Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BAYRAMIN ikinci günü İstanbul’da kalan herkes aynı yerde toplandı gibi geldi bana: Sertab Erener konseri. Sokaklar boş, trafik boş, Harbiye Açıkhava’nın önü boş. “Nerede bu insanlar?” derken konser başlamadan önceki son 20 dakikada herkes toplandı ve Sertab Erener sahneye çıktı.

        Uzun süredir temalı konserler yapma yoluna giren Sertab, baştan sona hazırlanan akış sayesinde bize müzikal tadında bir konser izletti. Dansörlerin şarkılarla uyumlarını hiç kaçırmadan takip ederken bir de ses konusunda hayrete düşüyorsunuz tabii.

        Bütün yazını Çeşme’de geçirip beach partilerde sahneye çıkıp 2-3 şarkı söyleyen kesime o kadar alışmış ki kulağım, Sertab’ın sesiyle büyülenmeyi bırak, kendi çapımda şok geçiriyorum. Uzun süredir onun konserlerinden birini yakalayamadığım için CD kalitesinde notalara vuruşunu hayretle hatırlıyor beynim. Böyle bir tür de varmış demek ki diyorum. Sahne işinde en önemli şeyin ses kapasitesi olması gerekirken, bize neler dinletiyorlar Tanrım, diye üzülüyorum. Hatta ve hatta yıllardır aynı sahnede izlediğim birçok ismin konseri gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçiyor.

        Gerçek bir diva izlemenin keyfini yaşadık tüm Açıkhava Tiyatrosu’nca. Bir ara Fatma Turgut, Model Grubu yanında olmadan sahneye çıktı ve 10 kaplan gücündeydi doğrusu. Sertab’ın dizginleyemediği rocker alter egosunun vücut bulmuş hali gibiydi sanki. Düetledikleri ‘Everyway That I Can’ ileride hatırlanacak şeylerden biri olarak hafızama kazındı bile.

        Konser bitip Sertab’ın atmosferinden evimize doğru gitmeye başladığımızda kafamızda cevap bulamadığımız birkaç soru vardı. İlki Sertab’ın en tiz şarkılarını ondan başka söyleyebilecek bir pop sanatçısı var mı? İkincisiyse ‘kraliçe’, ‘megastar’, ‘süperstar’ ve hatta ‘diva’ sıfatları önceden kapıldığına göre Sertab’ı anlatan kelime ne olacak, artık ona karar versek mi?

        Ben oyumu ‘uzaylı’dan yana kullanıyorum.

        Sertab vs Sertab

        SANATÇILAR için en başarılı işlerini aşmanın zorluğundan bahseden Sertab “Benim önümde hep iki engel vardı, ‘Lâ’l’ ve ‘Sertab Gibi’ albümü. O ikisinin üzerine çıkamadım ama son albümümde bu engeli aştığımı görüyorum” diye samimi bir itirafta bulundu.

        Evet müzikalite ve zamanın öncülüğü açısından bu iki albüme ulaşmak gerçekten zor. ‘Kırık Kalpler Albümü’nün bu iki altın plağın arasına girip giremeyeceğine zaman karar verecek gibi geliyor bana. En sonuncusu Sertab’ın yaptığı belki de en kişisel albüm olabilir. ‘Lâ’l’deki gibi şarkıları albümün mimarı Sezen Aksu bile üretemiyor artık. “Son 10 yılda ‘Sevdam Ağlıyor’, ‘Rüya’ ve ‘Lâ’l’ tadında kaç tane şarkı çıktı?” desem uzun süre düşünmemiz gerekebilir. ‘Sertab Gibi’de oluşturulan müzikal altyapıysa cidden uzay boyutunda, aynen Sertab’ın ta kendisi gibi. ‘Kırık Kalpler Albümü’, Sertab’ın en iyi ilk üçüne girer mi ona tam karar veremedim ama içinde bulunduğumuz mevsim itibarıyla bu albümü dinlemenin tam sırası diyebilirim

        Olan Biten

        BİR güzellik yarışması tartışması bayramı şenlendirdi. Yok o gerçek yarışma değilmiş de, bizi o kız nasıl temsil edermiş de... Habere bakınca aklıma gelen ilk soru şu: Eskiden güzellik kraliçelerimiz daha havalı olmaz mıydı? Son senelerdeki güzellerimiz bırakın tacı, derece bile getirmiyorken bu konu bir düşünülse mi?

        ZENGİNİN parası züğürdün çenesini yorar hesabı, Tarkan’ın Harbiye Açıkhava konserlerinden kazandığı para hesaplanmış. Antalya Expo konseriyle birlikte 8 günde 8 milyon TL kazanmış megastar. Eskiden hangi şarkıcıya sorsan “Biz nasıl yabancı artistler gibi sahne hazırlayalım? O kadar kazanmıyoruz ki” derlerdi. Şirketinin kısa gün kârı ortadayken, Tarkan bu işe ne der acaba?

        Diğer Yazılar