Cumhuriyet'in yaptığı haber mi yoksa fitne mi?
Toplumu ilgilendiren, merak ettiren her şey haberdir elbette ama somut bir olaydan hareketle yapılan bir haberi eksik ya da yanlış aktarmaya kalkarsanız asıl amacınızın habercilik olmadığı da ortaya çıkar.
Tıpkı dün Cumhuriyet Gazetesi’nin yaptığı gibi.
Göreniniz vardır illaki ama görmeyeninizin de olduğunu tahmin ederek evvela kısa bir bilgi aktarayım.
Dün gazete birinci sayfasının logosunun altına kocaman bir Binali Yıldırım fotoğrafı yerleştirmiş, yanına da kocaman puntolarla, “Alevilerle iftara son dakika iptali!” başlığını atmıştı...
Açık açık yazmamakla beraber haberde Baş- bakan’ın Dolmabahçe iftarını Beştepe’den, yani Cumhurbaşkanı’ndan aldığı talimatla iptal ettiği ima edilmişti.
Bir kere sonunda söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim efendim... Cumhuriyet’in okurlarına “haber” diye servis ettiği muharrem orucu iftarı konusu tamamen fitne çıkarma ve ortalığı bulandırma gayesi taşıyordu. Ve okur profilleri dikkate alındığında da amaçlarına şöyle böyle ulaştılar. Niye? Haberi okuyan bir yakınım aradı sabahın köründe. Başbakan’ın hem hemşerisi olan hem de daha evvelden onu yakından tanıyan ve sevip sayan bir akrabam... Aynen şöyle dedi: “Camiamızda bu kadar sevilen bir siyasinin bunu yapmaması lazımdı. Eğer Sayın Başbakan Alevilere mesafe koymaya başladıysa biz de ona mesafe koymak durumunda kalırız!”
Yani değerli okurlarım, özetle Cumhuriyet yapmak istediğini yapmıştı söz konusu haberle.
Bakın ben böyle bir meselenin haber olmasını falan eleştirmiyorum. Elbette Başbakan’ın siyasi ve sosyolojik bağlantıları olan son derece kritik bir daveti son dakika iptal etmesi haberdir. Ancak gerekçe ve iptal biçimi göz önüne alındığında bu o kadar büyütülecek bir mesele değildir.
Ha ama niyet gerçekten habercilikse! Niyet Alevi toplumu tarafından oldukça yakın ve sempatik bulunan Başbakan Binali Yıldırım’a dair Aleviler üzerinde olumsuz bir algı oluşturmaksa da tabii ki haber Cumhuriyet’teki gibi verilir.
Umuyorum ki karşılık bulmaz, umuyorum ki son derece itici ve ayrıştırıcı bir niyet taşıyan bu haberi en başta Aleviler olmak üzere ayrıştırmacılığa karşı olan herkes Cumhuriyet’in başına geçirir.
Bu arada haberi okur okumaz önce Başbakanlık kaynaklarımı aradım. Kaynaklarım Cumhuriyet’in haberi karşısında hem çok şaşkındılar hem de çok üzgün. İptalin en büyük gerekçesinin dün akşam Beştepe Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle gerçekleşen iftar olduğunu belirttiler. Ve eklediler: “Bu akşamki iftara zaten Başbakan’ımız da katılıyor. Sayın Başbakan’ımız uluslararası toplantıların yoğunluğunu da göz önüne alıp Alevi kanaat önderleriyle iki gün üst üste bir araya gelmek yerine ileriki günlerde bir araya gelmek için erteledi daveti. Bunun altında, arkasında falan başka bir şey aramaya kalkmak iyi niyetle bağdaştırılamaz!”
Buna rağmen rahat durmayıp haberi sorgulamaya devam ettim değerli okurlarım. Ve Dolmabahçe iftarına davetli olduğunu düşündüğüm Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’ı aradım. Hocamın bilgisi yokmuş ben aradığımda Cumhuriyet’in haberinden. Aktardım bir solukta. “Çok yanlış bir yorum. Olmamış” diye başladı söze. Sonra da hem iptalle hem de Cumhuriyet’in haberi servis ediş biçimiyle ilgili şunları söyledi: “Dünkü iftarın iptal edilme gerekçesinin çok mantıklı ve haklılık payı var. Bir kere iptal tarafımıza nazikçe bildirildi. Birkaç kez bizzat arandım. Döne döne özürlerini ilettiler. Hak vermemek elde değil, zira maalesef çakıştı uluslararası toplantılar ile iftar davetlerinin zamanı. Bunu problem etmeye gerek yok. Sonuçta Muharrem ayı 15 gün değil, 1 ay sürer. Başbakanlık’tan arayanlar yakın zamanda tekrar bir araya gelebileceğimizi de belirttiler. Yani bu iptal telafi edilebilir. Ayrıca Cumhuriyet’in haberinde iptal gerekçesi hiç mantıklı değil. Ülkenin yaşadığı böyle bir atmosferde ne Cumhurbaşkanı ne de Başbakan, Alevileri önemsemiyor ya da dışlıyor gibi bir durumun oluşmasına müsaade etmezler!”
