Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kelime oyunu değil; çünkü oyun olmayacak kadar rezil ve süfli.

        Düzenin oyunu bu.

        ***

        Küçük çocuklara, küçük kızlara, genç kızlara, kadınlara; bazen yaşlarının iki katı adamın saldırısında ve tecavüzünde, yani “cinsel linç”te “Yavrum senin rızan varmış” diyor; suçu hafifletiyor veya görmezden geliyor.

        Cinsel saldırı ordusuna adeta, “Öldürmezseniz bişi olmaz” mesajı veriyor!

        Kaldı ki “öldürünce” de “hafifletici sebepler” depodan çıkıyor hemen.

        ***

        Buna karşılık…

        Sözde dört bakanı yine Yüce Divan’a gönderebilme ihtimalinin ihtimaliyle, misal MHP’yi koalisyona atmak isterken, şöyle oluyor:

        Dört bakanın mahdumlarının, saatlerinin, sıhhatlerinin, saatteolsunlarının, kasalarının, masalarının, yasalarının, bağışlarının kaynağı rezabey var ya…

        Kendisine iki bakan, dört elle hep birlikte “ödül havaya” diyerek ihracat şampiyonluğu kutlaması yapıyor!

        ***

        Bir düzenin “rıza” ve “reza”lı iki yüzüyle kalmıyor iş…

        Bir iktidarın “yolsuzluklarla mücadeleee… kardeşim olsa kolunu keserim…” diyen yüzüyle, belki MHP’ye şimdi bu konuda kırpıp duran gözüyle, esasında bir özünün ne olduğu ortaya çıkıyor.

        Diyanet İşleri Başkanı Saray’a gidiyorum diye, bir aydır binmediği zırhlı Mercedes’e, sanki balkabağından lüks araba edinmiş Sindrella gibi binerken mecburen…

        Başbakan Yardımcısı ile Ekonomi Bakanı da “rezabey”e şampiyonluk ödülünü veriyorlar; el ele.

        ***

        Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Ekonomi Bakanı, bir zamanlar “Ben onu muhatap almam” dediği “rezabey”e ödül vermesi hususunda diyor ki:

        İlk kez gördüğüm bir şahıs. Simaen bilmem onu. Vicdanen rahatsız değilim.”

        Yani koskoca “yolsuzluk çamuru” veya iktidarın deyişiyle “paralel darbe süreci”nin baş aktörü, içeri alınmış sonra bir şampiyon gibi bırakılmış, dört bakanın da saat be saat dostu, Cumhurbaşkanı’nın övmüş olduğu bir şahsı tanımıyor Ekonomi Bakanı.

        O yüzden, simaen de rahat; vicdanen de!

        Bilmeden, tanımadan, bodoslama da olsa problem…

        Bilerek, tanıyarak, taammüden olsa da.

        ***

        AKP’yi dibine kadar eleştirerek sonunda AKP iktidarında Başbakan Yardımcısı olmuş Kurtulmuş ise galiba simaen bahtsız, vicdanen rahatsız!

        Onun da açıklaması var tabii. Zaten her şeyi açıklayabiliyorlar ama zor soruları atlıyorlar:

        Ona ödül verileceğini bilseydim o kare içinde yer almazdım. Çok üzüldüm. Hayatımda hiç görmediğim, yolda görsem tanır mıyım tanımaz mıyım bilmediğim isimle orada oldubitti ile karşılaştık. Bu fotoğrafın ortaya çıkması herhalde en çok beni üzmüş ve bana rahatsızlık vermiştir. Keşke bu karenin içinde yer almasaydım.”

        Bakar mısınız, ödüle “rezabey”ye birlikte dört elle yapışıp poz vermiş iki bakan, dört bakanın kankası mı bankası mı neyse, Cumhurbaşkanı’nın ahbabı, ünlü solistin eşi, büyük bir işadamını tanıyamıyor bir türlü.

        Bir yerlerden gözleri ısırıyor ama belli ki onu Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar veya Egemen Bağış sanıyorlar. Daha da başka birisi sanmıyorlarsa!

        Daha da ötesi, biri diyor ki, “Vicdanen rahatım”; öteki diyor ki, “O isimle aynı karede olmak istemezdim. Çok üzgünüm.”

        Yani biri utanıyor, biri utanmıyor; kendi rızalarıyla!

        ***

        Zaten Kurtulmuş’un akçalı konularda hassas bir siyasetçi olduğu şu sözlerinden de belliydi:

        Bizim partimizin zengini, bizim partimizin hırsızı olmayacaktır. Karunlaşmayacağız. Firavunlaşmayacağız. İktidarı halk üzerinde güç ve zulüm aracı yapmayacağız. Kamu kaynakları ile zenginleşmeyeceğiz.”

        Bunları Has Parti lideri iken söylemişti.

        Has ve hassas bir AKP’li olunca bir daha söylemedi ama olsun.

        Üzülmüş işte.

        Sorun şu:

        Kurtulmuş sanıyor ki, o “aynı kare” sadece “rezabey”e ödülden ibarettir.

        Oysa kare çok daha geniş, belki dikdörtgen, belki de hegzagonal; devasa bir kutu gibi!

        Hayırlısıyla koalisyon nasipse, MHP artık “bu kare”yle de yüzleşir.

        ***

        Kelime oyunu değil.

        Çocuklarınıza, kızlarınıza tacizle, tecavüzle saldıranlarda “rıza” arayıp adeta onları mahkum eden, onları aşağılayan…

        Dört koldan da “rezabey”e tapan bir düzeniniz var.

        Siz buna ister adalet deyin, ister kalkınma

        Sayın Numan Kurtulmuş da öyle diyordu.

        Ama çok üzgün…

        Keşke bu karenin içinde yer almasaydım” diye bir şeyler söylüyor.

        Diğer Yazılar