Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün onca laf ettim ama Ahmet Sever’in “Doğan Yayınları”ndan çıkan kitabında konuşulacak malzeme hakikaten bol.

        ***

        Bir güzeli de, kitapta “Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığı süreci”ne dair bir anı-bilgi; kitabın anlatımına, yani Sever’in anlatımına, yani Gül’ün anlatımına göre:

        Hürriyet Genel Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 8 Ağustos 2007 tarihli yazısını, Erdoğan’ın (Ethem Sancak ve rahmetli Hasan Doğan aracılığıyla) ilettiği “Gül’ün adaylığına karşı çıkın” isteği üzerine yazmış: “Sayın Gül, siz adaylıktan çekilin” diye!

        Tabii bunlar bize çok şey anlatıyor. Bildiklerimizi, yanlış bildiklerimizi, unuttuklarımızı, bilmediğimiz için unutmamız mümkün olmayanları da!.

        Erdoğan-Sancak alabanda, Amiral Gemisi Hürriyet demek!

        ***

        Benim için bir önemlisi şu oldu. Aşağıdaki yazıları 3 ve 5 Ağustos 2007’de Sabah’ta yazdım.

        Yani 27 Nisan muhtırası, kısa süre sonra Erdoğan-Büyükanıt Dolmabahçe görüşmesi (ve belki mutabakatı), Gül’ün ilk adaylığının mecburen düşmesi, seçimler, AKP’nin patlama yapması ve doğal olarak “yine aday” sanılması sırasında.

        Ve çok da tepki aldım; canları sağ olsun!

        Tabii Gül de o sıra kendi adaylığından yana yazılar yazdırıyordu herhalde başka kanallarda.

        Bizimkisi yine bir yana yatmamış bir yazıydı. O yüzden batmadan bugüne de kalabiliyor!

        Bakın 3 ve 5 Ağustos 2007’den:

        ***

        Erdoğan daha pratik, realist, rasyonel, pragmatik, esnek, oportünist oluyor.

        Yok, bunlar hakaret sayılmaz. Ben sevmem ama birçok insan böyle olmayı sever.

        Zaten merkez oportünisttir, oportünizmin merkezidir.

        Duruma göre davranış değiştirerek, ortayı, ortalamayı yakalamak; fırsata dönüştürmek, tehlikeyi atlatmak vs.

        Siz Erdoğan olsanız, ‘oyları kim ve ne arttırdı’ sorusun cevabını, tek başınıza yahut Emine Hanım’la birlikte nasıl verirsiniz:

        a) Gül’e cumhurbaşkanlığı yolunda haksızlık yapılması;

        b) Cumhurbaşkanlığı istemeyecek kadar fedakâr olan, feragat edebilen, ikinci adamı aday gösterebilen Erdoğan’ın karizması.

        Sorun cevabı Güller’in evinde muhtemelen ‘a’dır!..

        Sonunda nasıl biter bilemem ama, Erdoğan Gül’ün adaylığını istememekte.”

        ***

        Partiyi ve partinin lider kadrosu arasındaki ilişkileri ben iyi bilmem! Daha öncekileri de iyi bilmezdim.

        Bu belki zaaftır. Ama ‘çok iyi’ bilince de zaaf oluştuğuna inanırım.

        Çünkü ‘çok iyi bilen’ kimileri, bu ‘ayrıcalıklı bilgi’ye, bazı güçlerin ‘bilgilendirmesi”yle sahip olur.

        Siz bir bilgiye sahip olurken o bilgi de size sahip olur.

        Siz bir bilgiye sahip kılınırken size de sahip olurlar!

        İllaki değil ama olabilir.

        Gül çok açık (ve kendince haklı) olarak yeniden aday olmak istiyor.

        Erdoğan ise 22 Temmuz’dan bu yana bu mevzuda hiç açık değil.

        Sanki Gül’ün bir halkla ilişkiler ekibi var, durmadan ‘aday olacak’ haberleri sunuyor.

        Sanki bir tereddüt varmış da, terazinin o kefesini ağırlaştırmak gerekiyormuş gibi muşmuş hissi benimkisi:

        Erdoğan, Gül’ün adaylığını çok istemedi!

        Bazı okurlar, genellikle eski yazıları da bilmeyen bazı AKP'liler kızıyor: ‘Siz manevidünyalarını bilmiyorsunuz.Onlarmaneviyatiçinvar.’

        Yani bizim cehalet katmerli:

        Ne maddi bilgiye sahibiz, ne maneviye!

        Ne maddi ilişkiden anlıyoruz, ne maneviden.

        Lakin dur bakalım, o kadar da değil:

        Maneviyat, yoksula, mağdura destek, arkadaşlık tamam da...

        Karadeniz'den Kuşadası'na ihaleleri, Oferleri, aile, eş dost kayırmalarını, mahdumların durumlarını, dünya nimetlerine, varlığa, servete, statüye düşkünlüğü hep ‘manevi zenginlik’le mi izah edeceğiz?”

        ***

        8 yıl önce, hakim rüzgâra ve mütehakkim haberlere karşı bunları yazmışım. 8 yıl sonra “Adaylığını istemedi” kitabıyla kanıtlandı!

        Tabii bu işlerdeki kıdemli bir rezalet de zaten tam orada yazıyor:

        8 yıl önce Ethem Sancak, Doğan Grubu’na gidiyor. Gül’e karşı yazın, diyor. Erdoğan’ın arzusu bu, diyor. Onun üstüne “en muhalif yönetmen” yazı yazıyor. (Diyebilir ki, içimden geçeni yazdım!)

        8 yıl geçiyor. Erdoğan ve Ethem Sancak Doğan Grubu’na, onlar Sancak’a bindiriyor. Gül’den yana yazılar çıkıyor vs.

        Biz de, Erdoğanlar, Güller, Doğanlar, Sancaklar; bu yazılar, bu arzular, bu danslar, bu çok ilkeli, çok tutarlı şahsiyetler ile medya manipülasyonları arasında yuvarlanıyoruz!

        ***

        AKP’lilere kıssadan hisse de şu:

        27 Nisan muhtırası Gül’ün adaylığını istemiyordu.

        Dolmabahçe’den sonra Erdoğan da Gül’ün adaylığını istemedi!

        Bunun için, şimdi saydırdıkları Hürriyet’ten bile destek istedi.

        En yakın dostuna karşı en düşmanından da diyebilirsiniz belki.

        Sanırsın ki Hürriyet ve İtilaf Fırkası.

        Maşallah!

        Diğer Yazılar