Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        UZUN zamandır inşaat halinde olan, tramvayın çalışmadığı, bütün caddenin kazıldığı, adeta şantiyeye dönen İstiklal’i Kasım 2017’de Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile gezmiş ve yapılanları size aktarmıştım. O gezide Demircan, çalışmaların 2 ay içinde biteceğini dile getirince ben de sizlere süre dolunca teftiş etme sözü vermiştim.

        İşte o sözü, geçen hafta yerine getirdim. Aynı turu 2.5 ay sonra yeniden yaptım ve şunları gördüm:

        ARTIK KALDIRIM TAŞLARI DEĞİŞMEYECEK

        İstiklal Caddesi, tramvaya yeniden kavuştu. Çalışmalar yüzde 95 oranında bitmiş. Tramvayın raylarının döşendiği zemin ve etrafına birer adım kadar yeşil bir madde döşenmiş. Bu, titreşimi emmesi içinmiş. İstiklal’de kaldırım taşlarının sık sık değişmesinin sebebi, titreşim nedeniyle çatlamalar olmasıymış. Demircan’ın söylediğine göre artık bu sorun ortadan kalkacak. Bence en önemli haberlerden biri bu! Kaldırım taşı değiştirmeye son!

        NARMANLI HAN’IN BİTMİŞ HALİ İLK KEZ

        Turumuzun ilk duraklarından biri Narmanlı Han’dı. Bitmiş. Bakın sizinle ilk kez tamamlanmış halinin fotoğraflarını paylaşıyorum. Avlunun ortasına çok şık bir çeşme yerleştirilmiş. İçeride projenin mimarı Sinan Genim’e rastladım. Avlunun yeşilini yok ettiklerine dair yapılan eleştirileri sordum. “Biz orijinalini inceledik, yeşilden önce böyle bir çeşme varmış. Biz onu canlandırdık” dedi.

        Bence çok güzel olmuş Narmanlı Han. Adeta bir vaha gibi çıkmış. Çok şık bir avlunun etrafında kafe ve restoran olarak hizmet verecek tarihi ama konforlu binalar... Eminim İstiklal’in en önemli cazibe merkezlerinden biri olacak. Tabii doğru işletilirlerse...

        MUAMMER KARACA’NIN İNŞAATI BAŞLIYOR

        Biraz ileride 4-5 yıldır kapalı olan Muammer Karaca Tiyatrosu’nun önünde durduk. Buranın kapanması da birçok tartışmayı beraberinde getirmişti; halbuki depremde hasar gördüğü için ciddi riski vardı. İhale sonuçlanmış, yakında inşaat başlayacakmış.

        Ara Café’yi ve Ara Güler’in eserlerinin hamiliğini Doğuş Grubu almış. Bina yenilenecek, alt kat restoran, üst kat müze olacakmış.

        MAKSİM AÇILIYOR AMA...

        Tüm bunları konuşurken bir yandan da caddede yürümeye devam ediyoruz. Hakikaten çok canlı, çok kalabalık İstiklal. O kötü enerjiyi atmış, yeniden canlanmış. İstanbul’un kalbini yeniden böyle görmek güzel... Caddenin başına doğru yaklaştığımızda gözüme eski Maksim Gazinosu’nun olduğu yer çarptı. Ahmet Misbah Bey, “Maksim yakında yeniden açılıyor” dedi. Bence bu çok güzel bir haber, ancak binanın üzerine son derece uyumsuz bir şekilde tuhaf başka bir yapı daha kondurmuşlar. Sordum, “Orası da otel olacak” dediler. Hiç sevmedim...

        CAMİ 2019’A

        Bu arada cami inşaatı da epey ilerlemiş. Yıllardır süren tartışmalar nihayet bitecek ve Taksim 2019’da güzel, görkemli bir camiye kavuşacak. Bence işte o zaman Taksim herkesi kucaklayan, İstanbul’u bütün yönleriyle yansıtan bir merkez haline gelecek.

        ***********

        VEDAT MİLOR VE BİR HAYAL KIRIKLIĞI

        UZUN yıllardır büyük bir zevkle takip ederim Vedat Milor’u. Değerlendirmelerine önem verir, seyahatlerimden önce gideceğim yerlerdeki lokanta tavsiyelerine göz atarım.

        Geçen gün Altunizade’de bizim kızlar “döner” diye tutturunca önünde kocaman Vedat Milor fotoğrafı gördüğüm mekâna bu nedenle tereddütsüz girdim. Döner sipariş ettik, bu arada bize sormadan salata getirdiler. Ela ve Yasemin’in en sevdiği yemek döner. Şimdiye kadar reddettiklerini hiç hatırlamıyorum ama buradan aç kalktılar. Önümüze gelen et aşırı baharatlı ve aşırı yağlı idi. Dönerin üzerine belli ki tat versin diye yağ dökmüşler ve kimyonu basmışlar. Hesapta da bize sormadan getirdikleri salata vardı. Kısaca her açıdan son derece memnuniyetsiz kalktık oradan.

        Acaba Vedat Milor en son ne zaman gitti fotoğrafının olduğu bu mekâna? O fotoğrafın orada durmasına ne diyor? Bizim yediğimiz yemekleri mi beğendi, yoksa işletme sonradan mı işleri gevşetti? Bence Milor itibarını korumak için daha dikkatli olmak zorunda...

        ***********

        İZMİR’DEN ATİNA’YA BİR TARİH

        BİZDE mekânlar kısa süre içinde ya ölüyor ya bozuluyor ancak komşu Atina’da öyle çok yüzyıllık işletme var ki... Bunlardan biri de Brettos. Burası esasen Plaka’da bir likör dükkânı. 1909’da İzmir’den gelen Brettos Ailesi, oradan getirdikleri aile reçetelerine göre Atina’nın en eski likör imalathanesini kurmuşlar. Bugün onlarca çeşit likör yapılıyor ve aynı zamanda isteyene servis de ediliyor.

        Kapıdan girdiğiniz anda bambaşka bir mekân ve zamana ışınlanıyorsunuz sanki. O nedenle dünyaca ünlü birçok gazeteye konu olmuş Brettos. Ayaklı bir tarih sanki. Yolu düşenlere sırf müze gibi gezmek için dahi tavsiye ederim...

        Diğer Yazılar