Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ziraat Türkiye Kupası hem sonuçlarıyla, hem takımların sahaya sürdükleri kadrolarla, hem statüsüyle gündemde. Tribünlerin hali ortada. Seyirci gelmiyor, kimse umursamıyor. Futbolculara ödenen maç başı ücretleri var, stat giderleri var. Deplasman maçlarının ulaşım, konaklama masrafları var. Kulüpler kar değil, zarar ediyor. Fenerbahçe-SAİ K.Erciyes maçında zarar 200 bin liranın üzerinde. Rize maçının Beşiktaş’a maliyeti 250 bin lira, hasılat 10 bin lira! Kulüpler galibiyet başına topu topu 40’ar bin dolar para kazanıyor. Bu rakam bugün iki üç futbolcunun maç başı ücretine ancak yeter.

        Fenerbahçe İstanbul’daki Erciyes maçına A2 kadrosu ile çıktı diye eleştiriliyor. Niye tam kadro oynasın ki? Bayburt maçında yine yedek ağırlıklı kadro vardı da İsmail Hoca, Diego Ribas’a da forma verdi. Adam neredeyse sakatlanıyordu. Diego’dan zaten beklediğin verimi alamamışsın bir de sakatlansa, aylarca takımdan uzak kalsa ayıkla pirincin taşını.

        Beşiktaş’a bakıyorum Bilic elinde olsa kupa maçlarına full kadro çıkacak. Sakatların sayısı çok fazla da genç oyuncuları oynatmak zorunda kaldı. Düşünün ki Beşiktaş hepsinden dezavantajlı. Üç kulvarda birden savaşıyor. Sakatlıkların da en fazla baş ağrıttığı kulüp. Diyeceğim ki kupayı kazanırsa Bilic de prim alacak ama Bilic öyle adam değil.

        Yayıncı kuruluşa da hak veriyorum ama açık söylüyorum büyük takımların yerinde olsam kupada yenilir, bir an önce elenir, kamburdan kurtulurum. Zaten tadı tuzu yok. Adı var da cazibesi yok. 3 büyükler bu kupayı alsa ne olur almasa ne olur? Derseniz ki Avrupa’ya gitmenin en kolay yolu. Derim ki Anadolu kulüpleri için evet ama bu büyükler bu ligde ilk 4-5’e giremeyecekse dükkanı kapatsın daha iyi.

        Nasıl mı olur, nasıl mı kupaya hava katarsın? Direkt eleme usulü. Eleme maçlarını sezon başlamadan oynatırsın, futbolsuz haftaları da renklendirirsin. Çeyrek final, yarı final, finali de sezon sonuna bırakırsın, heyecanı tavan yaptırırsın.

        Özet görüntüler için ihale yapılacak mı?

        Televizyon kanalları futbol maçlarının 3’er dakikalık görüntüsünün herkese verilmesini istiyor. Verilirse sadece futbol konuşulurmuş, reyting uğruna kavga gürültü son bulurmuş. Katılmıyorum. Kimin işine geliyor ki futbolu konuşmak! Üstelik her malın alıcısı var. İzlemek istemediğin program varsa zaplarsın, kurtulursun. Bu tarz programlar reytinglerini katlamışken bu işler bana göre boş. Kimse de kıvırmasın. Spor dünyasının çoğunluğu bu programları izliyor.

        Sonra yayıncı kuruluş bu görüntüleri 3 dakikalık da olsa bedava niye versin, ucuza niye versin? Zaten dökmüş milyon dolarları, başkaları niye ucuza sebeplensin?

        Ama şu var. Geniş özetler de ihaleyle alınıyor. Şu anda TRT’de. Hatta en son 2010’da 40 milyon dolara ihaleyi kazanan TRT’nin dönemi bitmiş de bu kez 30 milyon dolar verip bir yıllığına tekrar yayın hakkını almış. Digitürk’ün sözleşmesi de ihalesiz uzatıldı denilebilir de onların ödediği rakam azalmadı. Bu kez fiyat düşmüş, ihale olmuş mu olmamış mı kimsenin haberi yok. Yeni ihale yapılacak mı bilen yok!

        Digitürk’ün günahı ne?

        Gerçi ihale var mı yok mu sorusunu yöneltiyoruz da yapılsa da acaba giren olacak mı? Bir yandan da diyoruz ki Allah’tan TRT var. Aslında burada önemli nokta, marka değerimizin giderek eridiği gerçeği. 3 yıl önce 40 milyon dolara alıcı bulan özet görüntülerin bu yıl değeri 30 milyon dolar. Yüzde 25 düşüş var. Ve senin böylesine değerli bir malını yüzde 25 düşüşle ancak devlet alıyor.

        Peki Digitürk’ün günahı ne? Yıllık 400 milyon dolar veren yayıncı kuruluş da bu noktadan hareketle ödediği parayı yüzde 25 indirebilir, 300 milyon dolar verir. O da ayıp olmasın diye.

        Diğer Yazılar