Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Söylenecek sözün çokluğu bazen insanı dilsiz bırakır.

        Tıkanır, kalırsınız. Haklılığın suskunluğu, diğer suskunluklara benzemez; düğümü zor çözülür. Tek başına zaten yeterince trajik ve yaralayıcı olan bu ölüm, aynı zamanda yakın tarihi ürperterek çağrıştırdıkları, hafızadan geri çağırdıklarıyla da kavurucuydu.

        Her yeni ölüm, diğer ölümleri de ilk gün acısıyla diriltir.

        Dilsizliğin her çeşidinin yaşandığı bu ülkede ölenler, öldürülenler, katledilenler biz onlardan sonra birkaç kelime daha fazla söyleyebilelim, diye öldüler.

        Dilimizdeki kilitler çözülsün diye, dilsizi olduğumuz hakikatler içimizi daha fazla kavurup yakmasın diye...

        Onca zaman, bunca kayıp, bunca ölümle hem tarih içinde kilitli kalmış, hem zaman içinde yol almış o fazladan birkaç kelimeyi bugün en azından onlara, onların hatırasına borçluyuz.

        Baskıcı iktidarlar, korkunun bulaşıcı olduğunu bilir. Bu yüzden toplumun korkularını sürekli diri tutmaya çalışırlar.

        Onların bilmediği cesaretin de bulaşıcı olduğudur. Bu yüzden hayatın ve dünyanın gözlerinin içine bakarak cesaretle konuşmalıyız. O kelimelerin bizden başka sahibi yok! Bunu hiç unutmamalıyız.

        SEKİZİNCİ YIL

        Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından sekiz koca yıl geçti. O yıl doğan çocuklar dillendi; okuma yazmayı söktü. Oysa Hrant Dink’in ölüsü, gerçek hikayesi aydınlatılmamış bir cinayetin kurbanı olarak hala bu kaldırımda yatıyor.

        Dünyayı kaybıyla ıssızlaştıranlar, hatıraları ve emanetleriyle çoğaltırlar...

        Ve emanetin başını bekleyen bizler, sekiz yıldır burada toplanıp adalet ve hakikat arayışımızı dillendiriyor.

        Yerini bulmamış adalet, katillerini ve kurbanlarını çoğaltır.

        Etnik, kültürel, dinsel, cinsel her çeşit ayrımcılığın ortadan kalktığı, kimsenin kimsenin yaşam biçimine, diline, dinine, mezhebine, inancına ya da inançsızlığına karışmadığı, herkesin eşit haklara sahip yurttaşlar olduğu, demokratik olgunluğa erişmiş bir toplumda barış, kardeşlik ve dayanışma içinde yaşamak istiyoruz.

        Ağaca, suya, parka, koruya, ormana, herkesin ve her canlının yaşam hakkına saygılı çok dilli, çok kültürlü, çok renkli bir toplum olarak yaşamak istiyoruz.

        Usta kalemlerden değerli yazar, Murathan Mungan’ın, katledilen gazetecilerimizden Hrant Dink’in ölüm yıl dönümünde yaptığı konuşmasından bazı bölümler paylaşmak istedim sizlerle.

        Diğer Yazılar