Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Osmanlının son Padişahı Vahideddin ve son halifesi Abdülmecid’in torunu Neslişah Sultan’ın koltuğunda oturan Bilge Uygur Şahin ile Esse ve Essenso Ev Ürünleri firmasının ortaya çıkardığı geniş çaplı mağduriyeti konuşuyoruz...

        Sanayici eşi Yaşar Şahin’in 1983 yılında kurduğu Gülsan Mutfak Gereçleri firması, 25 milyon lirayla Esse’nin en büyük alacaklısı...

        Esse’ye mal veren 200 kadar tedarikçi, 800 çalışanın her birinin evine gitsem; kimbilir ne acılar dinlerim. Birçoğu da eminim; Bilge Hanım’ın Osmanlı, Fransız, İtalyan antikalarıyla dolu villaları gibi bir evde oturmuyordur!..

        Bilge Hanım, Esse ile yapılan müzakerelerde, tedarikçilerin haklarını savunan 5-6 kişilik ekipte yer alıyor. Geçen hafta içinde tedarikçi 60 firma ve 800 çalışan; Esse hakkında dolandırıcılık iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

        6 ayda 160 milyon ciro yapan firmanın; 140 milyon liradan 700 milyon liraya çıkan borç yapısı ve çift imzalı çeklerinin, başta MASAK ve BDDK olmak üzere yetkili kurumlar tarafından incelenmesini talep ediyorlar.

        Fransız firması Tefal’den ayrıldıktan sonra 2002 yılında Esse’yi kuran Semih Şeftali’nin; yılda 250 milyon TL ciro yapan; tedarikçileri, franchise ağıyla birlikte 50-60 bin kişiye istihdam sağlayan bir yapılanması, 15 Şubat 2016’dan sonra yerle yeksan oldu!

        Bilge Hanım kriz anına dönüyor: “Şeftali, 2012-2015 yılları arasında problemler oluşmaya başlayınca; eşinin tedavisi ve çocuğunun eğitimi için Amerika’da yaşamaya karar verdiğini ve şirketi satacağını söyledi. Zorlu ile görüşürken, sürpriz bir şekilde şirketi Şubat 2016’da Haşim Erhan Abaz, Cüneyt Yağcı ve Atilla Okumuş’un sahip olduğu Ataköy Dayanıklı Tüketim Mamulleri San. ve Tic. Ltd. şirketine sattı. ‘Bu kişilere inanıyor musunuz?’ diye sorduk. Abaz ve Yağcı’nın Tefal’den iş arkadaşları olduğunu öğreniyoruz.”

        Bilge Hanım yeni işverenleri araştırırken, bankalardan “Güçlü sermayeleri var” bilgisi veriliyor.

        Kahveci Gıda, Yemek Kulübü Markiz’in sahibi olan Abaz’ın lüks bir sitede 2 bin metrekarelik evde oturduğunu, çok sayıda gayrimenkul ve arazisi olduğunu öğrenince ikna oluyorlar. Mal vermeye devam ediyorlar... Ta ki Temmuz 2016’da ödenmesi gereken çekler geri dönünceye kadar. 207 tedarikçiyle aynı anda bir batık sarmalıyla yüz yüze kalıyorlar. 15 Temmuz sonrası yapılan OHAL düzenlemesi, iflas erteleme yoluyla kendine konfor yaratan şirketlerin planlarını bozuyor.

        25 Kasım 2016 günü Esse “yapılandırma” yetkisi, ASKON Başkanı Mustafa Koca’nın koçluğunda, Batu Holding’in sahibi Veli Uğur Çabuk’a devrediliyor.

        Resim öğretmenliğinden ayrılan Bilge Hanım, “Yalnız paramızın değil, emeğimizin peşindeyim. Çalışan sayımız 400’den 250’ye düştü. Üretimimizin yüzde 60’ını Esse’ye yapıyorduk” diyor.

        AMERİKA’DAN GELDİ YETKİYİ VERDİ

        O da şöyle oluyor: Şeftali Amerika’dan gelerek, Esse’den kaynaklı borçların ibrası ve şahsi kefaletin kaldırılması karşılığında, Esse pay sahiplerinden alacaklarını ve yüzde 51’lik pay üzerindeki rehin hakkını Batu Yatırım’a devrediyor.

        Bu arada Şeftali, Mart 2016’da verdiği bir röportajda Amerika’da Contesse markasıyla mağazalar açacağını söylemiş.

        Sorunlar yine bitmiyor... Abaz ve Çabuk, Esse’nin “sahipliği” üzerinde uzlaşamıyor. Öte yandan alacaklıların karşısına, şirket temsilcisi olarak adli sicilleri kamuoyu tarafından bilinen eli silahlı adamlar çıkmaya başlıyor.

        Borçların tasfiyesi için yeni bir denklem kuruluyor. Buraya dikkat çekmek istiyorum. Zira, tahkim ve icra-iflas davaları uzmanı hukukçulardan tutun da piyasa aktörlerine kadar yaptığım bir dizi görüşmede, iflas ertelemenin ortadan kalkmasıyla “merdivenaltı” barter işlemlerinde artış olduğu vurgulanıyor.

        Bazı art niyetli kişiler “barter” adı altında, iflas etmiş şirketlerin alacaklılarına; örneğin, 1 milyonluk gayrimenkulü, 1 milyon 500 bine satıyorlar. Aynı zamanda alacak 3 milyon liraysa, bu bedelin altında değil illa üzerinde bir gayrimenkul paketi teklif ediliyor. Böylece masaya alacaklı olarak oturan, borçlu kalkıyor. Esse’nin alacaklılarına da Abaz ayrı, Çabuk ayrı koldan gayrimenkul teklif ediyor. Ama borçlandırarak...

        Bu arada teklif edilen gayrimenkuller de ünlü firmaların yeni projeleri. Hani birçoğunun “keşke” diyeceği cinsten...

        Bafra kızı olarak Bilge Hanım’a bu yöntem tanıdık geliyor, kabul etmiyor. Barter sarmalının en bilinen örneği KC Group’un batış hikâyesi... Esse’nin diğer 2 büyük alacaklısı Aker ve Mimar Sinan Mutfak Eşyaları firmalarının sahipleriyle de görüştüm. Onlar da “Sizinle olmaz” deyip adliye koridorlarında çare arayanlardan.

        Batu’nun tarihçesine hiç girmiyorum. İnternette BBDK’nın “Hayali Banka” açıklamasını bulursunuz. Siyasilerin isimlerini kullanarak algı oluşturma meselesine de hiç girmem; o ayrı bir tiyatro!

        17 Temmuz’da Abaz’ın, Çabuk’a açtığı yetkinin iptali davası görülecek.

        Artık yargı ve denetim kurumları gereğini yapacak. Mı?

        Diğer Yazılar