Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİR şefle buluşmanın en iyi yönünün ondan sağlıklı öneriler kapmak olduğunu bildiğim için kendim de birkaç soru hazırlayıp Alain Coumont’la buluşmaya gittim. Belçika markası Le Pain Quoditien’in kurucu şefi Coumont, aynı zamanda ‘paylaşılan büyük masa’ fikrinin de öncüsü. Bu fikri kendi pozitif enerjisiyle ortaya çıkardığı çok belli. Masamıza oturduğu andan itibaren 146 şube sahibi bir patron değil de mekânına gelen misafirlerini ağırlamaya çalışan bir ev sahibi gibi davrandı. Sağlıklı beslenme konusunda soru sormama gerek kalmadan yeni projelere geldi konu. Beş bin sene öncesinde eski uygarlıklarda yetiştirilen ve besin değeri yüksek olan yaban buğdayını yeniden yetiştirip servis etmek istiyormuş. Bu buğdayın gluteni düşük olduğu için mineralleri daha yüksek. Fransa’nın güneyinde yaşayan şef, yaban buğdayını ve Peru’dan getirttiği kinoayı yetiştirmeye başlamış bile. Ürünlerin üretim maliyetini de kendi üzerine yıkıp, fiyat farkı olmadan sağlıklı yiyecekler sunmak istediğini söylerken bir hayli kararlıydı. Satış kaygısı ile değil, işin sağlık yönüyle ilgilenen bir şefle tanışmak gittikçe karmaşık hale gelen dünya düzeninde mutlu olma sebebi oldu. Konuşmanın sonuna doğru harika ekmeklere rağmen Fransızların nasıl zayıf kalabildiğini sordum. Şef bu sefer kısa ve netti: “Küçük porsiyonlar ve az şeker!” Demek ki neymiş, porsiyonları küçültüp şekeri kesmemiz gerekiyormuş. Biri Türk annelerine bunu anlatsa fena olmaz.

        Şıklar sofrası

        GQ Men of The Year gecesi yine bu sene izlediğim en iyi ödül töreni gecesi oldu. Bir kere ödülü alanlar “Öncelikle şunu söylemek istiyorum” klişesinden uzak durdular. Kendileri için önemli olan bu anı biz seyirciler için sıkıcı bir hale getirmemeye çalıştılar. Gecede “İkon” ödülünü alan Cem Yılmaz, ayaküstü de olsa bizi kırdı geçirdi. Ama gecenin asıl şovunu yılın yönetmeni ödülünü Emin Alper’e vermek için sahneye çıkan Yüksel Aksu yaptı. GQ Yayın Yönetmeni Okan Can Yantır’ın gece bitene kadar ilgilendiği konuklar şık bir gece geçirdiler. Cambridge Üniversitesi’nde kuantum fiziği üzerine araştırmalar yapıp hesaplanması imkânsız olarak kabul edilen ışığın sesini ölçerek tarihe geçen Mete Atatüre gecenin en merak ettiğim GQ adamı oldu. Parti bölümünde kendisini bulup bir bilim adamıyla tanışma arzumu kalabalık yüzünden gerçekleştiremesem de “Yılın sıra dışı başarısı” ödülünün gerçekten sıra dışı bir insana gitmesi mutlu etti.

        Bla bla durumları

        ÇIKTI, çıkıyor haberleri sürekli kulağıma gelen Ah Canım Ahmet’in yeni çalışması ‘Bla Bla’ sonunda piyasada. Moda dünyasındaki tasarımlarıyla tanıdığımız Aslı Jackson’la düetlenen şarkı pozitif duruşuyla kısa süre içinde hayatımıza dahil olacak. Ahmet’in şarkılarını o kadar özlemişiz ki tek şarkı bizi kesmeyecek tabii ki. Allah’tan yeni şarkılarla dolu bir albüme kavuşmak için çok beklemeyeceğiz. Efsanevi müzisyenin yeni döneminin habercisi ‘Bla Bla’, beklediğimize değdiğini gösteriyor. Ve aynı zamanda bir müzisyenin yaptığı müziğin ne kadar değerli olduğunu da...

        OLAN BİTEN

        DÜNYA gençliğini bir araya toplayan Sziget Festivali, 10-17 Ağustos’ta gerçekleşecek yeni bölümde kimlerin başrolde olacağını açıklamaya başladı. Sigúr Ros, Parov Stelar, John Newman, Naughty Boy gibi isimler internete düşerken geçtiğimiz yaz izlediğim MØ’nun tekrar programa alınması sevindirdi.

        ORTAKÖY’DEKİ Supperclub’ın yerine açılacak Circus Club, adından da anlaşılacağı üzere sirk konseptli bir mekân olacakmış. Mekânda Londra ve Dubai’deki kulüplerde gösteri yapan bir ekip de sahne alacak.

        Diğer Yazılar