Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uzun bir süre sessizlikten sonra, güreşin devreye girmesiyle madalyalar gelmeye başladı... Rıza Kayaalp’in gerçek bir ‘dünya yıldızı’ olarak gösterdiği performans muhteşemdi...

        Doğrusu Kayaalp, şampiyonluğu Kübalı’dan daha çok hak etmişti ama olmadı... Rıza’nın, madalya sonrası pek çok sporcumuz gibi 15 Temmuz’a atıfta bulunarak yaptığı gönül okşayıcı, yürekli açıklamalar takdire şayandı...

        ‘Altın’a dönüşebilecek bir madalya da bronz olarak Cenk İldem’den geldi... İstanbul Büyükşehir’de beraber çalıştığımız Hüseyin İldem Hocamız’ın son büyük emaneti, evladı Cenk de görevini yaptı...

        ***

        Trabzon, futbolda çok büyük yıldızlar yetiştirdi, profesyonel boksta Cemal Kamacı efsanesini Türkiye’ye kazandırdı, kıtalararası şampiyon Selçuk Aydın’ı yetiştirdi ama bir Olimpiyat şampiyonu çıkaramadı... Bu açıdan Selçuk Çebi, bu hasreti dindirecek isimdi.

        Üç kere dünya şampiyonu olmuş Selçuk Çebi’nin kariyerini bir Olimpiyat şampiyonluğuyla taçlandırmasını çok bekledik ama o da bir kazaya kurban gitti... Ne diyelim... Selçuk, biz üzüldük, sen üzülme... Bırakmayı ertele ve Tokyo 2020’de inşallah amacına ulaş...

        Komşu Rize, Mithat Bayrak, Kazım Ayvaz ve M. Akif Pirim gibi üç Olimpiyat şampiyonu yetiştirdiği halde; Trabzon, hala bir olimpiyat madalyasıyla tanışamadı... Futbolun beşiği bu şehrimizi, artık bu ayıptan kurtaracak tedbirleri almak zorundayız...

        ***

        Grekoromen’in başında efsanemiz Salih Bora var, yardımcısı da eski şampiyonlardan Serkan Özden... Salih Bora, Türkiye’nin madalyasız geçirdiği 70 ve 80’li yıllardaki tek madalyalı gururumuzdu... Dünya şampiyonalarında üç kere kürsüye çıkmayı başarmıştı...

        Zor günlerin fedakâr hocası, sessiz sedasız yine görevini yaptı... Tabii burada Bilal Tabur Hocamız’ı da unutmayalım, vefamızı gösterelim...

        Kadın güreşinde çok gerilerden gelip aradaki mesafeyi kapatıyoruz... Burada da talihsiz bir son dakika bizi dereceden etti... İnşallah, bir sonraki Olimpiyat’ta da kızlarımızdan madalya gelecek...

        Şimdi ise serbestçilerimiz tam kadro sahneye çıkıyor... Taha Akgül, cesareti ve gücüyle inşallah altın madalya alacak ve yüzümüzü güldürecek... Bu yürekli pehlivanımız, inşallah bir kazaya uğramaz ve ülkemizin gururu olmaya devam eder...

        Serbestteki diğer isimlerimiz de kürsüye çıkabilecek kapasitede... Böyle zor zamanlarda, hep yeni kahramanlar ortaya çıkmış ve bayrağımızı dalgalandırmıştır, tekrarını bekliyoruz...

        ***

        Atletimiz Escobar’ın bronz alması çok büyük başarı. Ancak dünya tekvandosunun önemli ismi gururumuz Servet Tazegül’ün, hesapta olmayan bir şekilde Rus rakibine yenilerek altın şansını yitirmesi ise bizi çok üzdü. Artık tekvandoda o altını Nur Tatar’dan bekliyoruz... Keza atletizmdeki finalistimiz Ramil Guliyev’in de madalya alarak bizi gururlandırmasını temenni ediyoruz... Boksta Önder Şipal ve Batuhan Gözgeç, bize göre hakem takdiriyle madalyadan döndü... Pakistanlı Başkan Çavduri ve Türk genel sekreter Caner Doğaneli döneminde FIBA’ya “Ottoman Mafya” diyenler, dünya boksunu katletmeye devam ediyor... Yazıklar olsun...

        Elbette hak ettiğimiz yerde değiliz ama hala çokça madalyayla toparlama şansımız var, bu sebeple de eleştiri zamanı değil, sonuna kadar destek zamanı... Haydi gençler, başarılar diyoruz...

        ***

        2002 Dünya Kupası; Kore ve Japonya’daydı, 2008 Olimpiyatları da Çin’in başkenti Pekin’deydi... Türkiye’den 6-7 saat önce başlıyordu müsabakalar ve en geç 15.00’te bitiyordu... Bütün yazılı ve görsel medyamız da haberleri bırakın, demeç ve röportajları sıcağı sıcağına yetiştiriyordu...

        Şimdi ise Rio’da hayat, Türkiye’den 6 saat sonra başlıyor, maçlar gece yarısı, sabaha karşı, hatta ertesi gün 06.00’da sona eriyor... Bu sebeple de yazılarımızı yazarken, bütün sonuçları alamadığımız için biraz geriden yazıyoruz...

        Uyumuyoruz, TRT’den sabaha kadar izliyoruz ama yorumlarımıza yetiştiremiyoruz... Yani aziz yerkürenin azizliğine uğruyoruz... Dört yıl sonra ise Tokyo’da tam tersi olacak... Tıpkı Pekin gibi...

        ***

        Bugün Süper Lig başlıyor, ardından PTT 1. Lig, sonra da 2. Lig... Bütün kulüplerimize başarılar diliyoruz... Kazasız belasız, şikesiz şaibesiz lekesiz, tertemiz...

        Kimsenin burnunun kanamadığı, şiddetin olmadığı, kavganın, kaosun konuşulmadığı, dopingin uğramadığı, hiçbir takımın hakkının yenmediği, adaletin tam uygulandığı...

        ‘Fair-Play’e uygun, “sevgi, dostluk, barış”ın hakim olduğu bir sezon... Yönetim, hoca, futbolcu, taraftar, emniyet, medya, herkese başarılar...

        Diğer Yazılar