Tebriği hak edenler
Darbe, bir Türkiye gerçeği... “Her Türk, asker doğar” sloganı doğru... Ancak, kabul etmek lazım bazı askerlerde de biraz darbecilik var... Ama diyeceksiniz ki niye?... Çünkü sivil yöneticiler, yönetmeye değil de, yönetilmeye aday da ondan...
Tabii ki milletimiz kahraman, tabii ki her türlü düşmanı yenecek güçte... Ama onları organize edecek bir lidere, lider ortaya çıkıncaya kadar saklanmayacak yöneticilere ihtiyaç var....
Çarşamba günkü yazımızda, darbe girişiminin Cumhurbaşkanımız farkıyla önlenmiş olduğunu yazmıştık...
***
“Darbe, eski liderlerin bıraktığı boşluğu, askerlerin doldurmasından ibarettir”... Önemli olan öyle bir boşluk bırakmamak... Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda görevini fazlasıyla yaptı...
Peki ya diğer kadrolar... Başbakanımız Binali Yıldırım’ın yaptığı ilk açıklama, belirsizliğin giderilmesinde, hükümetin kararlılığının ortaya çıkmasında büyük rol oynadı... Muhalefet liderlerinin, önce Bahçeli, sonra da Kılıçdaroğlu’nun çıkışları şahaneydi...
Bakanlarımız arasında, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise gece boyunca bir yıldız gibi parladı... Televizyonlara bağlanıp halkı aydınlatırken de, TBMM iradesi ortaya çıkarken de müthiş bir performans sergiledi... Tankın üzerine çıkmanın da ötesinde bir cesaretti doğrusu...
Bazı bakanlarımızı da yine elini taşın altına koyarken gördük... Bazıları ise, Cumhurbaşkanı gidişata el koyduktan sonra bile hala ortalarda yoktu... Bazıları da kendine güvenli sığınaklar bulmuş... Sahi o gece kim, neredeydi acaba?..
***
Medyamız, sağıyla, soluyla, merkeziyle iyi bir sınav verdi... Görev yaptığımız ve Turgay Ciner’in sahibi olduğu HABERTÜRK GRUBU ise her zamanki gibi demokrasiden yana tavır almaya devam etti ve gerçekten takdire şayan bir duruş sergiledi...
HABERTÜRK televizyonu ve gazetesi, SHOW TV ve BLOOMBERG’den oluşan CİNER MEDYA GRUP’ta Başkan Mehmet Kenan Tekdağ idaresinde, gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli ve yayın ekibimiz, neredeyse tam kadro işin başındaydı...
Daha süreç devam ederken bile darbeye karşı net tavır sergileyen bir gazete hazırlamışlardı... Televizyonumuz ise Genel Müdür Veyis Ateş idaresinde baştan sona kadar demokrasiden yana tavır aldı... Korsan bildiriyi ciddiye almayan, demokratik direnci ön plana alan bir yayın çizgisi...
Milli iradenin yanında yer almak, her gazete, televizyon, radyo ve internet sitesinin en büyük görevi... Sosyal medyanın ne kadar büyük önemi olduğu da bir kere daha ortaya çıktı...
Bu açıdan da her türlü muhalif refleksleri bir kenara bırakıp demokratlık sınavını başarıyla veren bütün meslektaşlarımızı tebrik ediyoruz... En muhalif kanallar dahil, hepsi darbecilerin karşısında durdu...
***
Cumhurbaşkanımız’ın kükreyerek ortaya çıkması da, o saate kadar hep düzgün çizgide olan medyamıza cesaret verdi... Bu da lider farkını ortaya çıkardı...
Daha önce verdiği demecin bile arkasında durmayıp, özgür basını ele veren, komutanlara “yem” eden başbakanlar, teslim bayrağını çeken liderler olduğunu bilen basın, savunmasız olmadığını da anlamış oldu...
Eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün darbecileri çok sert bir dille eleştirmesi, bazı komutanların “Kışlaya dönün” talimatı, Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç’ın hükümete destek vermesi... STK’ların devreye girmesi ve halkın tabii ki ölümü bile hiçe sayarak tankların altına yatması, destansı bir şölene dönüştü...
***
Olimpiyat kampında güreşçilerin, kürsülerde şampiyonların, her yerde sporcuların, hocaların, yöneticilerin... Adriyatik’ten Arda Turan’ın ve Çin Seddi’nden Burak Yılmaz’ın “Başkomutanım yanındayız” mesajları...
Türkiye artık kenetlendi... Şerden hayırlı bir sonuç çıktı... Meydanlar dolu, cenazeler defnedildi, yaralar sarıldı. Bütünleşme, 15 Temmuz’u bayrama çevirdi...
Ve bugün artık demokrasi daha güvende, demokratlar daha güçlü, halkın özgüveni tavan yapmış durumda... Darbeler öfkeli, darbeciler şaşkın ama bitkin değil... Unutulmamalı ki, su uyur, darbeciler uyumaz...
Sezai Karakoç ne güzel demiş: “...Ve ölümü çevirmek, diriliş hayatına...”
