Futbola da atama düşünüyor musunuz?
Federasyonlarla ilgili başlayan tartışmalar dinecek gibi değil... Olimpiyatlar sonrası alevlenen, özellikle de başarısız federasyonları hedef alan açıklamalar, aslında çok ciddiye alınacak gibi değil...
En başarılı başkanların başında “Demokles’in Kılıcı” sallayan bir dönem yaşıyoruz... Muhtemelen, Olimpiyatlar’da Türkiye’nin prestijini kurtaran, ülkemizin gururu olan Güreş Federasyonu’ndan başlanır...
“Niye başarılı oldun” diye, başkan Musa Aydın’ın kellesi koparılır, sonra da sıra Atletizm Federasyonu’na gelir...
***
Başkan Fatih Çintımar, bu kadar kısa zamanda bu branşı nasıl bu kadar toparladı diye cezalandırılır, direkt başarısızlık atfedemezler de, bu sefer başka bir sebep aranır, konjönktüre en uygun uzaktan yakından alakası olmadığı “paralel”le, “paralel bağlantısı” ortaya konur, sonra da iftiralar seriye bağlanır ve yok edilir...
Böylece, Rio’da madalya getiren 3 branştan 2’si “hall” edilmiş olur... Geri kaldı, diğer başarılılar... Nasıl olsa, özerklik iptal edilecek, atama sevdası gerçek olacak... Bakan Bey ve arkadaşları, uzaydan, oradan buradan devşirdiği, sporla ilgisi olmayan, pek çok isim bulabilir...
***
Bunun için de bir an önce özerkliğin askıya alınması ve atama sisteminin geri getirilmesi lazım... Acaba Futbol Federasyonu’nun da özerkliğinin elinden alınması buna dahil mi, bilmiyoruz... Malumunuz, başarısızlığı bahane edip federasyonlar değerlendiriliyorsa, özerkliği de yok edilmeye çalışılıyorsa, herhalde futbol, en ön sırada olur...
Avrupa Şampiyonası’nda, finallere ilk turda veda eden futbolumuz, tam bir hayal kırıklığı yaşatmıştı... Olimpiyatlar’da da hiç olmadı, ne Atina, ne Pekin, ne Londra ve ne de Rio’da yoktu... Bu kadar büyük imkanlar verdiğimiz, en muhteşem stadyumlar ve tesisler tahsis ettiğimiz, en büyük paraları kullandırttığımız, bir türlü bize Olimpiyat başarısı getiremeyen, temsil bile edemeyen futbolu da sorgulamak gerekmez mi?
Ama onlara göre gerekmez... Başka dallarda federasyon başkanlarına “üvey evlat” muamelesi yapılırken, Futbol Federasyonu’na “eş başkan” fotoğrafı veren bir anlayış, onu sorgulayamaz... Futbol özerk çünkü, diğerleri değil!..
***
“Bütçelerini bile onlar veriyormuş, öyle özerklik mi olurmuş”muş... Sanki kendi ceplerinden veriyorlar... Kaldı ki de dünyanın her yerinde öyle, amatör branşlara, devlet desteği verilmek zorunda... Sanki futbola devlet desteği yokmuş gibi... Stopaj yüzde 40’tan 15’e indirilmedi mi, en kıymetli araziler, futbola tahsis edilmiyor mu, stadyumlara harcanan paralar, devletin kasasından çıkmıyor mu?.. Ya “Sponsorluk Yasası”?..
Futbol, ne kadar özerkse, diğerleri de o kadar özerktir... Futbolun özerkliğine de dokunulmamalı, diğerlerinin özerkliğine de... Sadece, denetlenmeli... Özellikle de performans denetimi, mutlaka yapılmalı... Yolsuzluk varsa üzerine gidilmeli... Ama önce bunları denetleyecek çapta adam bulunmalı, onlar da özerk olmalı... Birikimli, deneyim sahibi olmalı... İlgili ve bilgili olmalı...
***
Boşuna heveslenmeyin, tanıdığımız Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, en büyük proje olarak kabul ettiği, özerkliği size yedirmez... Keza, Sayın Başbakan’ımızın anlayışına da ters bir durum... Sistemi değil, işletemeyenleri sorgulamak lazım.
Futbol da, güreş de, atletizm de, basketbol, voleybol veya diğerleri de özerk kalmalı.. Hatta daha fazla özerk olmalı... Sadece aksayan çarklar onarılmalı, aksatanlar silkelenmeli...
***
Kendisini sorgulayamayan, “Nerede hata yaptık” diyemeyen kişiler, başkalarını da sorgulayamaz... Yoksa, gidersiniz, en başarılılardan başlar, bindiğiniz dalı kesersiniz... Bir dahaki Olimpiyat’a da bu sefer madalya alacak federasyon da, aldıracak başkan da bulamazsınız...
Bırakın federasyonların özerkliğini elinden alıp başkanları atamayla getirmeyi... Önce elinizdeki bürokratik atama yetkilerinizi, liyakate göre yapın...
Yine de eğer Futbol Federasyonu Başkanı’ndan başlayarak atamayı getirecekseniz, buyrun diğerlerinin özerkliğini de alın... Sonra da sporu yiye yiye bitirin, afiyet olsun!..
