Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bayramı deniz kıyısında geçirmek isterseniz, neleri avantaj kabul edersiniz? Yakınlık, fiyatların yüksek olmaması, denizin ve doğanın cazibesi, insanlarla iletişimde güçlük çekilmemesi, yemeklerin lezzeti ve de çok kalabalık içinde olmamak: Son madde hariç, hepsinin karşılanacağı yerdeyiz. Yunanistan’ın Thassos (Tasos) Adası’nda...

        Bu bayram tatilinde İstanbul ve yakın çevresi Yunanistan’a akmış. İpsala hudut kapısından geçiş için sabah 05.00’te yola çıktık, saat 08.30 gibi vardık. Yunanistan tarafına geçtiğimizde saat kaçtı biliyor musunuz? 13.20...

        Yunanistan ve Türkiye gümrüğünde eşit zaman harcandı. Neden özellikle de İstanbul ve yakın çevresinde oturanlar, üç tarafı denizle çevrili Türkiye’yi bırakıp da akın akın Yunanistan’a gidiyorlar? Fiyatlardan başlayayım:

        Vizeniz varsa, TURİNG’e otomobil için yıllık 315 Euro sigorta bedeli ve yine bir yıllık geçerliliği olan uluslararası ehliyet için de 373 TL ödüyorsunuz. Maliyeti yükselten tek faktör bu. Onun dışında konaklama ve yemek fiyatları makul sayılabilir.

        Otoyol (Egnatia Odos) geçişi için 2.40 Euro, Keramoti’den Limenas Limanı’na feribot ile geçişte araç için 23 Euro, yolcu başına da 3 Euro alıyorlar.

        Ödediğimiz hesaplardan örnek vermek gerekirse, Tasos’ta zeytin ağaçları içinde, ihtiyaçlarımıza cevap verebilecek bir pansiyonda 3 gece için 2 kişilik odaya toplam 120 Euro ödedik. Dedeağaç’ta ise bir gecelik konaklama 180 TL’ydi. Aşağı yukarı 3 yıldızlı otel standardı diyelim...

        Yemeklere gelince; bir kere fiyattan önce lezzeti, servisi ve konumu vurgulamam gerekir. Kocaman porsiyonlarla kalamar, ahtapot, karides, sardalye balığı, Greek salata ve uzo (Yunan rakısı) mönüsü 50 Euro. Balık çeşitlerine göre bu faturaya en fazla 20 Euro ekleyebilirsiniz. Kabak kızartmaları ve musakkası da çok lezzetli. Onların fiyatı da 4-5 Euro aralığında. Plajlarda bira, çay, su, tost-sandviçpizza gibi ürünler 2.5-3.5 Euro arasında.

        Plajlarda otopark ve şezlong ücreti yok. Dedeağaç’taki plajda bizim Bodrum tatilcilerinin yabancılık çekmemesi için, en az 35 Euro’lık harcama yapmayı göze alanlara minderli bölümler ayırmışlar. Onlar bir gün önceden bu yerleri rezerve ediyorlar. Türkleri böylece plajda kolayca teşhis edebiliyorsunuz...

        DOĞANIN KUCAĞINDA

        Denize ulaşmak için zaman kaybetmek istemeyenler İpsala “hudut” kapısından çıkıp 40 dakika sonra Dedeağaç’ta (Alexandroupoli) soluklanabilirler. Tasos’a geçmek için Kavala yönüne 150 kilometrelik bir yol yapıyorsunuz. Keramoti Limanı’na inip Tasos Adası’na çıkıyorsunuz. Biz “Taşoz” diyoruz.

        Adaya çıkar çıkmaz, neden buraları tercih ettiğimiz ortaya çıkıyor. Tasos, Yunanistan’ın en yeşil ve uzun kıyı şeridi olan adası olarak biliniyor. Tam da öyle. Marmaris’e benzettim. Çam ormanları arasındasınız. Evler zeytin ağaçlarının içinde. Lüks oteller ya da villalar ile betonlaşmamış. Evler en az 500 metrekarelik bahçelerin içinde kır yaşamı sürüyor. Meyve ağaçları dolu bahçede sebzelerini de yetiştiriyorlar. Hatta bahçelerine küçük kiliselerini bile kurmuşlar.

        Deniz herkese açık. Asla şu villaya, sitey ya da otele ait değil. Bizde “Kıyılar halka açık” denen yerler var ya; palavra. Bir havlun ya da şemsiyen, şezlongun varsa, en lüks plajdasın! Gezginci olarak biz tek bir plajda günü bitirmiyoruz. İçecek parasına tüm plaj hizmetlerinden yararlandığımız koylarda kulaç atıyoruz.

        Tasos’ta da, Dedeağaç’ta da etrafımızda Türkçe’den sonra en fazla; Rusça, Bulgarca, Romence, Sırpça konuşmalar duyuyoruz. Deniz, sınırları ortadan kaldırmış; Doğu Avrupa halklarının komşuluklarını baki kılmış.

        Ne büyük çelişkiler yaşıyoruz. Doğu sınırlarımızda kan ve gözyaşı dinmiyor. Doğu Akdeniz, petrol savaşının yeni adresi oluyor. Batı’da ise komşularımızla tatillerimizi geçiriyoruz. Savaş sanayii, insanlarda huzur bırakmıyor. Onlar nefes aldıkça biz boğuluyoruz.

        Diğer Yazılar