Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Farklı siyasi görüşten birçok isim, TBMM’ye gitmek için yoğun bir tempoda vatandaş eli sıkmakla meşgul. Bir güne kaç, “Nasılsın?”, “Oyunu bana ver”, “Hadi iyi günler” cümleleri sıkıştırıyorlar, meraktayım.

        Kaç sokağı, mahalleyi turluyorlar, gruplar halinde? “Kucağa tutuşturulan bebekle fotoğraf çektirirken gülümse”, “En yaşlı vatandaşın elini öpüp alnına koy”, “Gençlerle selfie pozu çektir” tembihlerini günde kaç kez tekrarlıyorlar?

        Aralarında çok değerli isimler de var elbet. Onların da bu yapıda fark edilmesi biz seçmenlerin sorumlu davranışına bağlı.

        Geçenlerde gazetelerden birinde bir siyasetçinin, yaklaşan genel seçim öncesi yine ev ziyareti haberi takıldı gözüme. Lütfetmişti sanki...

        Sosyal devlet anlayışı olmadığında vatandaşa, yoksulluğu kader diye ezberlettirilir. İşte bu yüzden yoksul evler itinayla seçilir. En masum, en çaresiz, buna rağmen en tok gözlü onlardır, siyasetçiler iyi bilir.

        AYAKKABI AYRINTISI

        Gazetedeki yine benzer bir fotoğraf karesiydi. Yoksul vatandaşımız, öylece oturuyor. Yanına bir siyasetçimiz yaklaşmış. Güya sohbette. Oysa ki ne çok belli, o ortamdan bir an önce çıkmak istediği...

        Basına servis edilmek üzere iki kare fotoğraf çekilip gideyim” der gibi ilişmiş fotoğrafın ucuna. Buraya kadar her şey, her dönem rastladığımız türden hiçbir manası olmayan haberlerden...

        Beni asıl üzen, kızdıran şey, vatandaşın ayakkabısını çıkararak girdiği yuvasına siyasetçinin, ayakkabısıyla girecek kadar ileri gitmiş olması.

        Böylesi incitici davranışlara, hala maruz kalıyorsak bir yerlerde hata yapıyoruz. Hatalarımızı görmek için daha ne kadar bekleyeceğiz? Artık yetmez mi?

        Tam da bu noktada Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Sayın Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek arasındaki gerilimde ortaya atılan ifadeleri, iddiaları, vicdan, ahlak, hak ve hukuk çerçevesinde değerlendirmek gerekli.

        Siyasi tercihini her ne olursa olsun, “kul hakkı” diye bir kavramın varlığına inanıyorsak buna göre hareket etmeliyiz.

        Bu güzel ülkeye, gerçekten çok yazık oluyor.

        Diğer Yazılar