Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Masal bu ya, gülüm…

        Misal, elinde bir değnek.

        Ben diyeyim sihirli, sen de ki sinirli.

        ***

        Bakıyorsun, gazeteci şey yazmış, değnek çakıyor hemen; hapis de olabilir işsizlik de.

        Bakıyorsun, kadının biri yolda slogan mı atmış ne; değnek yola çıkıyor, içeri alıyor hemen.

        Gazetede ah o haber mi çıkmış; milletin malı olan havayolunda o gazetelerin dağıtılmasını yasaklıyorsun.

        Bir başkasındaki manşeti mi gördü değnek; okus pokus, patronuna yasaklar.

        Eski kanka şimdi düşman banka mı; değnek hemen tepesinde.

        Savcı elini tıra değmiş; “bağımsız değnek” onu tutukluyor canım.

        Öğretmen, mühendis, memur… Bir şey demiş, bir şey yazmış, bir gösteriye katılmış; değnek iki, üç sallıyor; ya sürgün, ya vurgun, ya yangın.

        Çocuk küçük, 13 yaşında; bağırmış sana karşı. Değnek yakalıyor yaramazı; “terör örgütü”nden değilse, “hakaret”ten bir sanık daha. Eğer kafaya değneği yememişse henüz!

        Yıllarca başkalarına karşı “değnek” gibi kullandığın polisler “değnek”e dokunmak mı istemiş; “hain” oluyor büyünün gücüyle.

        Yabancı gazeteciye, tarihin korunmasında yaptıklarından ötürü fahri hemşerilik filan mı verilecek, tören az sonra misal; masal bu ya, yazdığı son haber yüzünden tören de, hemşerilik de, fahri ve bahri de iptal ediliyor.

        Siyaset yapsınlar artık” dediklerin siyaseti sana karşı da yapınca, hop, abrakadabra süreci başlıyor, yeniden toptan “terörist” oluyorlar, misal bu ya, masal bu ya.

        Eski yol arkadaşların yolculuğun yeni güzergâhından pek hoşnut mu değil, olur a; güle güle sana, yolun açık olsun diye zıplıyor değnek.

        Masal bu ya, tuttuğun altın, tutmadığın tutuklu oluyor.

        Masal dediğin, uydurma ya işte; misal, dostlarına post üstüne post veriyor; düşman bildiklerin postu kaptırıyor.

        Değnek size “en mağdur sizsiniz, en çok çile çeken sizsiniz” diye fısıldıyor durmadan; o vakit ne başka mağdur kalıyor, ne senden başka çile çeken.

        Değnek” misal, diyanete mercedes, “hıyanet”e toma yolluyor.

        Değnek” havuz kapitalistlerini övüyor, sıvazlıyor misal; bakmışsın her yer soma oluyor!

        Değnek” kimi çocuğa şefkat, iltifat, şefaat ve safahat oluyor misal; kimi çocuğa şiddet, iftira, sefalet olarak dönüyor, dövüyor, sövüyor.

        Değnek”i esasen herkese eşit mesafede tutuyorsun; ama nedense bazılarına vuruyor.

        Değnek” esasen herkesin değneği; ama nedense bazılarını koruyor.

        Değnek” bir bakmışsın kimini büyülüyor, büyütüyor, ihya ediyor; bir bakmışsın kimini yere seriyor, tekme oluyor, tokat oluyor, imha ediyor.

        ***

        Oysa bir masal böyle başlamamış olabilir.

        Masallar zaten nasıl başlayıp nasıl gideceğini bilmediğin hayaller ve kâbuslar ya.

        Mağduriyetten, mazlumların yanından, ezilenlerin ahından vahından doğar mesela masal.

        Mağrurların, zalimlerin, ah alanların, vah dedirtenlerin yanında bulur kendini.

        Azaptan doğar misal; gazapla sürer masal.

        Fakat masal genellikle böyle bir şey değil mi zaten:

        Ne hakikate uyar; bazen ne hakka, ne hakkaniyete.

        Bildiği yolda masal okur, döner döner yine okur.

        Bazen seni sarar, bazen dalıp gidersin, bazen uyutur, bazen ibret dolu olur.

        Bazen kimilerine küfe olur; bazen kimi kulağa küpe.

        Lakin her masalın da bir nihayeti, her kibrin de bir kabri olur.

        Yeter ki ölümlü, sonlu olduğumuzu da unutturmasın değnek!

        Çünkü sadece nefesimizin değil, nefsimizin de nihayetidir.

        Masallardaki gibi, hayat Bayram’a hep bayram olmuyor…

        Masallardaki gibi, değnek her öğün düğün olmuyor!

        ***

        Neyse. Masalları bırakıp hakikate gelirsek, bir “demokratik hukuk devleti ile her türlü özgürlüğü haiz bir cumhuriyet”te, “koskoca bir cumhurbaşkanı”na, bir gazeteci için “Görecek gününü” demek münasip kaçar mı?

        Ne bileyim, “Görecek günler var daha… Aldırma gönül aldırma” dense…

        O vakit de Sabahattin Ali oluyorsun!

        Hapis, tehdit ve ölüm yolcuğundaki Sabahattin Ali’den bu yana, yazıya, düşünceye, habere, söze, hakikate saygı bakımından hakikaten nasıl da gelişmişiz Gönül!

        Yollar gide gide bitmiş… Aldırma.

        Diğer Yazılar