Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünyanın merkezi” olmak istiyorduk, vallahi olduk.

        Merkez”in özeti şöyle:

        1.Aylan bebekleri orada tut.

        2. Işid’i artık orada tutma!

        ***

        Bu yüzden “anormal bir ilgi” var Türkiye’ye.

        Misal, ABD ve Batı, onlarca yıldır isteyip durduğu, belki bazen kıyısına geldiği bir şeyi, “bir Sovyet-Rus uçağı vurma”yı Türkiye’nin becermesini belli ki hazmedemiyor!

        O yüzden durmadan “Türkiye haklı” diyorlar! Yani sıradan, normal bir şey.

        Çünkü haklı iseniz değeri düşüyor olmalı!

        Bundan emin değilim ama şüpheleniyorum.

        Zaten o yüzden “duyan geliyor.”

        ABD’nin “Türk hava sahasını ihlal etmeden” İncirlik’ten uçak kaldırıp “Daeş’i bombalaması”nı gören Fransa ve başka Avrupalılar da İncirlik’e konmak, kalkmak, oradan vurmak istiyor.

        Bir üs yapmışsın; AVM gibi cazibe merkezi. Turist çekiyor! Yaz kış bomba dolu. Uçakların biri inip biri kalkıyor.

        Fakat onlar Işid’i “burada” vururken, Işid ve benzerleri de onların masum insanlarını orada vuruyor; hem de ABD, Fransa, Belçika doğumlu kendi vatandaşlarıyla!

        ***

        Bir de birden “petrol ülkesi” olduk.

        Uçağını vurduğumuz Beyaz Başkan” doğrudan “Işid’in akaryakıt bayii” olmakla suçladı.

        Uçağını uçurduğumuz Siyah Başkan” ise “Sınırın Işid petrolünde yalama olması”ndan bahsetti.

        İki ifadenin tonuna, vurgusuna bakınca, hangisinin “müttefik” hangisinin “münafık” olduğunu anlıyorsunuz.

        İsimlerini vermeyeyim, cevap hakkı doğmasın.

        Esasen Ruslara diyeceksin ki, “Uçak vurulmasa bunları diyecek miydiniz?” Zamanlama nasıl da manidar!

        ABD’ninki tam bir müttefike yakışır biçimde vakur, tutarlı, dostluk dolu:

        Önce Dışişleri Bakanı, “Türkiye sınırının büyük çoğunluğu zaten kapalı (Yani PYD’nin kontrolünde), kalan 98 kilometrenin kontrolü için beraber operasyon yapacağız. Işid Irak ve Türkiye üzerinden yüz milyonlarca dolar petrol ticareti yapıyor” dedi.

        Sonra ABD Başkanı, “Işid’in petrol trafiğine sınırı kapatın” dedi.

        Temsilciler Meclisi Komite Başkanı “Türkiye Büyükelçisi’ni çağırıp Işid’e sınırı kapatın dedik” buyurdu.

        Arada “Pentagon Sözcüsü” Ruslara dönüp “Biz müttefikimizin böyle şeylerle suçlanmasını reddediyoruz” dedi.

        O yüzden, İngilizce bir dünya dili işte.

        Her lisana münasip!

        Ally” derse müttefik oluyorsun, “Alien” derse uzaylı bile olabiliyorsun!

        ***

        Esasında her ikisine de verilecek bir cevap var.

        Misal, ben Işid’le petrol ticareti yapan, Işid elemanlarının sınırdan gelip gitmesine göz yuman, Işid petrolünün paraya çevrildiği bir devlet olsaydım, hem Rusya’ya hem ABD’ye döner, “Keratalar, siz de Afganistan üzerinden uyuşturucu trafiğinden nemalanmadınız mı” derdim.

        Neyse ki öyle bir devlet değilim!

        Onlara böyle desem, “Işid petrolü”nü kabullenmiş olacağım.

        Oysa bizim petrole de pek ihtiyacımız yok.

        Çünkü Cumhurbaşkanı’nın gayet doğru şekilde “Biz hayat boyu doğalgazla yaşamadık. Doğalgazla tanışalı ne kadar zaman olduğu belli. Bu millet çileye alışık bir millettir” dediği gibi, “Biz tarih boyu petrolle de yaşamadık. Petrolle tanışalı ne kadar zaman olduğu belli.”

        Nitekim tarih boyu şan ve namımız “petrolsüz” yürüdü. Hangi at petrolle kanatlandı, hangi akıncı petrolle cenk etti ki? Hangi sarayımız petrolle neyin ısındı, aydınlandı?

        Nitekim “petrol devri” çıkınca mertlik bozuldu; bugün Işid’in fışkırdığı coğrafya, önce petrol fışkırınca elimizden çıktı, fitne-fesat ve despot yuvası oldu.

        O yüzden “Petrolden Türk’e dost olmaz” desek yeridir.

        Doğalgaz için onu tam söyleyemem, daha yeni, daha acemi ve üstelik neyse ki büyük dostumuz Katar var doğalgaz ağası.

        Şimdi Katar’dan daha çok doğalgaz alacağız, bu sefer Katarlı sahibini kastederek Paris Saint Germaine’e “Katar PSG’yi finanse ediyor… Ve terörizmi” diye pankart açan Korsikalı Bastia taraftarları yine caz yapacak!

        Caz olmayabilir; lafın gelişi. Belki “lamentu yapmayın” derler.

        ***

        Son sözü “millet adına” Cumhurbaşkanı söyledi zaten:

        Bu millet çileye alışık bir millettir!”

        Mesele de bu.

        Amerikalının, Rus’un, Fransız’ın anlamadığı; milletçe de alışkanlıktan fark etmediğimiz temel husus bu.

        Bunu fark ettiğinde “lider” oluyorsun…

        Etmediğinde bir bakmışsın yine çile çekiyorsun!

        ***

        Resmi açıklamalardan yola çıkarak özetleyeyim:

        Işid’den petrol metrol almıyoruz.

        Sınırı da kapatıyoruz.

        Biraz da Işid çile çeksin!

        Diğer Yazılar