Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HAKAN Fidan’ın AKP’den milletvekili adayı olmak için MİT Müsteşarlığı’ndan istifa etmesi ve bunun ardından yaşananlara baktığımızda hemen herkesin bir şekilde “ters köşe” olduğunu söyleyebiliriz.

        Genel kamuoyu: Dışarıdan gelen çok sayıda saldırıyı bir şekilde atlatmayı bilen ve bu sayede iktidarını iyice pekiştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakın çevresinden kaynaklanan böylesi bir sıkıntı yaşaması ve rahatsızlığını alenen dile getirmesi, kesinlikle hiç beklenmiyordu.

        Medya: Aslında Fidan’ın istifası açıklanınca pek bir sorun yaşanmadı. Çünkü bunun Erdoğan’ın rızası ve hatta teşvikiyle olduğu düşünüldü. Fakat Erdoğan’ın buna olumlu bakmadığını söylemesiyle birlikte, ister siyasi iktidara yakın, ister muhalif, isterse ortalarda bir yerde olsunlar, medya kuruluşları ve gazetecilerin ezici bir çoğunluğu tam bir şok yaşadı. Çoğu hâlâ bunun etkisi altında. Ne olup bitenler tam olarak anlaşılabiliyor, ne de bu sorunun yakın ve uzak vadelerde nelere yol açabileceği üzerine tatminkâr analizler yapılabiliyor.

        AKP tabanı: Yakın bir zamana kadar Abdullah Gül kaynaklı bir krizden endişelenen AKP tabanının da büyük bir şaşkınlık içinde olduğu kesin. Çünkü onların gözünde Erdoğan, parti ve hükümeti sorunsuz bir şekilde Davutoğlu’na devretmişti; Hakan Fidan da onun en kritik konularda en çok güvendiği isimdi. Buna bağlı olarak AKP taraftarları özellikle sosyal medyada Erdoğan- Davutoğlu ve Fidan’ın fotoğraflarını bir arada kullanmayı tercih ediyordu.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan: Erdoğan’ın, kendisinin açık itirazları ve telkinlerine rağmen Fidan’ın istifa etmesi ve Davutoğlu’nun da ona destek vermesine şaşırdığı, kısacası böyle bir hamleyi beklemediği net bir şekilde anlaşılıyor.

        Başbakan Davutoğlu: Davutoğlu’nun da Cumhurbaşkanı’nın Fidan’ın istifasından duyduğu memnuniyetsizliği bu kadar açık, net ve vurgulu bir şekilde kamuoyuna açıklamasını beklemediğini tahmin edebiliriz. Yakın bir zamana kadar başkanlık sistemi ve HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği tartışmalarına odaklanan gündemin birdenbire iktidar partisinin iç sorunlarına yönelmesi, herhalde en son arzu edeceği şeydir.

        Hakan Fidan: Erdoğan tarafından “Sır küpüm” şeklinde tanımlanan Fidan’ın doğal olarak onu en yakından tanıyan isimlerden biri olması ve bu nedenle de Cumhurbaşkanı’nın tepkisini alenen dile getirmesine şaşırmaması gerekirdi. Ancak Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek’in dünkü yazısından, Fidan’ın moralinin bozuk olduğunu öğreniyoruz. Zeyrek şöyle yazmış: “Davutoğlu da Fidan da Erdoğan’ın siteminin ‘fazla güven ve sevgiden’ kaynaklandığını düşünüyor.” Cumhurbaşkanı’nın tepkisini tanımlamada bulunabilecek en hafif kavramlardan biri “sitem” olsa gerek.

        Muhalefet partileri: “Ters köşe” tabiri herhalde en çok, Fidan’ın istifasını duyar duymaz, “Erdoğan, Davutoğlu’nun yerine onu Başbakan yapacak” açıklaması yapma yarışına giren muhalefet partisi sözcülerine yakışıyor. Bu olay CHP ve MHP çevrelerinde egemen olan, “Davutoğlu’nun hiçbir iktidarı yok” önermesini de büyük ölçüde geçersiz kıldı.

        Kürt siyasi hareketi: Çözüm sürecinde Fidan’la iyi ilişkiler geliştiren, Abdullah Öcalan başta olmak üzere Kürt siyasi hareketinin temsilcileri, onun doğrudan siyasette yer almasını ve hükümette etkili bir pozisyona erişmesini bekliyor ve istiyorlardı. Dolayısıyla istifaya şaşırmadılar. Galiba Fidan’ın, Erdoğan’ın istememesine rağmen istifa edeceğini de tahmin ediyorlardı. Fakat Cumhurbaşkanı’nın peş peşe çıkışlarla Fidan’ı alenen eleştirmesini herhalde beklemiyor ve istemiyorlardı.

        Diğer Yazılar