Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AZILI bir hayvansever ve Alaçatı’daki neredeyse bütün sokak hayvanlarıyla tanışıklığı olan bir birey olarak geçtiğimiz hafta beni en çok ilgilendiren olay Fatih Terim’i de içine alan köpek skandalıydı. Öncel Öziçer’in haberinde, Fatih Terim’in yeni aldığı villasının yakınındaki sokak köpeklerinden rahatsız olduğu ve toplatılmasını istediği iddia edilmişti. “Toplatılmak” kelimesinin derin anlamını açmam gerekirse ya yüzlerce köpeğin küçücük bir alanda tutulduğu esaret dolu bir kamp alanına yollanması ya da karşıdan karşıya geçerlerken araba çarpıp ölsünler diye TEM otoyoluna bırakılması diye özetleyebiliriz. Amacım Fatih Terim üzerinden konuyu köpürtmek değil. Zaten kendisi haberi yalanlıyor. Bu duruma düşen herkesin başvurduğu “Hatta ben evde cins köpek bile besliyorum” açıklaması geldi mi gelmedi mi o tarafıyla da ilgilenmedim olayın. Öncel’in yaz kış Alaçatı’da yaşadığını biliyor ve küçücük yerde bu haberin çok kolay yayılabileceğine inanıyorum. Ama benim asıl taktığım bu ülkede birilerinin “Ol” demesiyle bir şeylerin bu kadar kolay gerçekleşebilmesi! Asıl mesele, asıl gerçeklik bu. Nüfuzun varsa hayat sana güzel durumları fazlasıyla sıktı artık. Köpekler mi rahatsız etti, bir telefonla çağır ekipleri ne olacaksa olsun. Köpeklerin taşıdığı can, alıştığı ortam hiç önemli değil. Tatile çıkmış nüfuzlu bir tatilci, köpek havlaması dinleyecek değil ya! Aynı şekilde ağaçlar da aynı kaderi paylaşıyor. Manzaranı mı kapatıyor, yeni açtığın otelin müşterisini mi kesiyor? Hiç durma, ara belediyeyi hemen kessinler. Soran olursa da “Zaten çürümüştü, kesilmesi gerekiyordu” dersiniz olur biter. “40-50 yaşına gelmiş koskoca ağacı nasıl çürütürsünüz” diye hesap soran çıkmaz zaten. Hayır çıksa ne olacak, hayvanların, ağaçların canı yok ki bu ülkede, gücü olanların var sadece!

        HAFTA SONU YENİLİKLERİ

        *SİMGE’NİN ‘Miş Miş’ isimli şarkısının klibi dikkat çekiyor önce. Nihat Odabaşı’nın samimi ve sıcak görüntülerine göz atayım derken bir bakıyorsunuz şarkı sizi alıp götürmüş. Uyarlamanın Türkçe sözleri yazılırken Sezen Aksu da katkıda bulunmuş. Simge’nin yolu nasıl devam edecek merak ettim.

        *HER dönem yeni bir türün gözde olduğu dizi dünyasının bu sefer Ege’ye yönelmiş olduğunu görmek güzel. Selin Şekerci’nin başrolünü oynadığı ‘Kaçak Gelinler’in ardından bu sezon başlayan iki dizide benzer temaları görmek güzel. ‘Kalbim Ege’de Kaldı’ ve ‘Adı Mutluluk’ adlı dizilerin ilk bölümleri yayınlandı, akıbetleri bekleniyor. Ege ve özgür kız kafası her zaman kabul.

        *NİŞANTAŞI’NDA sürekli aynı şeyleri yiyoruz gibi geliyor. Mekânlar branşlaşma olmadan üç aşağı beş yukarı aynı yemekleri sunduğu için bölgede yaşayanlar için ev yemekleri yapan yerler daha bir popüler olmuştu. Plus Kitchen’ın açılması ise herkese yaradı galiba. Özellikle vejetaryen çözümleri çok iyi oldu doğrusu. Güler yüzlü çalışanlarının enerjisi çok güzel bir mola vermenizi sağlıyor.

        ÇALILARIN ARASINDAN

        BU hafta en çok sevdiğimiz adamlardan biri Snoop Dogg oldu. Galatasaray forması ile fotoğrafını yayınladıktan sonra bir anda Twitter’da TT olan müzisyen, olayın ardından Çeşme’ye konsere geleceğini de açıkladı ve ülkeyle kaynaşma harika bir şekilde yaşandı. Bu arada adı sürekli uyuşturucu skandallarıyla gündeme gelen Snoop Dogg asıl işinin kenevir yetiştirmek değil de müzik yapmak olduğunu hatırladı ve yeni albümünü piyasaya çıkardı. ‘Bush’ isimli albümün amacı, unutulan eski tınıları yeniden hatırlatmakmış. Albümün prodüktörünün Pharrell olması itibarıyla daha bir ilgiyle dinledim ve hemen çalma listeme aldım. Yaz başında hararetle dinlenebilecek bir albüme kavuşmanın sevincini yaşattı bu albüm bana. Stevie Wonder gibi efsaneleri de Kendrick Lamar gibi yeni yetme gençleri de albümüne konuk eden Snoop Dogg, Pharrell’den bir ‘Get Lucky’ alamamış belki ama güzel bir yaz albümüne imza atmış.

        Diğer Yazılar