Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Beşiktaş-Bursa maçından sonra Beleştepe’de patlayan bomba ve büyük kısmı polis olmak üzere 44 vatandaşımızı şehit verdiğimiz saldırı, terörün acımasız yüzünü bir kere daha gösterdi. Gözleri döndüğünde, spor alanlarına da yayılabileceğini bütün dünyaya ispatladı...

        Sporun kendi içindeki şiddeti, huzuru bozan holiganizmi ve özellikle de sahalarımızı kana bulayan olayları bir kenara bırakalım... Terörün spora bulaştığı örnekler, çok fazla değildir...

        Tarihte en önemli olaylardan biri 1972 Münih Olimpiyatları’nda yaşandı... “Kara Eylül” olarak tarihe geçen o meşhur saldırı, Filistinli militanlar tarafından rehin alınan İsrailli 11 sporcu ve bir Alman polisin ölümüyle sonuçlanmıştı.

        ***

        Arjantin 78 Dünya Kupası öncesinde iç çatışmalara karşı mücadele veren Videla cuntası, terörün futbola bulaşmasından çok çekiniyordu, dünyada da endişeli bir bekleyiş vardı ama korkulan olmamıştı...

        Son örneklerden biri de, Fransa 2016 Avrupa Şampiyonası öncesi, Fransa-Almanya maçında, stat yakınındaki patlamada 175 kişi hayatını kaybetmişti... Tam bir kara bulut dalgası altında başlayan ve sona eren şampiyonada herhangi bir olay vuku bulmadı, spor dünyası rahat bir nefes aldı...

        ***

        Türkiye’de, 12 yılda dünyanın en önemli organizasyonları yapıldı. ABD basketbol, Brezilya futbol takımları dahil sayısız milli ve kulüp takımı ile en büyük sporcular, efsane şampiyonlar da katıldı...

        Sadece İstanbul değil, Anadolu’nun her tarafına yayılan organizasyonlarda dahi hiç kimsenin burnu kanamadı, yerli yabancı hiçbir sporcu, spor adamı veya taraftar zarar görmedi...

        Ülkemizde oynanan birinci derecede riskli maçların hiçbirinde, siyaseten sorunlu olduğumuz ülkelerin kafilelerinin kaldığı veya değişik il ve ilçelerde müsabaka yaptığı, herhangi bir bölgede bir terör olayı yaşamadık...

        Bunda, emniyet teşkilatımızın çok başarılı sevk ve idaresi ile kahraman polisimizin yüksek performansının rolü büyüktü... Ancak bir diğer faktör de sporun dokunulmazlığı ve terörün buna riayet etmesiydi...

        Son Beleştepe olayı, spor alanlarının da hedef haline gelmeye başladığını gösteriyor... Bugün stadın dışında ama polis noktası hedef olsa bile bu dokunulmazlık alanının ihlal edildiğine şahit olduk...

        Terör örgütleri, köşeye sıkıştıkça daha da saldırganlaşabiliyor ve namluyu kolluk güçlerinden sivillere kaydırabiliyor. Çoluk çocuk demeden katliamlar sergiledikten sonra şimdi de can yakmak ve popüler spor vasıtasıyla propagandalarını ve seslerini en üst seviyeye çıkarmak isteyebilirler...

        İleride, saha içinde ve taraftarın canını tehlikeye atacak bir takım eylemlere tevessül edebilirler... Başta polis teşkilatımız, kulüplerle anlaşmalı özel güvenlik sistemimiz olmak üzere, MİT ve jandarma istihbaratımıza da çok önemli görevler düşüyor...

        ***

        Türkiye, bugün dahili ve harici terör örgütlerinin kuşatması altında... Ülkemizi bölmek isteyenler, ellerindeki maşaları üzerimize salarak bizi zayıf düşürmeye çalışıyorlar...

        Bu uğurda darbeyi bile meşru görüyor, Türkiye’nin kendi savunma hakkını kullandığı sınır içi ve sınır dışı operasyonları kınarken, bize karşı her türlü eylemi mübah görüyor, hatta teşvik ediyor...

        Gerçek bir “Kurtuluş Savaşı” yapıyoruz... Bir taraftan kararlılıkla mücadele veriyoruz, öbür yandan acılarımızı sarmaya çalışıyoruz... Ama bereket ki, millet olarak da kenetleniyoruz...

        ***

        Şu spor camiasındaki bütünleşmeye bakar mısınız? Bütün federasyonlar, kulüpler, sporcular, futbolcular ve de bir türlü barıştıramadığımız taraftarlar, nasıl da ayağa kalktı...

        Polisle dayanışmanın en güzel örnekleri sergilendi... Maçlardan önce, gollerden sonra yaşananlara bakın, göz yaşartıcı... Bütün takım taraftarının omuz omuza yaptığı yürüyüşler ve öfkelerini ifade eden sloganlar... Boyun eğmemek orada, kararlılık orada, meydan okuma orada...

        Bir taraftan çok acılar çekiyoruz, fidanlarımızı toprağa veriyoruz, gözü yaşlı babalar analar, yetim çocuklar, yaralılarımızı tedavi ediyoruz, diğer yanda da aynı kaderi paylaşan farklılıklar. Bu kararlılık ve bu şuurla hareket ettiğimiz sürece, bizi kimse yıkamayacak, hep beraber başaracağız.

        Diğer Yazılar