Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - PARİS -

        PARİS’te yüzlerce motosikletlinin, tali yollarda 80 kilometre sınırını protestosu...

        Korsika’da binlerce “ayrılıkçı” adalının, Cumhurbaşkanı’nın partisinin yerel temsilcilerinin de katıldığı mitingi...

        Cezaevleri şartlarını protesto eden infaz görevlilerinin grevi...

        Bakımevlerinde kendileri ve yaşlılar için iyi şartlar isteyen görevlilerin grevi...

        Çiftçi protestosu... Birkaç güne sığan “Fransız işleri!”

        Protesto, grev, boykot, eleştirinin geleneksel damarları işte!

        Mademki cumhuriyet “özgürlük, eşitlik, kardeşlik (dayanışma)” vaat etmiş, değil mi?

        Yılbaşında “güven oranı” yükselen Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a güvenin bir ayda gerilemesi ile pazar ara seçimde “cumhuriyetçi sağ”a karşı 2-0’lık yenilgiyi de eklemeli.

        GİZLİ İDAM FERMANI

        “Eşitlik-eşitsizlik” açısından en önemlisi, gelir dağılımı araştırmaları kadar, “kanser dağılımı ve tedavide eşitlik” üstüne son bulgulardı. 4 Şubat Kanser Günü vesilesiyle hatırlandılar!

        Siyaset, “terör”, gündelik hoşnutsuzluk, protestolar veya konuşulan nice mevzu yanında, az konuşulan, dünyada ölümlerin en önemli sebeplerinden.

        İnsanın doğumda, eğitimde, işinde, gelirde, konutunda yaşadığı, kimi “normal” görülen bin tür eşitsizlikte en acımasız olanlardan.

        Sağlık, tedavi herkesin hakkıyken, “iyi ve yoğun tedavi”nin herkesin erişebileceği bir imkân olmaması; adeta “gizli idam fermanı” gibi öncelikle yoksulların alnına yazılması!

        ADALETSİZLİK BÜYÜYOR

        Paris Mari Curie Enstitüsü, bir raporunda, “Fransızların 20’de biri kanserle yaşıyor” diyor: Her yıl 150 bin can alan “hastalık”, sosyal güvenlik sisteminde 16 milyar Euro, ilaç pazarında 3.5 milyar Euro gibi rakamlarla da ifade ediliyor; dileyene! Yeni tür tedavilerin yıllık ek maliyeti de 1.2 milyar Euro hesaplanıyor.

        Kişi başına yılda 80 bin Euro olan “bağışıklık terapisi” veya kemoterapinin kat katı 50 bin Euro’luk hücre tedavileri gibi.

        Hayatını anlatan yeni filmle afişlerde olan Marie Curie’nin adını taşıyan, yeni “Kanser Bağışıklık Merkezi”ne 159 araştırmacı ve doktor birden alan, Paris “Akademik Mahallesi” ndeki Enstitü bir hakikate dikkat çekiyor:

        İnsanların, 10 yılda 2 kat fiyata ulaşan pahalı tedavilere ve ilaçlara ulaşabilmesinde eşitsizlik ve adaletsizlik daha da büyüyor!

        ÜÇTE BİRİ ÖNLENEBİLİR

        “Kanserle Mücadele Enstitüsü” nün vurgusu da aynı yönde: Eşitsizlik.

        Hatta “yoksul kanserleri” diyerek, “mide, karaciğer, dalak, akciğer, pankreas”ı sayıyor. “5 yıllık yaşama ihtimali” nin en düşük olduğu türler. “Maddi durumu daha iyi olanlar” içinse, “prostat, göğüs, yumurtalık” gibi türler sıralanıyor.

        Elbet hastalık her sosyal sınıfa uğruyor ama kötü hayat şartları ile iyi tedaviler arası uçurum belki böyle özetleniyor!

        Enstitü’ye göre, esasında kanserlerin Fransa’da yüzde 40’ı, dünyada üçte biri önlenebilir. Dünyada her yıl eklenen 15 milyon sayısı azaltılabilir.

        MİDEDE GÜNEY KORE

        Kanserde de eşitsizlik üstüne son çarpıcı rapor ise, 15 yıllık dönemde, 71 ülkede, 18 kanser türü için 37 milyon 513 bin 25 hastayı kapsayan müthiş araştırma. Lancet dıp dergisinden dünyaya yayıldı ve “gelişmiş, zengin ülkeler” ile geridekiler arasındaki uçurumları gösteriyor:

        “Teşhisten sonra 5 yılı geçirme” oranını ölçü alan araştırma, göğüs kanserinde ABD’de bu oranın yüzde 90’ı geçtiğini, Hindistan’da hâlâ yüzde 66 olduğunu söylüyor. Türkiye oranı yüzde 80-84.

        “Akciğer”de Japonya yüzde 33 yaşama oranına ulaşmış, Kore yüzde 25’e çıkmış, Türkiye oranı yüzde 10-19.

        ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda birçok kanser türünde yaşama ihtimalini çok yükseltmiş durumda; hatta ABD’de “kanserin gerilemesi”nden söz ediliyor.

        Mide, bağırsak gibi türlerde ise başta Kore, Uzakdoğu’dan “şaşırtıcı” yüksek yaşama oranları alınmış. Araştırmacılar pek şaşırmıyor; bu ülkelerde erken teşhis için nüfusun büyük bölümünde başlatılan taramalara bağlıyorlar.

        “Mide”de G.Kore yüzde 70 üstünü, Japonya yüzde 61’i bulmuş. Hindistan yüzde 50 altı. Türkiye oranı yüzde 20-29 bandında. Çin ve Kore’de “yaşama oranındaki 15 yıllık artış yüzde 20’lerde.”

        PROSTATTA ABD

        Çocuklarda beyin tümöründe Danimarka, İsveç’te “ilk 5 yıl oranı” yüzde 80’e ulaşmış. Meksika, Brezilya’da yüzde 30’da. Türkiye oranı yüzde 60-69.

        “Prostat”, ABD’de de yüzde 100 “yaşama” oranını görmüş; Hindistan yüzde 50 altı. Türkiye oranı yüzde 80-89.

        “Cilt” Kanada, İsrail, Batı Avrupa’da yüzde 80-89. Türkiye oranı yüzde 60-69. “Kolon” Avustralya, Kore, İsrail’de yüzde 70 “ilk 5 yıl” oranını aşmış; Türkiye yüzde 50-60. “Lenf”te Avrupa yüzde 70 üstünü görmüş; Türkiye oranı yüzde 50-59 olarak belirtiliyor.

        UMUT DÜNYASI

        Dünya temel hastalıklarını teşhiste belki de öncelikleri şaşırmış durumda. Ölüm sebeplerinin başında, “şiddet, terör, kaza”dan önce “kalp-damar, beyin kanaması, enfeksiyon, solunum yolları hastalıkları, kanser, şeker, Alzheimer ve hâlâ tüberküloz” gelen bir dünya bu.

        Yine de tüm eşitsizliklere rağmen, teşhis sayısının arttığı ama herkes için “yaşama oranı”nın yükseldiği bir umut dünyası bu.

        Hele henüz küçükken çok sevdiğiniz birini kaybetmişseniz ama daha büyükken yine çok sevdiklerinizde fiilen görmüşseniz o umudu!

        Diğer Yazılar