Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu yıl ilk kez “Gurme İzmir” başlığı altında 26-29 Nisan tarihleri arasında düzenlenen, “Ekoloji İzmir – 8. İzmir Organik Ürünler Fuarı” ile eşzamanlı açılan “Olivtech – 7. Zeytin, Zeytinyağı, Süt Ürünleri, Şarap ve Teknolojileri Fuarı”ndaki oturumda, zeytinlik alanları ile ilgili hazırlanan yeni yasa tasarısı için “Öncekilerden daha vahşi” nitelemesi dile getirildi.

        Asıl konumuza girmeden, “adı var, kendi yok” bir üründen söz edeceğim.

        İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İZFAŞ tarafından düzenlenen “Gurme İzmir” kapsamına dahil edilen “şarap”, fuarda yoktu.

        İZFAŞ’tan aldığım bilgiye göre şarap firmaları hazırlıklarını fuara yetiştiremediklerinden stant açamamışlar...

        Konumuza dönelim, 2010 yılından beri verilen destekler ve tarımsal iyileştirme çalışmalarıyla Türkiye’nin zeytin ağacı varlığı 100 milyon adetten, 180 milyona dayandı...

        Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim Kurulu Başkanı Ümmühan Tibet ve İcra Kurulu Başkanı Mustafa Tan, Uluslararası Zeytin Konseyi (UZK) İcra Direktörü Abdellatif Ghedira’nın da yer aldığı oturumda, tasarının yasallaşması halinde 70 milyon zeytin ağacının yok olabileceği uyarısında bulundu.

        Tan, “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı yeni tasarı öncekilerden daha vahşi. Burada ilk kez ‘zeytinlik tanımı’ getiriliyor. Dekarda en az 15 zeytin ağacı olan bahçe ‘korumaya konu olan zeytinlik’ diye tanımlanıyor. Oysa ki Türkiye’de bir dekara ortalama 10 zeytin ağacı düşüyor” diyor.

        Zeytinlik tanımını, Tarım değil de, Sanayi Bakanlığı’nın yapması ilginç!

        Efendim durum şuymuş: İhtiyaç duyulan sanayi tesis alanları Sanayi Bakanlığı’nın konusuymuş...

        500 bin zeytin çiftçisi, aileleri ve tarım işçileriyle 10 milyon kişinin geleceğini ilgilendiren kritik bir haftaya giriyoruz.

        Bakanlık bu hafta, 1939 yılında çıkarılan 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” ile ilgili yasa tasarısı hakkında Sanayi, Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları temsilcilerinden görüş alacak.

        UZK şu konulara dikkat çekiyor:

        ZEYTİNLİK TANIMI:

        Zeytincilikte en büyük rakibimiz İspanya ve İtalya’da, Avrupa Birliği’nin (EC) 2366/98 sayılı tüzüğünde yer aldığı gibi, dekarda 3 adet ve üzeri zeytin ağacı bulunan alanları zeytinlik kabul ediliyor. Tanımın AB düzenlemesi dikkate alınarak zeytinlik alanları ve üretimi daraltmayacak şekilde düzenlenmesi gerekir.

        HAPİS CEZASI KALKTI, 5 BİN TL CEZA KONDU:

        Tasarıya konan “Zeytinlik sahalarda her çeşit hayvan otlatılması yasaktır. Zeytinliklerde hayvan otlatanlara 5 bin TL idari para cezası uygulanır” ibaresiyle, yürürlükteki yasanın 14. maddesinde yer alan “koyun ve keçi ağılı yapılması yasaktır” ifadesi kalkıyor. Böylece hapis cezası yaptırım olmaktan çıkıyor. İmar planları içine alınmayan yerlerde kesilen zeytin ağacı başına ise yalnızca 2 bin TL ceza geliyor.

        3 KİLOMETRE SINIRI:

        Tasarıda “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede, zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz” denilirken, “Alternatif alan bulunamaması” alinde istisnalar da konuyor. Verimi yüksek çok yıllık ağaçların yok edilerek yerine yapılacak yeni dikimlerin üretim açığını karşılaması beklenmemeli. Yeni dikimlerde en az 3 yıl, normal verim düzeyi için ise 20 yıl süre geçmesi gerekiyor. 2023 yılı için benimsenen, 650 bin ton üretim ve 6.5 milyar dolarlık üretim değeri ile dünya ikinciliği hedefinden uzaklaşılıyor.

        6 KEZ İPTAL EDİLMİŞTİ:

        Yapılmak istenen benzer düzenlemeler, bundan önce de 6 kez Meclis’e getirildi. Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunarak iptal edilen girişimler tekrar gündeme taşınıyor. Ayrıca taslakta yer alan kamu yararı ibaresi çok genel ve soyut kalıyor. Her türlü yatırım için ilgili bakanlıkça kamu yararına karar alınabileceği görülüyor. Hatta Bakanlık yetkisine verilmekle kalmıyor, kamu yararı verme yetkisi valiliklere bırakılıyor. Zeytinlik sahalarının bugüne kadar olduğu gibi yasa ile korunması esastır. Zeytinyağında iki temel sorun var. Birincisi zeytinliklerin korunması, ikincisi tağşiş ve taklit. Markalı zeytinyağı tüketimi 10 yıldır 50 ton. Değişmiyor. Gıda güvenliğine radikal önlemler geliyor. Bunu da sonraki yazımda ele alacağım.

        Diğer Yazılar