Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İktidar ikiyüzlülükleri” üzerine de. “İsrail ikiyüzlülükleri” mevzuunda da yıllardır onca yazı yazmışım.

        Daha yeni “Dün dündü, bugün de bugün… Yarını hiç sorma” başlığıyla yazdım.

        Ancak Kamil, bu kadarını asla tahmin edemezdim!

        Bu kadarını Kamil, sen bile tahmin edemezdin ama bu da oldu!

        Karbon kopya kâtipler, eline diline haber, manşet, köşe yazısı, propaganda-manipülasyon malzemesi tutuşturulanlar ve devşirme Yeni-çeriler haricindeki AKP’liler de “Mavi Marmara’nın batırılışı”ndan sonra artık bir düşünecek…

        N’oluyoruz, ne bu, yok artık, diye.

        ***

        Darbeci denenler kumpas kurbanı oldu…

        Onları hapsetmekte ortaklık edenler darbeci, terörist oldu…

        Esed’i, Rusya’yı, İsrail’i, Davutoğlu’nu, barış-çözümü, AB’yi, daha böyle nice olayı hep biliyorsunuz zaten.

        Muhtemelen yüzde 50’miz her iki durumda da oy verdi.

        Barış denince de oy verdi, savaş denince de.

        Rus uçağını iyi vurduk denince de verdi, Izvistiye diye Rusça özür dilenince de hayırlısıyla verecek.

        Kardeşimiz Esad iken de verdi, kanlımız Esed olunca da verdi.

        Ama Allah aşkına tam kalbinden geldiği gibi söyle:

        İsrailli komandoların vurduğu, son kaybı için evinde Kur’an okunmuş Mavi Marmara gemisinin bile aşağılanacağını tahmin edebilir miydiniz?

        Vallahi Rusya meselesi İddaa’ya konsa, özüre 1’e 1,5 bile verilmezdi, çünkü geleceği çarşambadan belliydi.

        İtiraf ediyorum, Mavi Marmara için böyle denebileceğini asla bilemezdim.

        Siz bile bilemezdiniz Kamil.

        1’e 5000 verirdi belki. Leicester’ın şampiyonluğu gibi!

        ***

        Daha iki yıl önce bir iftarda, “Bu yardım kuruluşuna kinleri var. Pensilvanya, otoriteden izin almalılardı, diyor. Otorite kim? Otorite bizsek, biz zaten o izni verdik. Ama bunlara göre İsrail” dendikten sonra...

        Bugün, “Türkiye’den (Gazze’ye) insani yardım götürmek için dönemin Başbakanına mı sordunuz?” denebiliyorsa, bunu kimse tahmin edemez işte.

        Buları, Mavi Marmara idare heyetinin zihin dünyasından uzak olduğu halde, çok sayıda yazıyla o İsrail saldırısına tepki vermiş; bu arada Gülen’in o gün ABD’de bir gazeteye “Otoriteden izin almalılardı” deyişine yazıda bindirmiş biri olarak yazıyorum.

        İktidarın “İsrail kıvırtmaları”nı daha en başından örnek olaylarla defalarca dile getirmiş biri olarak da yazıyorum.

        ***

        1.Henüz iktidar olmadan hemen önce, DSP-MHP-ANAP koalisyonunun, “Cumhuriyetçi” paşaların baskısıyla İsrail’e can suyu gibi verdiği tank ihalesi için Erdoğan, Gül, Arınç “iktidara gelir gelmez o ihaleyi iptal edeceğiz” demişti. O ihale aynen sürdü, hatta uzatıldı.

        2. Daha iktidarın ilk yıllarında AKP, Mavi Marmara’yı basan komandoları da yetiştiren bir okula sahip olan İsrailli işadamı Ofer’e elden Tüpraş’ın yüzde 14.75 hissesini verdi ve büyük avanta sağlanmış oldu.

        3. Yetmedi. Galataport da onlara verilmek istendi, eleştiri, tepkiler ve yargı sonucu yatınca, “Günün Başbakanı” bizim gibi muhaliflere “Bunlar sermaye ırkçısı” diyebildi.

        4. Yetmedi. Kuşadası Limanı da neredeyse elden Ofer’e verildi. Tüm yargı kararları, iptaller çiğnendi. Sonra, o iş ve Havuz’da sunulanlar iptal edilemesin diye özel kanun çıkarıldı.

        5. Mavi Marmara saldırısı olduğunda Ofer’in komandolarla ilişkisini defalarca yazdım. Zerre utanç yaratmadı.

        6. One minüt’e kadar İsrail F-16’ları Konya’da tatbikata katılıyor, Suriye ve İran’ı vurma provaları yapıyordu. Suriye henüz dostumuz, Esad kardeşimizken İsrail uçakları bir gün Suriye’de bazı hedefler vurdu. Sonra yakıt tanklarının bir kısmını Suriye tarafına, bir kısmını Türkiye topraklarına attılar; imza atar gibi. Şam, dostu Türkiye’yi suçlamadı; Ankara hık mık deyip olayı gizledi.

        ***

        Bunları ve başkalarını defalarca yazan biri olarak dahi, “Otorite bizsek, biz zaten izni verdik” dediği Mavi Marmara için, “Günün Başbakanı”nın yine bir Ramazan günü çıkıp “Gazze’ye yardım için bize mi sordunuz” diyebileceğini tahmin edemezdim.

        Siz AKP’li olarak tahmin edebilir miydiniz, Kamil?

        Cevabını bilmiyorum, lakin artık tahmin edilebilecek ve tahmin edilemeyecek her şeye hazırsındır mutlaka!

        ***

        Vatandaşlarını ve misafirlerini bir kez daha katliam çetelerinden koruyamayan bir iktidarın; parçalanmış cesetler morgda, kan içinde hayata tutunmaya çalışan onca insan acilde yatarken, Meclis’te sabaha kadar “yargıyı bağımlı, bağlı kılacak” kanun için uğraşmasını Tarih takdir edecek tabii.

        Faciadan önce Soma madenlerinin, Ankara katliamından önce Suruç’un, Işid’e teslim edilmeden önce Süleyman Şah Türbesi’nin, onca astsubay intiharının araştırılmasını reddettiği gibi, Havalimanı Katliamı’nı da Meclis’te ele almayı reddeden iktidarı yani!

        Hiç mi düşünmüyorsun Kamil, bu kadar zigzag, U dönüşü, yanılgı, dün dündü bugün de bugün örneği var ve “tüm otorite” ile yargı, yasama, yürütme tek şaşmaz otoriteye teslim ediliyor!

        Kendin belli çok cesursun da, çocukların için hiç mi tereddüde düşmüyorsun?

        Fikr-i takip arşivinden:

        Diğer Yazılar