Panik butonu aplikasyonu yakınlara erişim sağlıyor
Özel güvenlik sektörünün yıllık 800 milyon dolarlık ciro havuzunda yurtlar niye yer almaz?
Güvenlik firması Pronet’in, 11 Kasım’da Las Vegas’ta düzenlenen 11. Contact Center World Awards töreninde “Dünyanın En İyi Müşteri Deneyimi” ödülüyle ilgili basın yemeği sırasında; Adana’da kız yurdunda çıkan yangında 10’u öğrenci 12 kişi yaşamını yitiriyordu.
Devlet, belediyeler çocuklara yurt sağlayamadığı gibi, bağışçıların açtıklarına da güvenlik getirmekte yetersiz kalıyor.
Pronet’in 81 ilde 200 bin aboneye, ayda en az 30 dolar bedelle sağladığı hizmetin benzerleri, piyasadaki onlarca firma tarafından neredeyse promosyon olarak dağıtılıyor.
Adana’daki yurdu, Türkiye genelinde 1700 dernek ve 1300 yurdu bulunan Süleymancılar cemaati açmış.
2008 yılında da aynı cemaatin Konya’daki yurdunda gaz sıkışması nedeniyle yaşanan patlamada, 17 kız öğrenci enkaz altında kalarak yaşamını yitirmişti.
ÜCRETSİZ PANİK BUTONU
Elektronik güvenlik sistemlerinin çoğunun; ev ya da işyerlerinde meydana gelebilecek hırsızlık, yangın, su baskını, gaz kaçağı ve acil sağlık ihtiyacı gibi olaylara müdahale etme yeteneği bulunabiliyor.
Pronet Yönetim Kurulu Başkanı Alp Saul abonelerine sensör, siren ve sinyal mekanizmasıyla ulaşırlarken; şirket içi inovasyonla yeni ürünler piyasaya çıkardıklarını vurguluyor.
Özgecan cinayetinden sonra, akıllı telefona ücretsiz olarak indirilen “Panik Butonu” aplikasyonu, gasp ya da panik anlarında yakınlara erişimi sağlıyor.
Atatürk Havalimanı’ndaki patlamadan sonra geliştirilen, “Güvende misiniz?” mesajı gönderen uygulamayı, 6 bin çalışanı olan bir kuruluşa satmışlar.
Akıllı kilit aracılığıyla geçiş güvenlik çözümleri sunan küresel Assa Abloy şirketiyle işbirliğine gidilmiş.
TÜRKİYE İÇİN ‘LÜKS’ KALDI
1995 yılında, 2 arkadaşıyla Pronet’i kuran Saul, “Elektronik güvenlik sistemi kullanan ev ve işyerleri penetrasyonu; ABD’de yüzde 20, İsviçre’de yüzde 15, AB ülkelerinde yüzde 8, Türkiye’de ise yüzde 1.5 seviyesinde” diyor.
Bir yılda yangından sele, panik anından gaspa, hırsızlıktan acil yardıma kadar 6 milyon arama yapmışlar, 2.3 milyon ikaz sinyali karşılamışlar.
Saul resmi verilere göre Türkiye’de yüzde 1 olan hırsızlık oranının, Avrupa’da yüzde 2 düzeyine çıktığını belirtiyor.
Emniyete, hastaneye ya da itfaiyeye ulaşmak kadar önemli olan, bu kurumlardan ne ölçüde kaliteli servis alındığını belirleyen bir çalışma ise yapılmamış.
MÜŞTERİYE ERİŞİM HIZI DÜNYANIN 6 KATI
Las Vegas’taki yarışmada finale kalan 20 call center firması arasında birinciliği getiren istatistik şu:
Alarm sonrasında kullanıcılara 10 saniye içerisinde geri dönüyorlar. Bu süre dünyada ortalama 60 saniye olarak ölçülüyor.
Elektronik güvenlik sistemleri kategorisinde, merkezi haber alma sistemine bağlı ev ve işyerlerinin yaklaşık yüzde 60’ına hizmet veriyorlar.
Şirketin yıllık donanım ithalatı, 100 milyon dolarlık cirolarının yüzde 10’unu oluşturuyor.
Yıllık bedelin TL ile peşin ödenmesi halinde, kur riskinin bertaraf edilebileceğini ifade eden Saul’ün dolar hesabı şöyle.
“Fiyatımızı 20 yılda enflasyona göre belirleseydik, çok daha yüksek olurdu. Abone başına kârlılık en az 10 yıllık üyelik durumunda yakalanabiliyor.”
Pronet hisselerinin yüzde 50’si 2006 yılında Turkven’e, 2012 yılında da Avrupalı girişim sermayesi grubu Cinven’e satılmıştı.
İnternet tabanlı girişimlere, melek yatırımcı oluyorlar.
ABONELERİN YÜZDE 2’Sİ BİR FELAKET DENEYİMLEMİŞ
Pronet Alarm Haber Alma Merkezi; 2015 yılında 1986 hırsızlık, 409 gasp, 284 yangın olayına müdahale edilmesini sağlamış, 615 ambulansı olay yerine yönlendirmiş, 312 su baskını vakasını ilgililere haber vermiş.
Demek ki 200 bin abonenin 4 bini “beklenmedik bir felaketi” deneyimlemiş.
Alım gücü yüksek bir kitlede yüzde 2’ye varan bu oran, Türkiye genelinde bir araştırma yapılsa kim bilir kaça yükselir?
Bu yıl Contact Center ile birlikte uluslararası yarışmalarda üçüncü kez “en iyi” seçildiklerini söyleyen Pronet Müşteri Deneyiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Olgun Kükrer, “Önce Contact Center World’ün EMEA bölgesinde, ardından da Stevie Awards’ta altın ödülleri almıştık. 2018 yılında Avrupa’nın en büyük 3 güvenlik firması arasına girmeyi hedefliyoruz” diyor.
Bir ülkede “en iyi” ile “en kötü” hizmet arasında “ölümüne” bir açıklık olur mu? Oturup düşünelim...
