Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birinci tur AK Parti-CHP koalisyon görüşmelerinin iki kritik konusu var. Cumhurbaşkanlığı makamı ve kullandığı örtülü ödenek, CHP’nin “kırmızı çizgisi” olarak kamuoyuna yansısa da, “güçlü koalisyon” anahtarının ekonomi ve dışişleri bakanlıkları olacağı izlenimi alıyoruz.

        Şanlıurfa’da “Fikir Sofrası”nın iftarına katılan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın açıklamalarına pazar günü yer vermiştik.

        Yılmaz burada, MHP ve CHP için ekonomi komisyonları kurduklarını ve ekonomi bakanlığında ısrarcı olacaklarını açıklamıştı.

        Başbakan Ahmet Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 4’er kişilik müzakere heyeti kombinasyonu, masaya gelecek konuların ağırlığı hakkında ipucu veriyor. Davutoğlu’nun ekibinde eski TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ve ekonomiyle ilgili bakanlıklardan yalnızca Cevdet Yılmaz yer aldı. AK Parti Milletvekili ve eski Başbakan Danışmanı Mücahit Arslan’ın heyete eklenmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da müzakere sürecine dahil olduğu yorumlarına neden oluyor.

        Bu profilden AK Parti’nin, CHP ile Kalkınma ile Kültür ve Turizm Bakanlıkları’nı müzakere etmeye hazırlandığı izlenimi ediniyorum.

        CHP tarafında ise Kılıçdaroğlu’nun karşılama heyetinde ekonomiyle ilgili olmayan tek milletvekili CHP Parti Sözcüsü Haluk Koç’tu. Koalisyon görüşmesinde, CHP’nin gövdesini ekonomi kurmayları oluşturuyor: Eski Hazine Müsteşarı ve İş Dünyasından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke ve seçimlerden sonra Grup Başkanvekilliği görevinden istifa etmesi “Bakanlığa hazırlanıyor” yorumlarına yol açan eski Gelirler Genel Müdürü, İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi.

        Bakan Yılmaz, Şanlıurfa’daki sohbetimizde, ekonomi bakanlıklarının sayısıyla ilgili sorumuza, “CHP Girişimcilik Bakanlığı kurulmasını istiyor. Bakanlık sayıları artabilir” yanıtını vermişti. Ekonomi bakanlıkları üzerinden speküle edebileceğimiz ilk teması, iş dünyasının arzu ettiği AK Parti-CHP koalisyonuna bir adım olarak okumak, iyimserleri rahatlatabilir.

        DIŞ POLİTİKADA GÜL’ÜN ETKİSİ

        Sabancı Üniversitesi Uluslararası İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü ve öğretim üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman ile bir araya geldiğimizde, haziranın son haftası Berlin’de 3 gün süren Aspen Güvenlik Forumu’ndan yeni dönmüştü.

        Eski ABD Dışişleri Bakanı Madeline Albright gibi bir dönem dünya siyasetinde iz bırakan Batılı siyasi liderlerin katıldığı Aspen’de, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski ekonomi bakanlarından Kemal Derviş de birer konuşma yapmıştı.

        Keyman, küresel “güvenlik” sorunlarının kapalı devre dile getirildiği forumdan çarpıcı izlenimler aktarıp Türkiye’nin KKTC sorununun çözümüyle birlikte AB’ye yaklaşma dinamiklerine işaret ediyordu. Albright’ın Aspen’de kullandığı, “Türkiye benim için hayal kırıklığı oldu” cümlesi, AK Parti’nin Batı dünyasındaki kredibilitesinin zayıfladığını açık eden en çarpıcı ifadeydi. Gül, Aspen’de, “Ortadoğu’daki Yanlış Hesaplar, Akılcı Çözümler” başlıklı bir konuşma yapmıştı. Gül’ün, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte katıldığı İstanbul Dostluk Derneği’nin düzenlediği iftarda kurduğu, “Ortadoğu ve Arap politikamızı daha gerçekçi bir şekilde gözden geçirmenin faydalı olacağı kanaatindeyim” cümlesi, Aspen’deki başlığı açar nitelikteydi.

        Erdoğan’ın bu sözlere geniş bir “karşı cephe” oluşturarak verdiği yanıtı hatırlayalım:

        “İhanet edenler, hırsına yenik düşenler, korkanlar, egolarının kurbanı olanlar çıktı. Onları oldukları yerde bırakıp yolumuza devam ettik.” Erdoğan’ın bu çıkışı; eylül ayında yapılması planlanan AK Parti Olağan Kurultayı’nda, Gül’ün genel başkan adayı olacağı beklentisi içindekilere keskin viraj sinyali veriyor. İş ve akademi çevrelerinde; AK Parti’nin küresel zincirde kırılma yaratan dış politikasında, CHP ile kurulacak bir koalisyonla düzeltme yapılmasının mümkün olabileceğini savunanlar da yok değil.

        An itibarıyla “güçlü koalisyon” ihtimalinin belirlendiği bir günde duyacağımız yeni cümleler, ikinci turun temellerini oluşturacak.

        Liderlerin erken seçim kartını elden bırakmadıklarını da unutmamak gerekir.

        Diğer Yazılar