike, şiddet ve dopingde başı bir türlü dertten kurtulamayan bir ülkenin fertleriyiz... Çözmek için kararlı olmalıyız...

        Bunun için de bakanlıklararası koordinasyon, olmazsa olmazdır... Bir ülkede şiddet, zaman zaman azalsa da, bir türlü çözüm bulunamaz ve toplum huzurunu bozmaya devam ederse, bu sadece iki bakanlığın değil, Adalet dahil pek çoğunun işbirliği yapmasını gerektirir...

        ***

        Çarkın hiçbiri aksamamalı. Zanlılar, bir kapıdan alınır, diğer kapıdan salıverilirse hiçbir işe yaramaz...

        Polisin gözaltına aldığını, savcılar serbest bırakırsa spordaki terörü önlemenin imkanı yoktur... Yasaların gereğini yerine getirmeyip taraftarını eğitmeyen, şiddete bulaşanları veya olumsuz tezahürat yapanları koruyan veya destekleyen bir kulüp yönetimi suç işlemiştir.

        Hele de şiddeti çağrıştıran, taraftarını tahrik, rakibini rencide eden başkan ve yöneticiler kesinlikle federasyonlar ve il güvenlik kurulları tarafından cezalandırılır...

        Bir de yaralama, darp olursa, yargı da devreye girer ve hapis cezası alır... Buna hocalar ve sporcular da dahildir...

        Hele de ikide bir taraftarını arkasına alıp tehditler savuran, devlete meydan okuyan, kanun nizam tanımayan anlayışın cezasız kalması, mümkün değildir...

        ***

        Gerek federasyon, gerekse kulüp başkan ve yöneticileri yasaları ihlal ettiğinde işledikleri suçun büyüklüğüne göre ceza görürler... Burada aslolan suçun büyüklüğü veya küçüklüğüdür, kulüplerin büyük, ya da küçüklüğü değil... Torpilli olmak hiç değil... Adalette güçlünün hukuku değil, hukukun gücü geçerlidir...

        Ancak ülkemizde böyle uygulanıyor mu, asla... Zaten bizdeki sorunların temel nedeni adaletsizlikler... Kulüpler ve yöneticiler arasında çifte standartlardır...

        Bunu önlemek şöyle dursun gittikçe de makasın açıldığını görüyoruz... Adamına göre muameleyi tırmandırmaya devam ediyorlar... Bunun için de, saha ve salonlarımız şiddetten, başımız da beladan kurtulamıyor...

        İşte burada devletin gücü devreye girecek... Kanunları nasıl ki Meclis yapıyor, yürütme görevi de hükümet adına, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın... Bütün sporla ilgili ne varsa, sportif olsun, idari olsun, yargının alanı olsun, bütün sekreterya, bakanlığın alanındadır...

        ***

        Kulüp, federasyon, polis ve yargı mensuplarına görevlerini hatırlatacak, yapıncaya kadar takip edecek ve yapmayanlar olursa da haklarında suç duyurusunda bulunacak olan bakanlıktır... Yani bugün görevdeki Çağatay Kılıç ve arkadaşlarıdır...

        İlgili federasyonların kendi camialarını adaletle yönetmek, yanlış yapanları cezalandırmak, kendi sorununu kendisi çözmek esastır ve özerkliğin gereğidir... Kulüplerden çekinerek, başkanlardan tırsarak veya seçim kaybetme kaygısıyla davranma hakları yoktur...

        Riskse, o riske de girecekler ve koltuklarını kaybetme uğruna adaleti de asayişi de sağlamak zorundalar... Görecekler ki prestijleri tavan yapacak, itibarları ve destekleri çok yüksek olacaktır...

        Protokoller güzel, çalıştaylar değerli ama hiçbiri icraat olmadan sorunları çözmez...

        Gücünü makamdan alan değil, makama güç verenler, bunları başarmak zorunda... Artık aynı şeyleri sürekli konuşmayalım ve sonuca gidelim...Gücün hukuku değil, hukukun gücü için cesaret lütfen...

        Diğer Yazılar