Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İyi ki Beşiktaş var da, bugün futboldan keyif alabiliyoruz... İyi ki Kartal, yüksek uçuyor da, ülkenin morali yerine geliyor... İyi ki, SiyahBeyazlı taraftarlar var da, unuttuğumuz tribün coşkusu nedir, onu yaşayabiliyoruz...

        İyi ki Fikret Orman ve yönetimi var da, doğruları daha fazla olan yönetimlerin, nasıl bir eser inşa edebileceğini görüyoruz... Ve iyi ki Şenol Güneş var da, hiçbir zaman mazerete sığınmadan, yokluk edebiyatı yapmadan, en zor şartlarda bile ışık saçan, gurur duyulan bir Türk takımı izleyebiliyoruz...

        İki yıldır, ufak tefek seslere rağmen, başkanı, hocası, yönetimi, taraftarı ve camiasıyla bütünleşen, büyük başarılara koşan Beşiktaş’tan hakikaten keyif alıyoruz...

        ***

        Borç batağına sürüklenmiş, UEFA tarafından cezalandırılmış bir kulübün, borç arttırılmadan da stadyum yapabileceğini, transferler gerçekleştirebileceğini, içeride dışarıda başarıyı yakalayabileceğini ispatlamıştır Beşiktaş... Hemen herkesin hemfikir olduğu gibi, en büyük transfer olarak Şenol Güneş’i göreve getirip bütün yıldızları azami verimle oynatan, gençlerden yeni yıldızlar çıkaran bir idarenin adı oldu Kara Kartal... Bunun semeresini de fazlasıyla görüyor... Benfica ve Napoli maçları da, içeride izleyenlere keyif veren futbol da, bütün bir Türkiye’nin takdirini kazanan ve her rengin saygı duyduğu bir yapı da, bu güzelliklerin getirdiği sonuçtur...

        ***

        Böyle giderse, Beşiktaş, ülkemize çok daha büyük başarılar yaşatacak ve rol model olarak, bütün kulüplerimiz tarafından birebir taklit edilmek zorunda kalacak... Bu sefer, yapılanma da aynen uygulanacak ve bütün kulüplerimiz aynı çizgiyi yakalayacak... Beşiktaş’ın, ülkeye ayrıca böyle bir hizmeti olacak...

        ***

        Ancak zirveye doğru hızla tırmanırken, başkan ve yönetimin asla yanlış yapmaması lazım... Kibirden, israftan, diğer kulüplerle kavga etmekten kesinlikle kaçınması gerekir...

        Bugün, dünyayı kıskandıracak kadar etkili olan, izlenmesi keyif veren, muhteşem koro olan taraftarının fair-play dışına çıkmaması, hiçbir yerde kavga çıkarmaması ve sataşmak isteyenlere de alet olmaması lazım...

        Napoli taraftarının taşkınlıklarını önlemek, Beşiktaş taraftarının işi değildir... Kahraman Türk polisine havale edersiniz olur biter... Eğer bu tarz karşılık vermeler devam ederse, bu sefer bütün dünyada desibel rekorlarınız konuşulacağına, takımınızın başarısı alkışlanacağına, sizin şiddete şiddetle cevap veren fotoğraflarınız ön plana çıkar... Beşiktaş’ın da, Türkiye’nin imajına da zarar verirsiniz...

        Mesela, Başkan Orman’ın, kendi doğrularını anlatma hakkını kullanırken, başka kulüplerin iç işleyişine, onların aldıkları kararlara laf sokuşturmaması lazım... Ayaklarının hiç yerden kesilmemesi, havalara girmemesi ve asla gaza gelmemesi gerekir...

        Hiçbir kulübün kendini bir cumhuriyet gibi, devlet gibi görmemesi, böyle göstermek isteyenlere yüz vermemesi, devleti yönetenlerle kendini kıyaslıyor olmaması gerekir... Haddini ve hesabını bilmeye devam etmesi, sadece kendi işiyle uğraşıyor, hakkını koruyor olması gerekir...

        Türk futbol tarihinin en büyük başarısını, 2002’de yaşatmış ve hiçbir zaman değişmemiş bir hocanın, Şenol Güneş’in; ancak bilge adamların vücuda getirebilecekleri bir eser ortaya koymuşken, her kesim tarafından alkışlanırken bunun keyfini çıkarması, kaybederken bile yüzünün gülmesi ve medyanın olumsuz tutumlarına karşı bile tebessümüne devam etmesi gerekir...

        ***

        Başarıyı yakalayıncaya kadar, tam bir kader birliğini sergileyen yönetim ve hocanın, hiçbir fitneye fırsat vermemesi ve daha büyük başarıları hazmedebilmesi, olmazsa olmazdır... En sıkıntılı günlerde de, en büyük başarılarda da bu böyle olmalıdır... Beşiktaş’ın bugün yakaladığı ivme, kolay gelinecek bir seviye değildir... Daimi bir yapılanmaya ve kalıcı başarılara dönüşmek zorundadır... Hala, çok büyük bir borç vardır ve en ufak bir tökezlemede her şey başa dönecektir...

        Diğer kulüplerimizin örnek alacağı yapı da, bir anda cesaret kırıcı bir hale gelecektir... O sebeple de, hep doğru yolda ilerlemeli ve hep doğruda ısrar etmeli...

        Kartallar yüksek uçarken, bunları hatırlatan birileri olmalı. Biz de görevimizi yapıyoruz... Darısı diğer kulüplerimizin, özellikle de bugün UEFA’da çetin maçlara çıkacak olan takımlarımızın başına...

        Diğer Yazılar