Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul’da Bağdat Caddesi olayının mağduru genç kadına, “O saatte sokakta ne işi vardı?” dedi, bir kesim.

        Yine İstanbul’da olayın mağduru genç kadın, tekmelendi bir belediye otobüsünün içinde. “O da şort giymeseydi” dediler utanmadan.

        Vicdani çürüyenlerin olduğu bir coğrafyada kadının özgürlüğünü, çocuğun masumluğunu, eşcinsellerin tercihlerini savunmak hiç kolay olmuyor.

        Bu ülkenin tüm ötekileştirilmişleri yüreği ağzında yaşıyor. Korkuyor. Sadece ölümden değil geleceğin bunca karanlık olmasından da çok korkuyorlar. Dünya çağ atlarken Ortaçağ karanlığına gömülmek niye?

        Manisa’da, parkta spor yapan Ebru Tireli’ye saldırı haberini hep beraber takip ettik. Şiddet, bu toplumda bunca pompalanırken ben, asıl bu olaya şaşıranlara hayret ediyorum.

        LÜTFEN BİRAZ DÜŞÜNÜN

        Ebru’nun başına gelenlerin, bebeği için yaşadığı kaygının, döktüğü gözyaşının sorumluluğunu duyan herkes şunu sormalı: O kişi, bu saldırıyı yapma cesaretini nasıl gösterdi? Bu tür saldırılarla, baskılarla kadınlara verilmek istenen mesaj ne?

        Lütfen düşünün biraz üzerinde.

        Üzerimde kapşonlu bir mont vardı. Montumun her yeri kapalıydı. Erkek veya kadın olduğumun bile ilk bakışta anlaşılması oldukça güçtü” diyorsa bir kadın, ne anlatmak istiyor?

        Kadının özgürleşmediği bir dünyada kimsenin mutlu olması mümkün değil. Bu yüzden yaşamı ve özgürlüğü hep birlikte savunuyoruz ve asla pes etmeyeceğiz.

        Diğer Yazılar