Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şok oldum. Gözlerime inanamadım görüntüleri izleyince. Daha 4 yaşında bir bebe. Oturtmuş anası olacak rezil kadın karşısına, sigara içirtiyor önce. “Çek çek” diyor gülerek. Kahkahalarla. Sonra bir bira şişesi tutuşturuyor yavrucağın eline. Yine gülerek, kahkahalarla; “İç iç” diye bağırıyor edepsiz. Sadece ben değil tabii... Dün sosyal medyaya düşen o görüntü üzerine herkes deliye döndü. Ana olan da olmayan da! Azıcık insanlık erdemi olan herkes yani. Allah’tan bakanlık devreye girdi ve söz konusu görüntülerdeki çocuğun ve anasının kim olduğunun araştırılmaya başlandığını ve meseleye derhal müdahale edileceğini duyurdu. Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’yı bu refleksinden dolayı tebrik ediyorum ancak kendisinden küçük bir ricada da bulunmak istiyorum huzurlarınızda. Belli ki o çocuk, o rezil anneden alınıp devletin şefkatli ellerine teslim edilecek. Buna hiç itirazımız yok da, acaba o anneyi de birkaç dakikalığına bana teslim edebilir mi sayın bakan! Ben bi görüşmek istiyorum kendisiyle. Mümkünse yüz yüze bir hasbihal etmek istiyorum!

        KATAR BAHANE

        İster katılırsınız, isterse katılmazsınız ama bence bu Katar krizinin arkasında Türkiye’yi çok daha yakından ilgilendiren başka bir mevzu var. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık mevzuu. Katar ile ilgili krizin patlak verdiği günün ilerleyen saatlerinde IKBY Başkanı Mesud Barzani’nin önümüzdeki eylülün 25’inde kesinlikle referanduma gideceklerini deklare etmesi bir tesadüf olamaz. O günü hatırlayın lütfen değerli okurlarım. 5 Haziran Pazartesi, ne hikmetse, sabah namazı okunur okunmaz, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, ortak bildiri yayımlayarak teröre destekle itham ettikleri Katar’la tüm diplomatik ilişkileri kestiklerini duyurdu. Değil sadece Türkiye’nin, dünyanın gündemine birinci sıradan giren bu mevzu epeyce çalkaladı tabii ortalığı. İşte o çalkalanma sırasında Kuzey Irak’tan referandum açıklaması yapıldı. Tabii diğer konu o kadar edilgen bir durumdaydı ki Barzani’nin yaptığı açıklamaya kimse kulak vermedi. Ha... Normal bir zamanda olsaydı yapılana Türkiye derhal karşılık verirdi! Ama zaman normal değildi ve dolayısıyla Barzani’nin referandum duyurusuna da ancak 2 gün sonra karşılık verebildik.

        İnandırıcı bulmayabilirsiniz. Bunun için de size kırılmam zira bu zaten benim komplo teorim. Ama bir düşünün bence bu teorim üzerine. Yani, ‘Aşağılık Akıl’ olarak bilinen şu meşhur akıl böyle bir senaryoyu devreye koymuş olamaz mı? Yani Türkiye’nin dikkatini başka bir tarafa çekip ve başka sorunlarla meşgul edip, devre dışı kalmasını sağlayıp sessiz sedasız burnunun dibinde bir bağımsız Kürt devleti kurulması için düğmeye basmış olamazlar mı?

        Biliyorum... Şimdi bazılarınız hemen itiraz edecek. Ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin referandum ile ilgili kararını Amerika’nın da tenkit ettiğini falan söyleyecek. Doğru. Amerika da bu kararı kabul edilemez bulduğunu deklare etti. Etti de... İnanalım mı? Yoksa Derin ABD’nin DERİN Operasyon anında iyi polis, kötü polis oyununu devreye sokmuş olabileceğini de hesaba katıp bu işi biraz kurcalayalım mı?

        NELER OLUYOR?

        Kamuoyu ilk damat tahliyesini sindiremeden ikincisi geldi. Sayın Topbaş’ın damadı Kavurmacı için “Çok hasta” denildi. Geçen hafta karakola imza vermeye giderken maşallah turp gibiydi muhterem. Sayın Arınç’ın damadı Yeter’in tahliyesinin gerekçesi ise “yerinin yurdunun belli olması”ymış. Muhalifi, iktidar yanlısı herkes soruyor şimdi “Neler oluyor?” diye.

        Diğer Yazılar