Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaşam içinde çoğumuzun yeteneği günlük hayata karışıyor, körlenip gidiyor.

        Yapılan araştırmalar, her çocuğun en az bir konuda yeteneği olduğunu ortaya koymuş.

        Sevilen işleri seçmek yerine zorunluluklar ön plana konuluyor. Çoğu aileler, çocuklarını yeteneğini saptayamadıkları için doğru yönlendiremiyorlar. Ya da yeteneği saptanan bir çocuk, ailenin ona biçtiği mesleği seçmek zorunda bırakılıyor. Sonuçta çocuğun yaşı ilerledikçe keşkeler, ömür boyu sürüyor.

        Hiç düşündünüz mü, Fazıl Say’ın babası Ahmet Say, oğlunun müzik yeteneğini fark etmeseydi... Ya da fark ettiği halde oğlunu, doktor ya da başka bir mesleği seçmeye zorlasaydı, bu büyük müzik dehası hiç bilinmeden yok olup gitmez miydi?

        Mozart, altı yaşında beste yapmaya başlamış olmasına rağmen babasının ısrarı ile mühendis olmaya zorlansaydı, tüm dünya o müthiş besteleri dinlemekten mahrum olmayacak mıydı? Mozart başka bir meslekte başarılı ve mutlu olabilecek miydi? Ancak biliyoruz ki Mozart’ın babası onun ilk müzik hocası olmuş.

        Çok iyi tenisçi olabilecek bir çocuk, eline raket bile almadan yok olup gidiyor. Oysa okullar, çocukların sosyal ve psikolojik olarak desteklenmesini beklediğimiz eğitim yuvaları değil mi?

        Zekâ ve yetenek üzerine yaptığı araştırmaları ile tanınan bilim adamı Robert Sternberg ‘Akademik zekâ kolay bulunur, ancak yaratıcılık çok nadir ve eşsizdir’ diyor. Yaratıcılık, yetenekle doğru orantılıdır. İnsanlar yetenekleri olduğu konularda, muhteşem eserler yaratırlar. Pek çok çocuk şarkı söylemeyi sever. Ama yeteneği olan çocuk bu konudaki ısrarıyla ve farklılığıyla kendini ortaya koyar. Böyle bir çocuk engellendiğinde yetenekleri, ailelerinin duyarsızlığıyla, ilgisizliğiyle yok olur gider.

        Yaz ama hobi olarak!

        Yazma yeteneği olan çocuk, ilk dizelerini annesine, öğretmenine yazar. İlk denemelerini ailesine okur. Anne- baba, çocuğun yazarak zaman kaybetmesinden korkarak, bu ilginin hobi olarak kalmasını ister. Böylece yazma isteği bastırılmış çocuk, iyi bir yazar olma olasılığı varken yaşamı boyu sevmeği bir iş yapmak zorunda bırakılmıştır.

        Yüz ama hobi olarak!

        Her fırsat bulduğunda suda kalıp yüzmekten hoşlanan çocuğun, spora olan yeteneğinin desteklenmesi gerekmez mi? Dersleri ve okulu aksamasın diye engellendiğinde, onu belki de dünya çapına taşıyacak becerisi, ilgisizlik yüzünden hobi olmaktan ileri gidemez.

        Oyna ama hobi olarak!

        Oyunculuğa yeteneği olan çocuğunu, sık sık rol yaparken yakaladığında çoğu aile panikler, onun için uygun gördüğü mesleği aksatmasından korkarak çocuğun yeteneğini engellemeye çalışır. Oyunculuğu, ‘Hobi olarak yapabilirsin’ diyerek geçiştirir.

        Mutfak Dağıldı!

        Mutfakta hünerlerini sergilemek isteyen çocuk, ortalığı kirlettiği için azarlandığında, çok iyi bir mutfak şefi olma olasılığını baştan kaybetmiştir. O da ilerde ailesinin günlük yemeklerini hobi olarak yapacaktır.

        Gölge olmayalım, destekleyelim

        Yetenek, çocuğun doğuştan bu dünyaya taşıdığı hazinesi değil mi? Onu köreltmeye ya da geliştirme şansını yok etmeye hakkımız var mı?

        Her çocuk en az bir yetenekle doğduğuna göre, seksen milyonluk ülkemizde, bizi uluslararası platforma taşıyacak yüzlerce sanatçı ve sporcu olması gerekmez mi?

        Çevremizde, harika müzik kulağı olan bir doktor, oyunculuk yeteneği olan bir savcı, çok iyi yüzen bir mühendise çok sık rastlarız.

        Bu saydıklarımızın çok başarılı bir müzisyen, oyuncu, yüzücü, olduklarını, yeteneklerine uygun işler, yaptıklarını var sayalım.

        O zaman tüm çocuklarımız yaptıkları işi seven mutlu ve başarılı birer yetişkin olacak, uygar dünyada yerimizi daha kolay almaya yardım edeceklerdi.

        Tüm eğitimciler ve aileler, çocuğu küçüklüğünden itibaren gözlemleyerek yeteneklerini anlamalı, her aile çocuğunun neye ilgisi olduğunu bilmelidir.

        Ayrıca, eğer çocuklarımızı dikkatli izlersek onlar, bize zaten yeteneğini anlatan pek çok ipuçları vermekteler.

        Bu minik yeteneklerin seslerini duyalım, onları yeteneklerine göre yönlendirelim.

        Diğer Yazılar