Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün yazımda çok önemli bir uyarıda bulundum biliyorsunuz. Dedim ki: “Amann haaa! FETÖ soruşturmasında kin ve intikam duygusuyla hareket edip kişisel hesap görmeye kalkanların gazına gelerek tıpkı Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi işi sulandırmayalım. Doğru ve çok haklı gerekçelerle başlayan bu soruşturmaya halel gelmemesi için dikkatli olalım. En önemlisi de bu davayı fırsat bilip geçmişte birileri canlarını sıktı diye onlara parmak sallayıp ‘Biz biliyorduk. Ben farkındaydım. Haberiniz olsun şu da FETÖ’cüüü. Bu da FETÖ sempatizanı’ diyenlere derhal yargı yoluyla hesap soralım!”

        Demek ki çoğu kişinin duygusuna tercüman olmuşum. Onlarca telefon ve mesaj aldım, dikkat çektiğim bu konuyla ilgili. Aralarında yargı camiasından çok önemli isimler de vardı: “Rahat ol sen Sevilay... Biz asla FETÖ’cü o alçak yargıç ve savcıların yaptığını yapmayacağız. Hukuk kurallarından ve ilkelerinden asla ödün vermeyeceğiz, ama sen de çok haklısın. Gerçekten de bu soruşturmayı fırsat bilip ranta çevirmeye çalışan çok sayıda insan var. Ve bu konu bizi de oldukça rahatsız ediyor. O nedenle sen ne biliyorsan bu konuda yazmaya devam et!”

        Edeceğim zaten, ama yargıdan da ricam, bu iftiracılardan da yalancılıklarının ve iftiracılıklarının hesabını bir şekilde ivedilikle sormaları! Yok öyle yağma! “Tutmasa da çamuru atarım, bulaştırırım, sonra da kenara çekilip kıs kıs gülerim” keyfini yaşamamalı bu alçak müptezeller. Bir kere bunlar ucuz iftiracılıklarıyla sadece iftira attıkları insanlara zarar vermiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en önemli davasını, hırs ve öfkelerini gidermek için o beş para etmez beyinleriyle sulandırmaya çalışıyorlar. Bu bile başlı başına FETÖ’ye hizmettir! Vatan hainliğidir! O nedenle bu soruşturmanın başındaki, içindeki bütün emniyet teşkilatı mensuplarını ve yargı üyelerini dostça uyarıyor, bu “ucuz” ve pespaye insanlara hukuk yoluyla derhal hesap sorulmasının ve bunları kamuoyuna afişe etmelerinin gerektiğinin altını önemle çiziyorum!!!

        BENİ GİDİ FİTNECİ!

        Yine başa döndük iyi mi! Yine fitneci ve Truva atı oldum! Öyle canım sıkıldı ki, “Keşke yazmasaydım” dedim. Çünkü sonunda haklı olduğum ortaya çıksa da o dönem gelene kadar benim sinirlerim acayip bozuluyor. FETÖ denilen hain çeteyi yazmaya başladığım ilk zamanlarda da benzer hakaretlerle karşı karşıya kaldım. Hiç unutmam, 2010 yılında Cemaat’te emniyet teşkilatı yüzünden imamların iktidar kavgası yaşandığını ve mevcut imamın adının Kozanlı Ömer (Ömer Özdil), eski imamın da Kemalettin Özdemir olduğunu yazdım. Amanınnnnn... Neler oldu neler? Sırf gazetecilik aşkıyla yazdığım o yazı Pennsylvania’daki ağlak imamı deliye döndürmüş ve sonrasında da Cemaat ve hükümet taraflarından oluşan bir hücum ekibi sağa sola, iktidarın tepesindekilere, “Aman dikkat! Biliyorsunuz Sevilay Alevi kökenlidir. Cemaat hakkında böyle olumsuz yazmasının tek nedeni var, o da aramızı açıp, fitne yapıp CHP’ye kan taşımak!” şeklinde tezvirat yapmışlardı.

        Neyse yani... Özetle o dönemde gerçekleri örtmek isteyen bazıları önümü kesmek için epey uğraştılar ama başaramadılar. Çünkü benim bir Truva atı olmadığımı, bir gazeteci olarak sadece doğruları yazdığımı Sabah Gazetesi’nin Medya Grup Başkanı olan yönetici Serhat Albayrak çok iyi biliyordu. Biliyordu ve dahası bana inanıyordu. O nedenle de hep yanımda durdu ve her zaman, “Bu konuda ne biliyorsan yaz!’ dedi. (Bu arada o günlerde benim için “fitneci”, “Truva atı” falan diyenlerin şimdilerde FETÖ’yle ilgili benden daha çok bağırıp çağırması da ayrı bi yazı konusu.)

        Neyse... Esasa gelirsek... Davutoğlu’nun köprü açılışında herkese ismini anarak teşekkür ettiğini, ancak Başbakan Binali Yıldırım’ı es geçtiğini yazdım ya! Adım yine “fitneci”ye çıktı! Efendim benim derdim, Davutoğlu ile Başbakan’ın arasını bozmakmış. İşe bakın lütfen! Sanki Yıldırım ile Davutoğlu’nun arası ballı kaymak da ben üzerine Meksika’nın acı biber sosunu dökmüşüm!

        Hadi diyelim doğru. Bal kaymak ve sayemde acı, berbat bir şeye dönüştü. Tamam da bundan benim kazancım ne olur? Eskiden Cemaat ile hükümetin arasını açıp CHP’ye kan taşıyordum. Ya şimdi? Fitne şırıngasıyla çektiğim o kanı kime taşıyorum acaba?

        Diğer Yazılar