Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GOLSÜZ, pozisyonsuz ve beklenen oyun kalitesinden uzak bir ilk yarı izledik. Nedir bunun sebebi?

        Tek bir neden üzerinde duramayız. Olumsuz hava şartları, pas oyunları için elverişli olmayan bir saha vardı. Tipik Olimpiyat Stadı işte. Ancak asıl neden iki takımın da ilk yarıyı çekingen oynamalarıydı. Ev sahibi Beşiktaş alıştığımız baskısını tıpkı Fenerbahçe maçında olduğu gibi birkaç metre geri almıştı. Oysa Beşiktaş’ı farklı kılan baskısını daha erken ve daha önde yapıyor olmasıydı. Galatasaray ise normalde birbirine yakın oynattığı iki forvetini bu kez dönüşümlü olarak rakibe yakın oynatmayı tercih etmişti. İlk yarı boyunca iki takımın birbirlerine aldıkları önlemleri izledik. Anlaşılır bir durumdur.

        İkinci yarı çok daha farklı oldu. Ne gördük?

        Galatasaray kendi normaline döndü. Umut ve Burak birbirlerine yaklaştılar. Devre başında da korneri takiben oluşan karambolü kısa kesen Melo takımını öne geçirdi. Maçın geri kalan 40 dakikasının hareketlenmesi için artık her şey hazırdı. Beşiktaş hemen 2 dakika sonra Töre’nin hazırladığı pozisyonda Oğuzhan’la ilk net fırsatını yakalamış oldu. Sonraki birkaç dakikada ev sahibi takımın baskısını yoğunlaştırmaya başladığını izledik. Ancak bitime yarım saat kala Veli son derece gereksiz bir kırmızı kart görerek takımını eksik bıraktı. Böylece maçları birbirine eklersek 1 saatte iki önemli orta sahasını kırmızı kartlara kurban vermiş oldu Beşiktaş. Kalan bölümü hesaplamadığı gibi oynamak zorunda kalan ev sahibi takım için olabilecek en kötü senaryoyu izledik. Yorgun, yenik ve eksik oynamak zorunda kaldığınızda oyun planı falan rafa kalkar. İçgüdüler ortaya çıkar. Beşiktaş son yarım saati içgüdüleriyle oynadı. Son gayretiyle yüklendi. Galatasaray ise bu bölümü aklıyla oynadı. Tempoyu düşürecek Hamit ve gerektiğinde dürtüp koşacak Bruma ve Olcan sahadaydı. Akıllı değişikliklerdi. Sonuçta Beşiktaş baskı kursa da, fırsatlar yakalasa da sonuç alamazken, Galatasaray Burak’ın öldürücü deparıyla yakaladığı fırsatı gole çevirip maçı bitirdi. Hamza Hamzaoğlu’nun derbi hazırlığını ayakları yere basan, yerli yerinde bir planla desteklediğini söylemeliyiz. Bu sonuçla üç büyükler birbirlerine bir adım mesafeye kadar yaklaşmış oldular.

        Beşiktaş’ın futboluna hayal kırıklığı diyebilir miyiz?

        Bu ne hayal ettiğimize bağlı. Çok ciddi bir yorgunluk söz konusu. Yorgunluk beraberinde gerginlikte getirir. Veli’de bunu gördük.

        Galatasaray beklenenin üzerindeydi. Bunu neye bağlarız?

        Aslında konuk takım her zaman kullanamayacağı bir formasyonla başladı maça. Ancak bu maç özelinde iyi düşünülmüş ve rolleri muntazam dağıtılmış bir Galatasaray vardı.

        TAM NOT ALDI

        Hamza Hamzaoğlu ilk derbisini kazanmayı başardı. Meslek yaşantısı için çok önemli bir dönemeci üstelik de deplasmanda geçerek tam not aldı.

        HARAKİRİYLE EŞDEĞER

        Veli tıpkı partneri Atiba gibi anlamsız bir kırmızı kart gördü. Böyle maçlarda eksik kalmak harakiriyle eşdeğerdir.

        Diğer Yazılar