Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aslında insan ne tarafa bakacağını, hangi konuya el atacağını şaşırıyor. İçeride ve dışarıda yaşanan gelişmeler Türkiye’nin uzun vadeli istikrarını ciddi şekilde tehdit eder nitelikte. Bir an önce yeni değerlendirmeler yapıp çıkmazlardan çıkmaya çalışmak gerekirken inat uğruna yerleşik çizgide ısrar ediliyor. Bu ısrarın önemli bir sebebi de hiç kuşkusuz 1 Kasım’da yapılacak seçimler.

        Bu şekilde ülkeyi ve siyasetini feraha çıkarması gereken seçimler, sıkıntının yoğunlaşmasının baş müsebbibi oluyor. İçeride PKK ile savaşmak adına yapılanlar, bir şekilde kamuoyunun önüne gelen vahşet sahneleri insanı insanlığından utandırıyor. En son örneğini Hacı Lokman Birlik’in ölü bedenine yapılanlar ve bununla gurur duyma tabloları eşliğinde gördük.

        Ülkenin birliğini ve dirliğini muhafaza etmek için yapıldığı söylenen mücadelenin yöntemi, davranışlara hâkim olan niyet, kullanılan dil toplumsal fay hatlarına sürekli yük bindiriyor. Sonunda ortalıkta birlik içinde tutulacak bir toplum kalmayacak ya da ortada bir topluluk olsa da bunu ahlaken birleştiren hiçbir unsur bulunamayacak. Halbuki çivi çiviyi söker felsefesiyle topluma ayar vermeye kalkmanın sonu Suriye örneğinde en çarpıcı haliyle önümüzde duruyor.

        Bir başka inat konusu Suriye politikası. Bugüne dek pek çok kez gözden geçirilmiş olması gereken bu politikanın Türkiye’yi getirdiği yer aslında ürkütücü. Üstelik yüksek perdeden söylenen tüm sözlere ve celallenmelere rağmen kimseye söz geçiremeyen ve deklare edilmiş çıkarlarını koruyamayan bir ülke konumunda Türkiye. Sonunda her zaman olduğu gibi, boş zamanlarda tu kaka edilen müttefiklere ve NATO’ya dönmek, onlardan yardım beklemek gerekiyor.

        Şu anda en kaba hatlarıyla Suriye’deki tabloya baktığımızda şunu görüyoruz. Suriye politikası tamamen iflas etmiş olan Obama yönetimi kendi önceliğini bir kez daha vurguladı. Rusya’nın Suriye’deki varlığına rağmen Obama Suriye’deki safları birbirinden kesinkes ayırarak şunları söyledi: “Bu savaş, Rusya, İran ve Esad ile Suriye toplumunun büyük çoğunluğu arasındaki bir savaş. Bizim savaşımız ise IŞİD’e karşı”. Bu şekilde Obama kendi yönetimini Suriye’nin geleceğiyle ilgili her türlü sorumluluktan azade tutmaya çalışıyor.

        IŞİD ile savaşan ABD’nin Suriye içinde doğrudan ya da dolaylı olarak desteklediği gruplara Ruslar şu sırada bomba yağdırıyorlar. Rejimi tahkim ediyorlar. Buna karşılık ABD Suriye’deki Kürtlere yani PKK bağlantılı PYD’ye yaslanarak kendi mücadelesini sürdürüyor. Bu durumda Ankara’nın PYD hakkında söylediklerinin, şikâyetlerinin Washington’da kaale alındığını söylemek mümkün değil. Üstelik Türkiye bu konuda etkili bir hamle de yapamıyor.

        Rusya’nın Suriye’deki hamlesiyle işlerin hemen yoluna gireceğini düşünenlerin de yeniden olgulara bakmalarında yarar var. ABD ilk şaşkınlığın ardından Obama’nın söylediklerinden de anlaşılacağı gibi Putin’i bu macerasının faturasını ödemek zorunda bırakmayı tercih etmiş. Rusya’nın müdahalesinin bir diplomatik çözümün önünü açıp açmayacağı belli değil. Bir açılımın gerçekleşmesi Suudların buna sıcak bakmalarıyla mümkün. Suudi Arabistan’dan gelen haberlerse oradaki dini liderlerin Rusya’ya karşı bir cihat çağrısı yaptığı yönünde.

        Bu arada Moskova, sınır ihlalleriyle Türkiye’ye yönelik tacizlerini sürdürüyor. Sınıra yakın uçan jetlerin MIG-29 olması ve bunları Suriye Hava Kuvvetleri’nin de kullanması sınır ihlalini yapanın hangi ülkenin jeti olduğunu belirlemeyi zorlaştırıyor. O nedenle de angajman kurallarını işletmek kolay olmuyor. Zira yanılıp Rus uçağını vurmanın maliyeti tasavvur edilir gibi değil.

        Bu sorunun üstesinden sonra pişman olursunuz diyerek gelmek de mümkün değil. Şu ana kadar Rusya ve lideri Putin Türkiye’den gelen şikâyetlere ve tehditlere kulak asar gibi durmadılar. Türkiye’nin acilen diplomasi diline, davranışlarına geri dönmesi gerekiyor. Bir de dış politikasını kendi kapasitesine uyacak, gücünü tahkim edecek şekilde yeniden kurgulamaya başlaması.

        Diğer Yazılar