Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anlamadığımız şu:

        Başbakan diyor ki, “MİT Tırlarına operasyon yapanlar bugünkü katliamlardan sorumludur.”

        Kastettiği elbette Rusya ve Suriye’nin harekâtının “Bayırbucak Türkmenlerini katlettiği” haberleri.

        Yoksa “katliam” derken, Suruç, Beyrut, Ankara Garı, Paris, Mali, düşürülen Rus yolcu uçağı, Kamerun, Nijerya gibi “katliamlar”ı kastetmiyor.

        Sahi, onları kastetmek istesek cümleyi nasıl kuracaktık:

        Operasyon yapmayanlar bugünkü katliamlardan sorumludur” diye mi? Bilmiyoruz.

        ***

        O vakit anlamaya çalışalım:

        1.Hep söylendiği gibi TIR’lar “insani yardım” taşıyorsa, ilaç, gıda, gazlı bez, serum vesaire nasıl önleyecekti “katliam”ı?

        2. Yok “TIR’ların yükü silah” ise, MİT’in silah nakliye ve ihracat yetkisi var mı? Kime olursa olsun, var mı?

        3. Elbette her devlet “örtülü operasyon” yapar. Gizlice, yasa dışı kanallar da kullanarak, görünmeyen finansman ve silah trafiği yollarına başvurarak. Ama yargı, Emniyet, parlamento veya gazetecilik de bunları ortaya çıkarmaya uğraşabilir. Ortaya çıkardığında “yasadışı” olan “örtülü iş”in kendisidir; çıkaranlar değil, değil mi? Yoksa nasıl denirdi “Watergate… Irangate” filan?

        4. Suriye hadi bir yana, Türkiye Rusya ile gayet yakındı; ABD ile müttefik. ABD ve Rusya artık Suriye’de paslaşarak hareket ediyor. ABD uçaklarına İncirlik ikram edildi. Bütün bunları yapan devlet, iktidar, diplomasi, eğer Türkmenler bir katliama maruz kalıyorsa, bunu “önleyememek”ten sorumlu değil midir?

        5. “Türkiye’nin gücü” insani yardım yahut silah taşıyan “MİT Tırları” kadar mı?

        6. ABD Dışişleri Bakanı, Ankara kendisini yalanlayıp yerin dibine batırmadığına göre, neden misal “MİT Tırlarının önemi”nden hiç bahsetmiyor da, öyle tepeden, kibirle “Işid’in petrol-para trafiğinin Türkiye üzerinden de yapıldığını” söyleyip bir de “Türkiye sınırlarında operasyon” diye konuşabiliyor? İktidar neden “Bizim üzerimizden petrol-para ticareti asla yok” demiyor?

        7. Türkiye Işid’e Musul Konsolosluğunu, “vatan toprağı” denen Süleyman Şah Türbesi arazisini “mukavemetsiz teslim etti.” Bu ülkede bir astsubay yakaladığı, kovaladığı Işid’e rehin düşünce “Mukavemetsiz teslim olmak”tan suçlu bulunup ordudan atıldı. Böyle bir çifte standart var mı? O bir ayıptan sorumlu ise diğer ayıpların sahipleri kim? “MİT Tırlarına operasyon yapan”ın içeri atıldığı “Işid’e operasyon yaparken rehin düşen”in de ordudan atıldığı bir devletin tutarlılığı nedir? Nihayetinde “Türkmenler de mukavemetsiz teslim” edilmiş olmuyor mu, bilmiyorum, siz biliyor musunuz?

        8. Başbakan ısrarla “Kobani’deki katliamı kınayanlar Türkmen katliamı için sessiz” diyor. Bir açıdan haklı. Bu ülkede “katliamlar ve katiller” de ayrı işleme tabi tutulur. Sivas da katliamdır, Başbağlar da. Fakat herkes dilediğini seçer. Lakin Başbakan gibi “sitem” edenler veya tepki gösterenler hep o katliamlardan yine sadece birini görür! Bu madde de soruyla bitsin diye sorayım: Yalan mı?

        ***

        Bir devletin gücü, bir iktidarın tutarlılığı şuradan belli oluyor zaten:

        Esed düştü düşecek, Kobani düştü düşecek diyen bir iktidar hiç yanılmadan yola devam ediyor.

        Musul’u, Süleyman Şah’ın kadim “vatan toprağı”nı “mukavemetsiz teslim edenler” alttaki bir askeri “Işid’e mukavemetsiz teslim” diye ordudan atıyor.

        ABD ve Rusya üzerinde çok büyük etkisi var iktidarın; ama onlar fazla takmıyor.

        Tırlar insani yardım taşıyordu” da doğruydu, “Bayırbucak Türkmenlerine silah taşıyordu” da doğru oluyor ve ikisinden biri asla yalan olmuyor!

        ***

        En hoşu da şu:

        Neredeyse daha dün, bağıra bağıra, yemin ede ede, “Vallahi billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu” diyen Sayın Türkeş de, “O silahlar Türkmenlere gidiyordu” diyen Başbakan’ın Yardımcısı bugün.

        Allah yardımcıları olsun!

        Diğer Yazılar