Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “ADAY kesinlikle o!” demek biraz fazla iddialı olur, ama aday adayı olduğu su götürmez bir gerçek CHP’li İlhan Kesici’nin... Hem Kılıçdaroğlu’na hem de Kesici’ye yakın kaynaklarımdan gelen bilgilere göre Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda start çoktan verilmiş bile. Dar ama işinin ehli olduğu iddia edilen bir ekip bile kurulmuş bunun için. Üstelik de bütün bu gelişmeler CHP Genel Başkanı ve onun kurmaylarının bilgisi dahilinde gerçekleşiyormuş.

        Denilene göre, İlhan Bey’e adaymış gibi hazırlıklara başlaması yönünde telkinlerde bulunulmuş Kemal Kılıçdaroğlu tarafından. Özetle değerli okurlarım... Eğer böyle giderse, önümüzdeki süreçte genel başkanlık ve alt kadrolarında falan bir değişiklik olmaz ise İlhan Kesici 2019’da CHP’nin kesin olarak Cumhurbaşkanı adayı diyebiliriz...

        Hal böyleyken tabii, akıllara ister istemez şu soru geliyor: Hem CHP Genel Başkanı ve kurmayları tarafından hem de Kesici’nin kendisi tarafından kabul gören bu adaylık konusu neden gün yüzüne çıkmıyor? Neden bu konuda muhataplar kamuoyuna bir şeyler açıklamıyor. Özellikle de Kesici’nin kendisi... Bırakın adaylıkla ilgili bir şeyler söylüyor olmasını, neredeyse ortalarda yok İlhan Kesici. Eskiden ara ara TV’lerde falan görünürdü, gazetelere demeçler verirdi, şimdilerde onlar da yok. Biraz amiyane gelecek belki ama başka türlü de ne demek istediğimi çok doğru anlatamayacağımdan, “Madem aday adaylığı kesin... Niçin piyasalarda yok İlhan Kesici?” demek durumundayım... Yani madem kesin olmasa da gönlünden böyle bir şey geçiyor veya bu dar ve küçük bir grup içerisinde olsa bile konuşuluyor, hatta planlar çiziliyor, o halde Sayın Kesici neden kamuoyundan uzakta duruyor?

        Eğer buradaki niyet, “Kimseler duymasın da yoluna taş konulmasın” niyeti ise bu çok yanlış söyleyeyim... Çünkü bence bu tür konularda atalarımızın da dediği gibi; erken kalkan yol alır...

        Yanılıyor muyum efendim?

        ***

        ‘Yok artık!’ dedirten imar kararı

        BAŞTAN söyleyeyim; inanmıyorum! Daha doğrusu inanamıyorum, ama eğer dün Hürriyet’in sürmanşetinden duyurduğu Topkapı Sarayı’nın arazisi içine inşaat yapma izni haberi doğruysa, pes diyorum, başka bir şey demiyorum.

        Habere göre Sepetçiler Kasrı’ndan Ahırkapı Feneri’ne uzanan surlar ile demiryolu arasındaki bölüm kontrollü olarak imara açılacakmış ve müze denetiminde inşaat izni verilebilecekmiş, dahası Topkapı Sarayı’nın avlularına yapılacak inşaatla ilgili de kararı Kültür Bakanlığı verecekmiş...

        Fatih Belediyesi’nin işgüzarlığıymış bu. Onlar müracaat etmişler Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na... Dün bu yazıyı yazmadan önce söz konusu haberle ilgili kesin bilgiyi almak ve bizzat kulaklarımla duymak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni aradım. Ancak aradığım kişinin bilgisi yoktu işin özünden. Öğrenip döneceğini söyledi ama tabii o dönene kadar benim bu yazıyı yazmış olmam gerekiyordu. Kaldı ki dönse ne olur. Ne sebeple olursa olsun ecdadımızın evinin yanına, sağına, soluna inşaat yapmak için kurullara falan başvurulmasıyla ilgili hiçbir açıklamayı kabul etmem. Sadece ben değil hiç kimse etmez, kusura bakmasınlar...

        ***

        Niye, Milli Görüşçüler kalpsiz mi?

        BAYILIRIZ insanların özel hayatını orasından burasından didiklemeye. Hele bu insanlar ünlüyse, dahası politikacıysa tadına doyamayız konuşmanın... Birkaç gündür özellikle Twitter denilen sosyal mecrada konuşulan konu, eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in ikinci evliliği. Şahin eşini 3 yıl evvel kaybetmişti. Dün, Allah bir yastıkta kocatsın, ikinci evliliğini gerçekleştirdi. Hanımefendi eski sekreteri imiş ve sosyal medyanın diline dolanan şu ki yaşça Şahin’den bayağı küçükmüş.

        Günlerdir Şahin’in evliliğinin dedikodusu yapılıyor. Ama en çok da hangi yönüyle biliyor musunuz? Aşk! Efendim, Şahin eşine âşık olduğu mealinde açıklamalar yapmış. Bazıları, “Milli Görüş kökenli Mehmet Ali Şahin aşktan bahsediyor” falan diyerek yargılıyor. Dert ettikleri Şahin’in âşık olması! Tuhaf olan buymuş yani. Anlamadığım şey, neden, niye tuhaf? Ne yani, Milli Görüşçülerin kalbi, duyguları yok mu?

        ***

        Hırsızın hiç mi suçu yok!

        EFENDİM, Gwyneth Paltrow ve Angelina Jolie’nin yıllar sonra itiraf etmesiyle ortaya çıktı ki ABD’li Hollywood filmleri yapımcısı Harvey Weinstein, pis bir tacizciymiş. Sadece bu iki ünlü aktrisle kalsa iyi... Onların üzerine 24 kadın daha geldi. Hemen her gün bir kadın çıkıyor beyazperdeden, “Beni de taciz etmişti” diyerek açıklama yapıyor.

        Tabii bu konu üzerine haklı olarak, “Bugüne kadar niye sustunuz?” suali yöneltiliyor sözüm ona mağdurlara. Cevapları da şu: “Kariyerimizin mahvolma korkusu yüzünden duruma ses çıkaramadık!” Yani kariyerleri uğruna o aşağılık herifin sapkınlıklarına ses çıkarmamışlar. Şimdi tamam... Adam belli ki pis bir seks düşkünü, ahlaksız bir erkek, ama adamın bunca yıl bu sapıklığına devam etmesinin suçu kimde! Sırf kariyerleri mahvolsun diye susan o yıldız hanımefendilerin hiç mi suçu yok yani!

        Diğer Yazılar