Adalet dağıtın zulmetmeyin
Hafta başında “Futbolu kılıçtan geçiren kurul” başlığı altında bir yazı yazmış, Disiplin Kurulu ile ilgili bazı bilgiler vermiştim. Bugün devam edelim. Bu kurulun Aziz Yıldırım’a 120 gün, Dursun Özbek ve Ali Ay’a 45’er gün hak mahrumiyeti cezası verdiği toplantıda yaşananlara değinelim.. Peşin peşin de belirtelim. Yazacağım detayların kaynağı Fatih Erdöl değil.
Kurulun bu başkanlar arasında ilk ele aldığı dosya Aziz Yıldırım’ın dosyası. Zaten 5’li blok oy bulunan 7 kişilik kurulda Fenerbahçe Başkanı için 120 gün uygun görülüyor! Gerekçesi ‘sportmenliğe aykırı açıklama.’ Tek itiraz eden isim Fatih Erdöl. “Neden en üst sınırdan ceza veriyorsunuz?” diye soruyor diğer üyelere. Ama karar nasıl olsa belli. Dosya kapanıyor.
Sıra geliyor Galatasaray ve Bursaspor başkanlarının dosyasına. Aynı kurul, aynı kişiler bu kez 45’er gün ceza ile yetiniyorlar. Oysa ki gerekçe yine aynı: ‘Sportmenliğe aykırı açıklama.’
Fatih Erdöl bu kez yine söz alıyor, “Aynı suçtan birine 120 gün verirken diğerlerine nasıl olur da 45 gün ceza verirsiniz?” diye soruyor. Aziz Yıldırım dosyasına muhalefet şerhi koymak istediğini de söylüyor. Peki o kurulun başkanı ne cevap veriyor?
“O dosya kapandı, artık açılmaz!” Yani başkan ne derse o. Muhalefet bile edemezsin yani.
Ne de olsa tribünlerde tiyatro seyircisi istiyorlar ya, ne de olsa taraftarları tribünlerden kaçırmak, insanları futboldan soğutmak için her yolu deniyorlar ya...
Ne de olsa kimse ağzını açmasın, başkanı yöneticisi konuşmasın istiyorlar ya..
Kendi içlerinde bile aykırı sese tahammül yok. Onlar çalacak, herkes oynayacak. Kalem onlarda, güç onlarda, yetki onlarda. Ferman onların.
Peki sadece iki gün sonra ne oldu? Tahkim Kurulu Aziz Yıldırım’ın cezasını 45 güne indirdi. Dosya aynı dosya. Ceza gerekçesi aynı gerekçe. Onlar da hukukçu, bunlar da hukukçu!
Daha dün göreve geldiniz. Adalet dağıtmaya geldiniz, zulmediyorsunuz. Kim size inanacak, kim size güvenecek?
DEĞİŞMEYENLERİ DEĞİŞTİRMELİ
Gelelim yine bu kurulun kestiği tribün kapatma cezalarına. Sorarsanız kitapta ne yazıyorsa onu uyguluyorlar da..
Da’sı var ama..
E-bilet uygulaması başlatıldı, Passolig çıktı, üzerinden iki yıldan fazla süre geçti ancak bir arpa boyu yol gidebildik. Şimdilerde hiç değilse blok halinde kapatma var. Yeter mi? Hayır.
Madem ki yaptığımız statlarla övünüp duruyoruz, madem ki kamera sistemleri kuruldu, madem ki Passolig var, cezayı suçu işleyen çekmeli, masum taraftar mağdur edilmemeli, tribünler de boş kalmamalı. Ama olmuyor. Bu sezon boyunca olmayacağı da kesin. Futbolu yönetenler futbolu daha da cazip hale getirmeye çalışacaklarına, bilerek ya da bilmeyerek birilerinin ticari çıkarlarına hizmet etmeye devam ediyorlar. Bizler sadece yazıp çiziyoruz da işin üzerine gitmesi, kulüpleri de federasyonu da hizaya getirmesi gerekenler seyrediyor.
İşin garip bir yanı daha var. Örneğin Vodafone Arena mükemmel bir kamera sistemine, yüz tanıma sistemine sahip. Bu sistemi kurmak için ekstradan milyonlarca lira harcandı. Fenerbahçe ile Galatasaray’ın statlarında da kamera sistemleri mevcut. Fikret Orman da dün açıkladı. Meğerse federasyona başvurmuşlar.
“Küfür edeni de sahaya yabancı madde atanı da biz size isim isim bildiririz. Suçu işleyene ceza verin” demişler. Haklılar.. Çünkü hem kulüp mağdur oluyor, hem kombine alan günahsız taraftar. Hatta Beşiktaş taraftarı ÇARŞI’nın da ifadesiyle tabir-i caizse topraktan kombine almış.
Federasyondan Beşiktaş’a verilen cevap ne?
“Bizim yönetmeliğimiz böyle!”
Olacak gibi değil. İstedikleri zaman yönetmeliklerde gece yarıları bile binbir kalem oynatıyorlar da nedense bu konuda elleri kolları bağlı! Yönetmeliği değiştirmeyiz, kulüpleri cezalandırmaya, masum taraftarı cezalandırmaya devam ederiz diyorlar işin özeti.
Değişmiyorlar, değiştirmiyorlar. Öyleyse en iyisi değişmeyenleri değiştirmek. Çünkü hepimizle alay ediyorlar.
