Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İnternet tüm hızlıyla yaşamlarımızı değiştiriyor, göz açıp kapayıncaya kadar hayatlarımız başka boyutlara geçiyor.

        Geçtiğimiz haftayı Amerika Birleşik Devletleri’nde bir pazarlama konferansında, kadınları, kadınların alışveriş alışkanlıklarını, anneliğin hayatlarımıza getirdiği farklı boyutları tartışarak, dünyanın çeşitli ülkelerinden birçok başka insanın tecrübelerini bire bir dinleyerek ve kendi deneyimlerimi de onlara aktararak geçirdim.

        Ve biz kadınların tarihsel süreçte yaşadıklarına bakınca geleceğin bizim ellerimizde şekilleneceğine bir kez daha inandım. “Spor kadınların cinsel organlarına zarar verir, erkekler kadar güçlü olmayan spor yapamaz, yaparlarsa ev işlerini ve sorumluluklarını aksatırlar” gibi bakış açılarından şimdi global dünyada derin siyaset ve ekonomiye kadar karar verici olan biz kadınların yetiştireceği nesillerden ise çok daha umutluyum. İngiliz dilinde “girl power” denen “kız gücü” yani “kadının elindeki güç ve kadınların birlik beraberlik oluşturarak ortaya çıkaracağı feminen güç” eminim bizim ülkemizin de umududur.

        Olmalıdır!

        Kadınlar nereden nereye gelmiştir. Daha da gelecektir. Geçtiğimiz yıllar ardımızda bıraktığımız bir başlangıç dönemidir sadece. Daha yeni başlıyoruz kızlar, durmak yok hiçbir nedenle, hiçbir şekilde...

        ABD’de 10 kadından 8’i internetten sipariş veriyor

        * Annelerin yüzde 89’u günde en az iki kez internet kullanıyor. Gerek bilgisayar gerek akıllı telefon ve mobil cihazlar ile artık interneti hayatlarına ve çocuk büyütme modellerine adapte etmiş durumdalar.

        * İnterneti kullanan annelerin yüzde 58’i ise sosyal medya ortamlarında sevdikleri ve kullandıkları markaların sayfalarını takip ediyor, onlarla sürekli iletişim içinde olmak istiyor.

        * Amerika’da her 10 anneden 7’si amazon.com’u kullanıyor. Ve bu siteden sipariş vermek, kargo takip etmek, eş dosttan gönderim için yardım istemenin devri çok yakında ülkemiz için bitiyor çünkü amazon.com Türkiye pazarına giriyor.

        * Her ay 335 bin bebeğin doğduğu Amerika’da, yılda 2.1 trilyon doları anneler satın alma için harcıyor.

        * Anne adayları, hamilelik haberini aldıkları anda ilk iş internete giriyor ve hamilelik hakkında her türlü içeriği gayet aç bir şekilde arıyor; her konuyu adeta yiyip yutuyorlar.

        Markaların ucuz satış numaraları geri tepiyor

        * Anneler markaların yaptığı ucuz satış numaralarını da çok iyi anlıyor, ayırt ediyor. Bu konu her konuşulduğunda şunu hatırlıyorum, o sahne gözümün önüne gayet net bir resim olarak tekrar tekrar geliyor. Yıllar önce marketten bir şampuanı elime aldığımda üzerindeki yabancı etiketi kaldırdım, altındaki plastik ambalaja basılmış İngilizce yazılmış orijinal içindekiler listesinde 'paraben' olduğu halde şampuanın üzerine yapıştırılmış etiket üstünde 'paraben' yoktu. Ve yıllarca bu marka bu şekilde ürünlerini ülkemizde sattı, halen satmaya devam ediyor ancak artık içinde paraben yok. Şimdi anneler için en güvenli şampuanı üretiğini söyleyen bu markaya ne yaparlarsa yapsınlar güven duymadığım gibine şekilde beni kendilerine inandırabilirler bilmiyorum. Bunun bir yolunun olduğunu da sanmıyorum. Araştırma raporlarından gördüm ki dünyanın tüm anneleri böyle düşünüyor., hepsi benzer fikirde, aptal yerine konulmak hiç ama hiç hoşlarına gitmiyor...

        İnternette en çok neyi arıyorlar?

        * Kadınlar internete girmek için bilgisayar başına oturduklarında şu konuları araştırıyor. Eğer annelerse ilk baktıkları doğal olarak çocuklarıyla ilgili konular: Hamilelik, çocuk bakımı, beslenme, eğitim gibi... Tüm kadın profillerine bakıldığında ise çocuklarla ilgili konular dışında en çok ilgi gören içerikler şu şekilde devam ediyor: Sağlık, para, ilişkiler ve kişisel gelişimleriyle ilgili konular.

        Anneler hep aynı markayı satın alıyor

        * Annelere ulaşmak isteyen markaların duygusal anlamda anneleri mutlaka anlaması gerekiyor. Ve araştırmalar gösteriyor ki kurumsal iletişim ve marka iletişimi anlamında başında gerçekten “anne” olmayan, anneler tarafından yönetilmeyen markaların iletişimi ile “anne olanların” iletişimi günün sonunda farklı oluyor. Çünkü ne yaparsanız yapın “anne” değilseniz eğer derin anlamda “anne tercihlerini ve iletişim modellerinize bir anne olarak bakış açısını” yakalayamıyorsunuz. Bu söylediğim çok kritik ve bu kadar açık konuşulması beni de cidden şaşırttı ancak haklı değiller diye de düşünmeden edemiyorum. Bırakın bir anne veya bebek markasını yönetmeyi, örneğin bir halkla ilişkiler şirketiniz var ve bir bebek markasına hizmet vermek üzere iletişime geçtiniz, marka ilk olarak şu soruyu soruyor size: “Anne misin? Bebek büyüttün mü?”

        * Gelelim market alışverişlerine... Annelerin yüzde 50’si markete genelde aynı haftalık listeyle gidiyor ve her hafta aynı ürünleri ve markaları satın alıyor. Kısaca, bir marka bir annenin alışveriş listesine girmeyi başardıysa en büyük işi başarmış oluyor aslında.

        * Örnek ürün dağıtımları da kritik bir konu, test ürünlerini kullanmak eğer anne gerçekten beğendiyse satın alma konusunda etkili oluyor. Tabii ki ilgili marka test ürünleri ile satışa sunduğu ürünleri ayrı kalitede üretmiyorsa. Bunu anneler çok iyi anlıyor ve inanın yakaladıkları anda o marka bir daha ağzıyla kuş bile tutsa bedava da dağıtsa şans vermiyor. Bunun örnekleri hem dünyada hem ülkemizde var yapan markaları burada yazmıyorum ama gayet iyi biliyorum.

        Not: Gelecek hafta yazının devamı olarak, “Anneler markalardan aslında ne bekliyor?” sorusunun yanıtını ve kadınlar, pazarlama dünyası, satın alma eğilimleri konularında notlarımı yazmaya devam edeceğim.

        Sevgiyle büyüyen daha zeki

        Sevgiyle büyüyen daha zeki ABD’deki Washington Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre sevgiyle büyüyen çocukların beyni daha çok gelişiyor.

        Nörologların beyin gelişimini incelemek için yaptıkları araştırma bilim insanlarını hayrete düşürdü. Yapılan araştırmaya göre 3 yaşında iki kız çocuğuna ait olan beyinlerin gelişimi yaşam şekillerine göre farklılık gösteriyor.

        Ailesi tarafından ihmal edilen ve ilgisiz bırakılan kız çocuğunun beyni az gelişirken, ailesi tarafından ilgi gösterilen ve sevgi beslenen kız çocuğunun beyninin diğerine göre daha gelişmiş olduğu tespit edildi.

        Yukarıda sağdaki beyne sahip çocuğun daha az zeki, daha az sosyal, suça ve kötü bağımlılıklara daha yatkın şekilde büyüyeceği iddia ediliyor. Ayrıca sağdaki beyne sahip çocuğun ileride işsiz kalmaya ve refahtan uzak yaşamaya daha meyilli olacağı belirtiliyor.

        Bu araştırma sonucunda sevgisizliğin beynin gelişimini engellediği ortaya çıktı.

        Diğer Yazılar