Ah o yeşil gözler
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF ), “11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü” nedeniyle bir basın açıklaması yaptı geçenlerde. Kadın bakış açısını esas alan devlet politikaları geliştirilmedikçe nelerle karşı karşıya kalacağımızın ipuçlarıyla doluydu rapor.
Ülkeleri yöneten siyasi erkler, en temel insan haklarını dahi ayaklar altına alınmışken, kadına ve çocuğa yönelik şiddet başta olmak üzere şiddet olgusu nefes alamaz hale getirmişken, tek tipçi ve ırkçı söylemlerin güçlenmesine sistemli, bilinçli algı operasyonlarıyla zemin hazırlanırken “kız çocuklarına” dair rapor pek de şaşırtmıyor açıkçası.
Raporda 5-14 yaş arası kız çocuklarının su ve odun taşıma gibi bedensel güç gerektiren işlerde aynı yaş aralığındaki erkek çocuklara göre dünya genelinde günde toplam 160 milyon saat daha fazla çalıştığı belirtildi.
İzmir Barosu Kadın Hakları Danışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi’nden de konuyla ilgili bir basın açıklaması geldi. Okutulmayan kızlar, çocuk yaşta gelin olan kızlar, çocuk yaşta anne olan kızlar...
İNSAN KALIN
Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın gönüllü okuma yazma öğretmeni olarak girdiğim derslerde 70’ini aşmış bir teyze, yüzüme bakmadan konuşurdu hep. “Niye yüzüme bakmıyorsun Fatma teyze?” dediğimde aldığım cevap, nasıl bir ülkede yaşadığımızın ete kemiğe bürünmüş haliydi: “ Hocam, yanlış anlama beni.
Seni çok seviyorum ama gözlerinin rengi bana okulu, çocukluğumu hatırlatıyor.
Kötü oluyorum. Babam, ‘Yeşil gözlerin erkekleri baştan çıkarırım’ diyerek beni okuldan aldı.”
Baro’nun raporuna göre ülke genelinde “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2014” sonuçları 181 bin 36 çocuğun varlığından bahsediyor. 15 yaş altı çocuk gelinlerin oranı yüzde 14’ü.
Küçük yaşta hamilelik ve sürecin getirdikleri 15-19 yaş arası kızların ölümünün ilk sebebi. Evlilik, nişan gibi gerekçelerle okuluna devam edemeyenlerin oranı yüzde 97. Kızların 36 bin 401’i, ortaokuldan sonra liseye kayıt yaptıramamış.
Rapora göre, bu durum ilköğretim çağında olup da okula gitmeyen kız çocukların sayısının aynı durumdaki erkek çocuk sayısından 600 bin fazla olduğunu gösteriyor.
Fatma teyzenin gözlerini unutmayın olur mu? Kendi gözlerinize, başka başka gözlere baktıkça çığlık çığlığa aydınlığını arayan kız çocuklarını hatırlayın.
Kamuoyu baskısı ve kararlılığı insan kalabilmenin işaretidir. Sen yoksan bir eksiğiz çünkü.
