Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        35 yıldır düzenlenen Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması bu yıl da yapıldı ve sonuçlandı. Bu yılki kazananlar, Bodrum Işıl Klüp’te yapılan Seçici Kurul Toplantısı ile belirlendi. Son yarışmada da, çoğu zaman olduğu gibi gündeme ışık tutan karikatürler yarışa katılmıştı. Bu yıl 64 ülkeden, 623 sanatçı, 2143 karikatürle değerlendirmeye girdi.

        35. AYDIN DOĞAN ULUSLARARASI KARİKATÜR YARIŞMASI

        Aydın Doğan Vakfı Direktörü Candan Fetvacı ile hem bu yarışmanın geçmişini hem de koşullarını kouşuyoruz.

        Candan Fetvacı: Hürriyet Gazetesi başlatmış ilk 1983’te. Sedat Semavi karikatür çizdiği için, karikatüre merakı olduğu için başlamış bu yarışma. Sonra, Hürriyet Gazetesi Aydın Doğan’a satılınca, Aydın Bey de aynen devam edelim demiş. Ama Hürriyet Vakfı kapanmış, Aydın Doğan Vakfı devralmış bu yarışmayı. Yani 10-11 sene Simaviler yapmış, 24 senedir de Aydın Doğan Vakfı düzenliyor. Bütün dünyanın saygı duyduğu, güvendiği, önemli ve büyük bir yarışma. Artık arşivimizde 80 bin kadar karikatür var. Yani neredeyse müze açacak kadar büyük bir koleksiyonumuz var. Hepsini dijital ortama geçirdik ve web sitemizde dijital bir müzemiz oldu. 140’tan fazla ülke yıllar içinde katıldı. Her sene 2500 civarında karikatür geliyor bize. Bunlar bir ön elemeden geçiyor. Ön elemeyi İstanbul’da Türk jüri yapıyor. Bu karikatürlerin %10 kadarı seçiliyor. Seçilenler, Bodrum’a Uluslararası jürinin önüne geliyor. Uluslararası jüri üyeleri genelde Türk jüri üyelerinden sayıca bir fazla

        oluyor. O gurubun en kıdemlisi de jüri başkanı oluyor.

        Serfiraz Ergun: Bu sene kim jüri başkanı oldu?

        JÜRİ BAŞKANI LATİF DEMİRCİ

        Candan Fetvacı: Bu sene Latif Demirci jüri başkanıydı. Latif Demirci 20 yıldan beri bizim jüri üyemiz. Zaman zaman katılmamış ama 20 kere jüri üyeliği yapmış bizde. Latif Demirci ile birlikte Tan Oral da var tabii ama o geçen seneki başkanımızdı. Yabancılar da başkanlık yapabiliyor.

        SE: Şimdi de Aydın Doğan Vakfı Karikatür Yarışması’nın değerlendirme sürecine bir göz atalım.

        CF: İstanbul’da 2500’den 250-300’e indirilen karikatürler, buraya Bodrum’a geliyor ve jüri üyelerinin değerlendirilmesine sunuluyor. Sen de gördün, beğendiklerini işaretliyorlar, işaretlenemeyen karikatürler eleniyor. Bu birkaç tur bu şekilde, karikatürler 10-15 taneye indirilinceye kadar devam ediyor. Bu arada jüri üyeleri kendi aralarında bu onbeş karikatürü tartışmaya başlıyor. Nelere bakıyorlar; görsellik, içindeki mizah unsuru, fikrin orijinalliği veya güncelliği, grafiği, çizimlerin kalitesi hepsi değerlendiriliyor. Sayıları 15’e inen karikatürler bu kez kapalı oy sistemiyle jüri tarafından notlandırıyor, yani puanlanıyor. Sonra hepsinin puanlarını topluyoruz, excel tabloda en çok oy alan ortaya çıkıyor.

        SE: Kimler dereceye girdi?

        SIRP VE İRANLI ÇİZERLER BİRİNCİ

        CF: Bu sene bir sürprizimiz oldu 2 tane birinci çıktı. Sırbistan’dan Jugoslav Vlahovic ve İran’dan Dokhshid Ghodratipour isimli bir kadın çizer birinciliği paylaştı. İkinciliği İran’dan Shahrokh Heidari, üçüncülüğü ise Polonya’dan Krzysztof Grzondziel aldı.

        REKLAM

        BİRİNCİ (Jugoslav Vlahovic)

        BİRİNCİ (Dokhshid Ghodratipour)

        İKİNCİ (Shahrokh Heidari)

        ÜÇÜNCÜ (Krzysztof Grzondziel)

        GÜÇLÜ KIZLAR GÜÇLÜ YARINLAR

        CF: Bir başka kategoride daha karikatür yarışması yapıyoruz. Kız çocuklarıyla ilgili “Güçlü Kızlar Güçlü Yarınlar” sloganıyla yaptığımız bu yarışma Doğan Gazetecilik’in 2005 yılındaki “Baba Beni Okula Gönder” kampanyası ile başladı. Biz sürekli kız çocuklarının okula gitmesinin önemini vurguluyoruz ve aynı zamanda kız çocuklarının küçük yaştan itibaren özgüvenli, güçlü, kendi işini kendi gören kızlar olarak yetişmeleri için çalışıyoruz. Yaptırdığımız ve devlete bağışladığımız 33 kız yurdundaki kızlarla iletişim halindeyiz. Aydın Doğan Vakfı’nın bu amaca yönelik bütçesinin yarısından fazlası kız çocuklarına gidiyor. Kız çocuklarının okumasının önemini vurgulayan karikatür yarışması düzenliyoruz. Burdan çıkan karikatürleri de her konferansımızda kullanıyoruz, posterlerimize basıyoruz.

        SE: Peki “Güçlü Kızlar Güçlü Yarınlar” kategorisinin birincisi kim oldu bu yıl?

        CF: Bu özel ödülün sahibi Fransa’dan Vernard Bouton oldu. Bu kızlarla ilgili karikatürleri biz Dünya Kız Çocukları Konferansı’nda sunum yapmak üzere Birleşmiş Milletler'e götürüyoruz, okullara götürüyoruz, sergiler açıyoruz. Amacımız kız çocukların okula gitmesi konusunda farkındalık yaratmak.

        CF: Bir de çocukların yarışmacı olduğu karikatür yarışmamız var. Onu da Yaratıcı Çocuklar Derneği ile birlikte yapıyoruz. Bütün Türkiye’den yüzlerce çocuk katılıyor. Ve bu yarışmalardan dünya çapında sergilere katılıp ödüller alan çocuklar da çıkıyor. Onlardan 2-3 tanesi bizim vakfımızın yarışmalarına da katılır hale geldiler.

        SE: Büyüklerin yarışmasına yani.

        CF: Evet, albüme girmeye de hak kazandılar. Onlar bizim gururumuz.

        SE: Aydın Doğan Karikatür Yarışması’nda derece alanlara para ödülü var mı?

        CF: Var. Birinciye 8000 dolar, ikinciye 5000 dolar, üçüncüye de 3000 dolar veriyoruz. Başarı kazanan 10 karikatürist de 500’er dolar alacak.

        SE: Bu yıl iki kişi birinci olduğuna göre?

        CF: İkisine de 8000’er bin dolar veriyoruz.

        Bu güne kadar 137 ülkeden 88.002'yi aşkın çizerin 85 bin karikatürle katıldığı yarışmanın seçici kurulunda bu yıl 9 üye bulunuyor. Latif Demirci seçici kurulu başkanı. Diğer üyeler: Ercan Akyol (Türkiye), Xavier Bonilla (Ekvator), Angel Boligan Corbo (Küba), Piyale Madra (Türkiye), Rasha Mahdi (Mısır), The Sureal McCoy (İngiltere), Tan Oral (Türkiye) ve Ann Telenaes (ABD).

        Press Bey, Media Hanım, Muhlis Bey, Arap Kadri, Mithat-Mirsat karakterlerinin yaratıcısı, Hürriyet Gazetesi eski çizeri Latif Demirci, bu yılki Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması Jüri Başkanı. Latif Demirci 43 yıldır karikatür çiziyor, 20 yıldır jüri üyesi ama bu yarışmaya yarışmacı olarak hiç katılmamış.

        Serfiraz Ergun: Bir karikatür yarışmasının nasıl faydası ve etkisi olabilir?

        Latif Demirci: Çizerler birbirleriyle ilişki kuruyorlar, bir platform oluşturuyorlar sonra da kitabı çıkıyor. Birbirlerinden çok etkilenen çizerler oluyor. Bazen bir Brezilya’dan bir İran’dan karikatür geliyor, espri aynı, düşünce yapısı aynı. Etkileşim oluyor bu yarışmalarda.

        SE: Bu yarışmada bir de çalıntı olmuş diye duydum. Sizce çalıntı mı etkileşim mi? Karikatürler neredeyse tıpatıp aynı.

        LD: İki karikatürü de yanyana koyarsanız, aynı konuyu mu düşünmüşler yoksa o diğerinden görüp çizmiş mi anlarsınız. Bazıları çizerler de her türlü yarışmaya karikatür gönderiyor. Bazen ön elemede anlayabiliyoruz; mesela adam on tane karikatür göndermiş, onunun da çizgileri farklı. Onu çizen ötekini çizemez. Bir stili yok. O zaman insan şüpheleniyor.

        SE: Evet bu bir elyazısı gibi değil mi?

        LD: Herkes için demeyeceğim ama ustalara bakınca 'aa şu kişi çizmiş' diyeceğiniz bir tarz var. Konular da hep aynı; kadın-erkek ilişkileri, savaş, terör, çevre…4-5 konu var onlar klasik. Son 4-5 yıldır da mülteci sorunu girdi gündemimize. Ayrıca bilişim ve teknoloji de girdi.

        SE: Bu yarışmanın şöhreti nasıl? Çok prestijli bir yarışma mı?

        LD: Benim yarışmalar çok takip ettiğim konular değildir. Şimdiye kadar da hiçbir yarışmaya karikatür yollamadım. Benim espri ve çizgi tarzım da farklı zaten. Politika yapıyorum ben. Yarışmalara gönderilen karikatürler çok farklı. Günlük gazetelerde çizdiğimiz işlere benzemiyor. Dünyayı ilgilendiren daha global konular yarışmalara geliyor. Aydın Doğan Karikatür Yarışması da karikatürcüler arasında bilinen, takip edilen, çok iş gönderilen bir yarışma.

        SE: Her gün bir günlük gazeteye çizen çizerde her gün çizmek bir baskı yaratmıyor mu? Freelance, canınız istediği zaman çizseniz daha iyi değil mi?

        LD: Yoo değil. O kadar alışkınız ki her gün çizmeye. Çiz ve ertesi gün yayınlandığını gör. Basılmayan karikatür eskimiş gibi kalıyor. 3-4 gün önceden birşeyler hazırlayayım, çizeyim diye birşey yok. O gün o saatte yapılacak. Ona alıştık. Yani bugün birşey çıkartamam tedirginliği olmuyor.

        SE: Siyasi açıdan otokontrol var mI?

        LD: Oluyor tabii ki. Çizdiğiniz mecraya göre de değişiyor o, dergiler, günlük gazeteler, mizah dergileri hep farklı. Siz çizdiğiniz yere göre düşünmeye başlıyorsunuz.

        SE: Bu yıl iki birinci var. Sizin favorileriniz de onlar mıydı?

        LD: En yüksek puan 15. İkisi de benim 15 puan verdiklerim değildi. Ama yakın sonuçlar çıkıyor genelde.

        Amerikalı Ann Telnaes, 2001 yılında Pulitzer Editoryal Karikatür Ödülü almış bir çizer. Daha birçok ödülü var. Eski Başkan Yardımcısı Cheney ve ABD Başkanı Trump kendisine en çok ilham veren kişiler arasında. Washington Post gazetesinde günlük editoryal karikatürler yayınlıyor. Basılı birçok kitabı var.

        Ann Telnaes: Beni daha önceki jüri üyelerinden biri önermiş Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması’nın jüri üyeliğine. Daha önce de davet edilmiştim ama gelememiştim.

        SE: Bu yarışma hakkında ne düşünüyorsunuz?

        AT: Çok geniş katılımlı bir yarışmaydı bu. Mükemmeldi. Hem sanat yönü hem de fikir yönü çok kuvvetli karikatürler vardı. Karikatürlerin sanat yönü her zaman güçlü olmaz.

        SE: Bu yılki popüler konular neydi?

        AT: En güncel konulardı. Çevre, küresel ısınma, mülteciler, hava kirliliği ve birkaç farklı konu daha… Mültecilik konusu çokca işlenmişti. Tabii bizde Meksika, burada Ortadoğu, hep güncel.

        SE: Siz bir çizer olarak bu tür konulara karşı kendinizi sorumlu hissediyor musunuz?

        AT: Bir çizer olarak değil, bir insan olarak sorumlu hissediyorum kendimi. Tüm çizerlik yeteneğimi bu gibi sorunlara cevap vermekte kullanmak istiyorum. Mesele benim çizme yeteneğim değil. Kendimi en iyi öyle ifade edebiliyorum.

        KENDİMİ TRUMP’A CEVAP VERMEKLE YÜKÜMLÜ HİSSEDİYORUM

        SE: Sizin ülkenizin başkanı Trump’a da cevap vermekle yükümlü hissediyor musunuz kendinizi?

        AT: Kendimi Trump’a cevap vermekle yükümlü hissediyor muyum? Her gün… ha ha ha. Hergün hissediyorum. O adam her gün cevap verilmeyi hakediyor. Bunu tek söyleyen ben değilim. Tüm çizerler böyle düşünüyor. Bize soruyorlar; çok güzel birşey değil mi, ne kadar şanslısınız her gün size bu kadar çok malzeme çıkartıyor. Hayır hiç şanslı değiliz, hiç güzel değil. Olan bitenden hiç memnun değiliz. Biz de insanız. Sabah kalkıyorsunuz aklınızda o, bütün gün devam ediyor. Umarım benim ömrüm onunkinden uzun olur.

        SE: Bu yarışmaya geri dönersek, beni değerlendirmeler sırasında şaşırtan birşey oldu. Bakıyorsunuz turların birinde bir karikatür çok puan alıyor ve öne çıkıyor, sonraki turda puanları düşüyor bir başkası onun yerini alıyor. Nasıl oluyor bu? Neden her turda aynı karikatür birinciliğini koruyamıyor?

        AT: Yoo, yarışma değerlendirmesi çok demokratik bir biçimde akıyor. Tüm süreç sadece sizin değerlendirmeniz üzerine değil ki. Diğer profesyonelleri de dinlemeniz gerekiyor. Bazen onlar öyle fikirler öyle eleştiriler ortaya atıyorlar ki sizin bakış açınızı değiştirebiliyorlar. Zaten hakemlik yapmak da böyle birşey. Diğerlerinin fikrini de dinlemeniz gerekiyor.

        SE: Sizin seçtiğiniz seçilmeyince canınız sıkılıyor mu?

        AT: Hayır, hayır… Öyle birşey olması için fazla yaşlıyım.

        Xavier Bonilla Ekvatorlu bir çizer. Sosyoloji eğitimini bitirdikten sonra çizer olmaya karar vermis. Ülkesinde çok sayıda gazetede ‘Bonil’ adıyla karikatürler yayınlıyor. Birçok yarışmada dereceleri var.

        SE: Bu yarışma hakkında sizin düşüncelerinizi alabilir miyim? Buraya jüri üyesi olarak davet edilmeden önce Aydın Doğan Karikatür Yarışması hakkında bir fikriniz var mıydı?

        Xavier Bonilla: Tabii, tabii biliyordum. Ama daha önce hiç çizer olarak katılmamıştım. Jüri üyesi olarak çağırılmak beni de şaşırttı. Ayrıca çok da onur duydum, çünkü Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması bizim aramızda prestijli bir yarışmadır.

        SE: Peki. Bu yılki yarışmacılar hakkındaki fikriniz nedir?

        XB: Biliyorsunuz ilk elemeler Türk jürisi tarafından yapıldı. Biz yabancılar ikinci etapta girdik. Bana başlangıçta 2500 civarında karikatür olduğunu söylediler. Bize hayatı kolaylaştırmak için epey çalışmışlar. Benim gördüğüm kadar birçok iyi çizer katılmıştı yarışmaya. İki tane birinci seçilmesi de karar vermekte zorlandığımızı gösteriyor. Benim birinci olmasını istediğim karikatür maalesef iyi anlaşılmadı. Kadın jüri üyeleri benimkini seçmedi. Kadın jüri üyelerinin erkeklerle aynı bakış açısını paylaşmadıklarını gördüm. Neden bilmiyorum.

        SE: Ben de size bunun gibi bir soru soracaktım. Karikatürleri beğenme aşamasında zevkler ve tercihler, bakış açısı, kadın erkek arasında, ya da ülkeden ülkeye değişiyor mu?

        XB: Bu yarışmada öyle olduğunu düşündüm. Kadınlar farklı erkekler farklı bakıyor. Örneğin kadın bacaklı bir balina karikatürü vardı. Üç kadın da ‘nedir bu, bundaki espriyi anlamadık’ dediler. Biz erkekler ana fikrini ve esprisini anladık.

        KARİKATÜRLER DÜNYANIN NABZINI TUTAR

        Piyale Madra, bir başka jüri üyesi, eğitimini Fransa’da ve Türkiye’de tamamladıktan sonra Milliyet Gazetesi’nde çizmeye başlamıştı. Cumhuriyet’te ‘Piknik’ bant karikatürleri, Yeni Yüzyıl, Radikal ve Hürriyet Daily News’da da ‘Ademler ve Havvalar’ı çizdi. Bunlar çizgi film de oldu. Yurt içinde ve yurt dışında sergiler açtı.

        Piyale Madra: Ben de sekiz yıldır bu yarışmanın jüri üyesiyim. Yarışmacı olarak da hiç katılmadım.

        SE: Bu yarışma nasıl bir yol aldı yıldan yıla?

        PM: Her sene gelen çizimler dünyanın nabzını tutuyor. Olup bitenleri biz bu çizimlerde görebiliyoruz. Maalesef her sene terör, çevre, hava kirliliği, göçmenler, iletişimsizlik ve savaş konularında çizimler geliyor. O yılın güncel konuları mutlaka bu karikatürlere de yansıyor.

        SE: Siz bu uluslararsı karikatürleri değerlendirmek üzere bakarken çizerlerin ülkelerindeki yerel sorunları ele alışlarına mı yoksa daha global konuları seçmelerine mi bakıyorsunuz?

        PM: Yerel pek gelmiyor zaten. Genellikle global karikatürler geliyor. Bu yarışma dünyada çok bilinen bir yarışma. Ben yurt dışında bazen yabancı karikatüristlerle karşılaştığımda hepsinin buraya jüri üyesi olarak davet edilmek istedilerini görüyorum. Yarışmacılar da internet üzerinden sürekli tarihleri takip ediyorlar.

        SE: Amatörler de yolluyor değil mi, sadece profesyoneller değil?

        PM: Tabii tabii çok. Bazen 2800-3000 kadar katılımcı oluyor. Biz Türk jürisi olarak İstanbul’da onları 250’ye eliyoruz. Bodrum’a geliyoruz, burada da yabancılarla eleye eleye derecelendiriyoruz. Bu yıl bayağı iyi karikatürler vardı. Zaten iki birinci çıktı. Biz de artık tekrar bir oylama yapmak istemedik. Orada bıraktık.

        Candan Fetvacı:Bu yarışmayı kazanan karikatüristler Kasım ayında İstanbul’a davet edilecekler. Bir törenle hediye çekleri verilecek. Mimar Sinan Üniversitesi’nde de sergi açılacak.

        Diğer Yazılar