Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SANAT dünyamızın genel sorunu herkesin kendini en iyi ve tek zannetmesi. 100 şarkılık listelerde herkes kendi şarkısının bir numarayı hak ettiğini düşünür mesela. Tabii ki bir işi yapıyorsanız en iyisini yaptığınızı düşünmeniz ve iddialı olmanız gerekli fakat bir de madalyonun gerçekler bölümü olduğu için insanın kendisiyle yüzleşmesi zor. Hadi yeni yetme starların ya da hâlâ bir yere varamamış isimlerin birbirine laf atmasına alıştık ama bu sefer kapışanlar oldukça yukarılardan. Bu anlamda Bülent Ersoy ve Emel Sayın arasındaki ‘kim daha diva’ tartışmasına bayılıyorum. Atışacaksa böyle iki uç isim atışsın öyle değil mi? Emel Sayın “Sahte diva mı var” demiş, Bülent Ersoy da “Bir insanın konuşacak bir şeyi yoksa birilerinin sırtına basar ve konuşur” demiş. Valla söz konusu divalık olunca biri diğerinden daha divadır diyemeyiz sanırım. Hem hangi ülkede görülmüş divanın bir tane olduğu, neden bizde sadece Bülent Ersoy olsun ki? Diva dediğin başta opera olmak üzere tiyatro, sinema ve popüler müzikte üstün yeteneklere sahip tanınmış kadın sanatçı demek. Benim şahsen Türkiye’de diva denince aklıma ilk olarak Sertab Erener geliyor. Sonrasında Candan Erçetin geliyor, Muazzez Abacı geliyor. Konuya Sezen Aksu ve Ajda Pekkan’ı katmaya gerek bile duymuyorum. Tek divalı ülke mi olur?

        Parmağınızı keser miydiniz?

        YABANCI tabloid gazetelerinin bayıldığı haber, ‘Lindsay Lohan’ın parmağı kopuyordu’ başlığıyla sunuldu. Okuyunca geçen pazar HT Masa programında tartıştığımız ünlülerin konuşulma tutkusu konusu aklıma geldi. Benim savunduğum fikre göre ünlüler konuşulmak adına her şeyi yapabilecek kapasitedeler. İyi kötü anılmanın, rezil olmanın, aklını sorgulatmanın sınırı yok, önemli olan konuşulmak. İşte son dönemde tedavi ya da rezalet haberi haricinde bir olayına rastlayamadığımız Lindsay’in son icraatı da bu yönde olabilir mi? “Kim kendi parmağını keser?” diyecekseniz, ben haber olabilmek için bu yola girebilecek en az on ünlü adı verebilirim!

        Erdem Yener söylüyor

        DİZİ ve film çalışmaları nedeniyle pek vakit ayıramadığı müzik hayatına geri döndü Erdem Yener. Geçen yaz sürekli Alaçatı’da karşılaştığım Erdem, çok az dışarı çıkıyor, genelde evdeki stüdyosunda albümüyle haşır neşir oluyordu. Koca yazı müzik çalışmalarına gömmek işe yaramış, ‘Çıplak’ isimli albümü pırıl pırıl. Berent Baytekin’in imzası olan ilk klip ‘Gece’, film tadındaki duygusuyla öne çıkıyor. İlk album ‘Kirli’ biraz daha depresifti, yeni albümde bu duygudan biraz sıyrılması kendi adıma hoşuma gitti. İlk konserini İstanbul’un en soğuk günlerinden birinde Garajistanbul’da veren Yener, konserin özellikle 6 kemancı kızla sosladığı bölümünde çok beğenildi. Albümdeki favorim ‘Olsun’ umarım bir gün kliplenir.

        OLAN BİTEN!

        - GÜLBEN Ergen’in ayrıldığı eşi Erhan Çelik buyurmuş: “Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi güzel bir tarafı var.” Gülben Hanım’ın sürekli aforizma aşırdığı el kitabından alıntı bir laf mı bilmiyorum ama güzel cümleymiş. Fakat konu Türkiye magazin dünyasında geçince, gerçeklerin üstü bir güzel kapatılabiliyor, pek güvenmesin gerçeklere.

        - TOLGA Sarıtaş isimli genç oyuncu dizisine devam etmek için 170 bin lira isteyince olay oldu da Kıvanç Tatlıtuğ’dan bile yüksek bir fiyat çekip ödenmesini hayal etmemiştir harhalde. Dizide oynamamak için “Ancak bu kadar verirseniz oynarım” demiş olamaz mı? Genç yaşta bu kadar akıl tutulması bana mantıklı gelmedi çünkü.

        Diğer Yazılar