Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün internet alanına düşen ve ardından Youtube’un “ulusal güvenliğe tehdit” gibi bir gerekçeyle yasaklanmasına, sırada Facebook’un olmasına yol açan konuşma kaydı, tahammülü güç bir skandaldır. Sosyal medyayı toptan yasaklama noktasına gelinmesiyle, Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sitesinin kapatılmasıyla ilgili söylenecek ve hepsi olumsuz çok şey var. O tartışma daha sürecek. Kendi beceriksizliğini, ataletini, donanımsızlığını ve tedbirsizliğini sürekli topluma yükleyerek aşmak isteyenler, devleti doğru düzgün yürütmeyi de başaramıyorlar. O zaman da yasaklardan medet umuyorlar.

        Şu andaki öncelik bizatihi olayın kendisidir. Eğer bu sızmayı gerçekleştirenler içeriden ise bu yapılan büyük bir kötülüktür. Kaydın internete sızan bölümünde bir savaş kararının alındığı net değildir. Anlaşılan çeşitli ihtimaller üzerinde konuşulmaktadır. Neyin yapılacağı bu konuşmada açıkça belli olmamaktadır. Konuşmanın bağlamı eksiktir. Kurulan cümlelerin çoğu yarımdır. Ancak, bir müdahale ihtimalinin iç politika gerekçeleriyle kullanılmasının düşünüldüğü de anlaşılmaktadır. Net anlaşılmasa da hedef muhtemelen Süleyman Şah Türbesi’ne saldıracağını ilan eden IŞİD’dir. Suriye Başkonsolosluğu’na haber vermekten bahsedildiğine göre Suriye’ye topyekûn savaş açmak bu konuşmanın konusu değildir.

        Bu aşamada ilk değerlendirmenin konuşma kayıtlarının içeriğinden bağımsız olarak yapılması gerekir. Dinlenenler, Türkiye’nin güvenliğinden sorumlu en önde gelen kişilerinden dördüdür. Bir türlü kendisini dinlenmekten koruyamayan kişi, bu ülkenin istihbarat teşkilatının başıdır. Dışişleri Bakanlığı böceklerden arınmak için daha yeni kendisini tepeden tırnağa gözden geçirmişti.

        Bu ülke 3 aydan beri sürekli sızdırılan kayıtlarla sarsılmaktadır. Böylesi bir ortamda bu türden bir konuşmanın sanki alay edercesine daha dumanı tüterken devreye sokulabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin içine düştüğü aczin sarsıcı bir göstergesidir. Şeffaf devlet görme arzusu ve hedefi, kevgire dönmüş devletle karıştırılmamalıdır. Kendi vatandaşına karşı inanılmaz derecede zalim, kibirli, şedit bu devletin devlet olmanın en temel unsurlarının birisinden nasiplenmediği her gün ortaya çıkmaktadır.

        Ne zamandır siyasi nedenlerle ya da yolsuzluklar kapatılsın, hesap verilmesin diye, devlet içi iktidar mücadeleleriyle taarruza uğratılan bir devleti var Türkiye’nin. Hukuk devleti olma niteliği tükenmiş, işleyişi dumura uğramış, modern devlet yönetimi normlarından ve zihniyetinden hızla uzaklaşan bir devlet bu aynı zamanda. Ulusal güvenliği politize edilmiş, en nesnel çıkarları ideolojik ya da oportünist çıkar hesaplarına kurban verilen, iç politikaya malzeme yapılmayan hiçbir dış politika veya güvenlik konusu kalmamış bir ülkede yaşıyoruz artık.

        Mesele yalnızca bu konuşmanın yayınlanmasından ibaret de değil. Bunun geldiği yerde başka nelerin bulunduğunu da bilmiyoruz. Bundan dolayı sıkıntıyla bunalmamak zor. İnsanın yüreğinin daralmasına engel olmak mümkün değil. Tüm zırhları delinmiş bir devlet, devletle derdiniz çok büyük olsa bile o devletin topraklarında yaşayan insanların güvenliği, huzuru, dirliği açısından hayırlı bir duruma işaret etmez.

        Bu kayıtların yabancı bir devletin istihbaratı tarafından yapılmış olma ihtimali bu nedenle gene feci bir duruma işaret eder. Türkiye harem-i ismetine girilmesini engellemekten aciz bir ülke konumunda demektir.

        Ortalığa akan konuşma hakkında daha uzun süre konuşup tartışacağız. Netleşen bir konu varsa Türkiye’de doğru dürüst bir devlet kurma gereğinin artık yalnızca bir demokrasi meselesi değil aynı zamanda güvenlik ve dirlik meselesi haline geldiğidir.

        Diğer Yazılar