Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Erzurum’daki Avrupa Gençlik Kış Oyunları’nda, Buz Hokeyi Milli Takımımız’ın Rusya’ya 42-0 yenilmesi çok tartışıldı... Özellikle de sosyal medyada gençlerimiz çok fazla hırpalandı, neredeyse vatan haini ilan edildi... Rakip dünya devi Rusya olunca mağlup olmamız normaldi ama böylesine bir hezimet, doğrusu bizi de hayal kırıklığına uğrattı...

        Çünkü kış sporlarında iyi bir geçmişimiz yok belki ama ilk başladığımız branş da buz hokeyi sayılırdı... Buz pateninde daha yeniyiz, curlingdeyse yepyeni... Ancak demek ki curlingde zamanı çok iyi değerlendirmişiz, 10 yılda 30 yıllık bir mesafe almışız ve gençlerde Avrupa şampiyonu olmuşuz...

        Erzurum’da da erkeklerde yarı finale, kızlarda finale yükseldik, belki ileride şampiyon da olacağız... Bu da normal değil, çok büyük bir başarı olur... Bu tarafı da görmek lazım...

        Curlingde kızlarımızın, sürat pateninde evladımız Hazar Karagöl’ün gümüş, snowboardda ise kızımız Aydan Karakulak’ın bronz madalya alması da büyük bir başarı, madalyaya dönüşmeyen diğer dereceler de, tebrik ediyoruz... Bu gençler yarının büyükleri, bize yıllarca madalya getirebilirler, yeter ki bilimin ışığında çok iyi antrene edelim, devlet olarak da bütün imkanları verelim...

        Buz hokeyine geri dönelim... 2014 Kış Olimpiyatları’ndayız... Rusya’nın Soçi şehri ve buz hokeyinde iki dünya devi, Rusya-ABD karşı karşıya... Putin galibiyetten o kadar emin ki, rakibinin madara olmasını seyretmeye gelmişti...

        Kıran kırana, inanılmaz bir maçtı, ABD kazandı. Siyasi rakibini sporda yenmek isteyen Putin çok üzüldü ama dünya, buz hokeyine doydu... Bu seviyeye gelmek için her iki ülke de 200 yıl çalıştı, dünyada en çok kazanan sporcular listesinin ilk 10’una en az iki buz hokeyci soktu... Biz ise daha 20 yılı bile doldurmadık... Tek buz hokeyi salonumuz Ankara’daydı ama spora kapatılmıştı... Buz hokeyi takımlarımız bırakın ligi, antrenman yapacak yer bulamıyordu...

        Hatta ailesi, nesi var nesi yoksa satarak buz patenci kızımız Tuğba Karademir’i çalışabilmek için ta Kanada’ya göndermişti...

        Biz göreve geldiğimizde, devraldık ve 2003’ten sonra yeniden sporun hizmetine sunduk... Kocaeli Büyükşehir’in salonu hizmet veriyordu, önce İstanbul’u, sonra 2011 için yaptırdığımız Erzurum’daki salonları ve diğerlerini devreye soktuk...

        Tuğba’yı da Ankara’ya getirdik ve 2006 Torino Kış Olimpiyatları’na hazırladık...

        Buz Hokeyi Federasyonu’nu ayırdık ve özerkleştirdik... Daha çok işimiz var ama 200 yıl da beklemeye tahammülümüz yok, ABD, Rusya, Kanada çok önde... Önce Avusturya, İsveç, İsviçre ve diğerlerini yakalamalı, sonra da en büyüklere rakip olmalıyız... Daha hızlı olmalı, zamanla yarışmalıyız... 42-0 kamçılamalı ve tam bir seferberlik başlatmalıyız...

        Bu gençler bizim, ayıplamayalım, horlamayalım, asla morallerini bozmayalım... Hele de buz hokeyine başladıklarına pişman etmeyelim... Sonra sahaya süreceğimiz genç bulamayız... Unutmayın ki futbolda dünya üçüncülüğü için tam yüz yıl bekledik, kış sporlarında da bir gün aynı başarılar, Olimpiyat madalyaları da gelecek... Yeter ki, çağın şartlarına göre yapılanalım ve kararlılıkla yürüyelim, moralimizi bozmayalım...

        G.SARAY’A YAKIŞMADI

        Mali işlerde olumlu işler yapan başkan Özbek aksini savunsa da G. Saray’ın, izin almadan Karabük’un hocasını ayartması hiç hoş olmadı... Sonrasında yapılan konuşmalar “özrü kabahatinden büyük” dedirtti...

        Görev yaptığı her dönemde, örnek ve başarılı bir Karabükspor’u piyasaya süren başkan Ferudun Tankut, serzenişlerinde sonuna kadar haklı... Ne hocası İgor Tudor’un kulübünden izin almadan kaçması, ne de G.Saray’ın kendi takımını yüz üstü bırakan bir hocaya güvenip göreve getirmesi etikle bağdaşır, büyüklüğe yakışır... Şimdi Karabük’ü bırakıp, daha büyüğe kaçan bir hoca, yarın Milan’ın teklifinde de G.Saray’ı yüzüstü bırakır... Hoca yollarken, mesela Hamza Hamzaoğlu’nda sınıfta kalmış Özbek yönetimi, getirirken de Tudor örneğinde olduğu gibi çuvalladı...

        Tarih şahittir ki, şampiyon hocasına haksızlık eden bir kulüp de, takımına yanlış yapan bir hoca da başarılı olamadı... İnşallah G.Saray, bu kadar günahın bedelini ödemez...

        3 TAKIMLA 16’DA OLABİLİRİZ

        Avrupa Ligi’nde ilk 32’deki üç takımımız da şansını rövanşa taşıdı... Beşiktaş, 3-1’lik deplasman galibiyetiyle çok büyük avantaj yakalarken, Osmanlıspor da Atina’dan Olympiakos beraberliğiyle döndü... Osmanlı adıyla bir Türk takımının, Osmanlı’ya karşı savaşan bir general olan Karaiskakis’in adının verildiği statta aldığı sonuç, daha bir anlamlı oldu... F.Bahçe ise 1-0’lık yenilgiye rağmen, tur ümidini İstanbul’a bıraktı... Evimizdeki avantajı iyi kullanırsak, Türkiye ilk defa, ilk 16’da üç takımla devam edebilir... Tabii ki hiçbir şey kolay değil, ama çok da zor değil...

        Diğer Yazılar