Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Vodafone Türkiye’nin, CEO Club toplantıları kapsamında düzenlediği, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” etkinliğinde, küresel şirketlerin kadın liderlerini ve bu şirketlerin desteğiyle hayata tutunan kadınları dinledik.

        İstanbul’da 5 yıldızlı bir otelin kahvaltı salonunda düzenlenen bu paneli izlemeye gelen kadınların kim bilir kaçıncı kez dinledikleri sözler tekrar ediliyor.

        2014 yılı için ifade edilen önemli bir kadın çalışması da yok bu arada...

        İçlerinden “Kadın erkek eşit değildir” ya da “Kadının en önemli kariyeri çocuk yetiştirmektir” gibi cümleler geçirmeyen kadınlar hepsi.

        Dinleyenlerin de, konuşanların da çoğu; en az son 10-15 yıldır hemcinsleri için hiç de adil olmayan dünyada, denge ve çeşitlilik kurulması için mücadele ediyorlar; dokundukları hayatları yukarı çekebiliyorlar.

        Ancak kadınlar için kara tablo değişmiyor. Kadınlar, kendi kararlarını almak istediklerinde, istemedikleri bir duruma karşı direndiklerinde öldürülmeye devam ediyorlar...

        14 Şubat 2015’te, Özgecan Aslan’ın katledilmesinden sonra, Türkiye’de 30 kadın cinayeti daha işlendi. Kadın savunusunu kime anlatmalı, nasıl anlatmalı; tartışılması gereken asıl konu bu olsa gerek.

        Vodafone’un 2013 yılında uygulamaya başladığı “Önce Kadın Programı” kapsamında ulaştığı 85 bin kadın müşterisinden biri olan Muazzez Özer’in hikâyesini dinliyoruz. Vodafone’dan ve yerel yöneticilerden aldığı destekle tekstil işini büyüttüğünü, aylık gelirini 8-10 bin liraya çıkardığını söyleyen Özer, etrafındaki kadınlara da istihdam sağlıyor.

        “KURAL DEĞİL, ÖRNEĞİZ”

        Panelin moderatörü Şirin Payzın, Özer’e kadınların çalışma yaşamına katılması için nasıl ikna edilebileceğini soruyor.

        Özer’in yanıtı: “İkna etmek zor. Eşlerinden izin alamıyorlar, evime bile gelemiyorlar.”

        Öldüren, baskılayan, yok sayan erkekler; kadınların önündeki en büyük engel olmayı sürdürüyorlar.

        Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için “projeci sosyal sorumluluk yürütücülerinin katkılarından” daha fazlasına ihtiyaç olduğu kesin.

        Rakamlar da farklı söylemiyor. “Değişime Öncülük Edenler” oturumunun konuşmacılarından General Electric (GE) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan Özsoy sıralıyor:

        Türkiye nüfusunun yüzde 49.8’i kadın. Bu kadınların yüzde 68’i çalışabilir yaşta olmasına karşılık yüzde 30’u çalışıyor. Erkeklerin işgücüne katılım oranı ise yüzde 72...”

        Özsoy’un “Biz burada örneğiz, kural değiliz” cümlesi, yalnızca yoksul ve eğitimsiz bir kesimi içermiyor.

        “Dünyada da 2007 yılında tepe yönetiminde yer alan kadınların oranı yüzde 29’du, bugün de aynı. Biz örnek olarak kaldığımız sürece tablo değişmeyecek” diyor.

        Özsoy, Meclis’te “Ailenin ve Nüfusun Korunmasına Dair Kanun Tasarısı” ile ilgili de çarpıcı bir konuşma yapıyor.

        Kadın çalışanlara ilk doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay, üçüncü doğumda ise 6 ay yarı zamanlı çalışma imkânı getiren düzenleme, ağırlıkla erkek patronlar tarafından çok eleştirildi.

        “Aile Paketi” adıyla kamuoyuna yansıyan tasarının yasalaşması halinde, işverenlerin kadın çalışan tercih etmeyeceklerini ileri sürdüler. Muhalefetten “Aslında bu paketle kadının istihdama katılması engelleniyor” eleştirisi yükseldi.

        GE PAKETİ UYGULUYOR

        Özsoy, tasarıyı eleştirenleri işaret ederek “Bu paketin kadın istihdamını düşüreceğini söyleyenleri kınıyorum. Avrupa standartlarının ortalaması bir uygulama getiriyor. Kadınlara bu paketten yukarıda haklar tanıyan ülkeler de var. Mesela bizde babalar sisteme dahil edilmiyor” diyor.

        Küresel bir sanayi grubunun başında olan Özsoy “Devletle ortak fabrikalarımız dahil bütün işyerlerimizde yıllardır yarı zamanlı çalışma yapıyoruz; hiç de zarar görmedik. Tam tersine kârlılığımız artıyor” diye de ekliyor.

        Bu görüşe, panelistlerden Coca Cola Türkiye Kafkasya ve Orta Asya Bölüm Başkanı Galya Frayman Molinas, Citibank CEO’su Serra Akçaoğlu ve Doğanonline Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner de katılıyor.

        Özsoy, şirketinde kadın çalışan oranını yüzde 30’dan 34’e çıkarmış bir yönetici. Kadının işgücüne katılımının “romantik bir talep” olmadığının altını çizen Molinas’ın bağlı olduğu Coca- Cola Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Muhtar Kent dünyaya “21. yüzyıl kadın yüzyılıdır” çıkışını yapan bir iş lideri. Boyner Doğan; “Cumhurbaşkanı asla duymasın, ama ben feministim” diye cümleye başlayan ve şirketinde kadın yöneticilere pozitif ayrımcılık uyguladığını söyleyen bir işveren.

        Bu örneklerden iş dünyasında çok yok. Kadın istihdamının kârlılığı artırdığını, ülkeyi kalkındırdığını akıl etseler; kreş de açarlar, kadın emeğinin hakkını da teslim ederler.

        Niyetler kötü olunca; kanun bahane olabiliyor. Kurumlara göre de bir düzenleme gerekebilir.

        Diğer Yazılar